Okul günlerimiz, gençlik yıllarındaki anılarımız ...

Merhaba, yazılarımı paylaşabilirsiniz, sonuçta paylaşmak için yazıldılar... Ancak lütfen emeğe saygı gösterin, isimsiz kullanılmalarına müsade etmeyin.

İlginize teşekkür ederim.


Bir yat gezisi - Ağustos 2011

Arkadaşlıkların da dereceleri var. Okul arkadaşlarıyla, aynı ortamda yaşarsınız. Devre arkadaşlarıyla, aynı yaşlarda bulunursunuz. Sınıf arkadaşlarıyla heyecanlarınız ortaktır. Sıra arkadaşlarıyla ise aynı kaderi paylaşırsınız.


Cemal Burnaz, liseden sıra arkadaşım. 1966 yılında, son sınıfta aynı sıraya oturmuştuk. Birlikte gülmüş, sırlarımızı paylaşmıştık. Neredeyse numaralarımız bile aynı. Benim 57, Cemal'in numarası 1357 idi. Ne kadar uzak olursak olalım, aradan geçen elliye yakın yıl, bizi birbirimizden hiç ayıramadı.


Cemal, yaklaşık 1,5 ay önce, yelkenli bir tekne (sailboat) almış.


Bodrum'daki arkadaşları, bakım işine girişmişler. Teknenin altına girip, el birliği ile boyamışlar.


Cemal de, ufak, tefek eksikliklerini tamamlamış. Tekne artık sefere hazırmış.


Yelkenlinin adı "Congo". Nedeni ise çok açık. Cemal Burnaz, Fahri Kongo Konsolosu. Başka temsilcilik olmadığı için, siz isterseniz "Başkonsolos" da diyebilirsiniz. Ben, öyle diyorum. Aynı zamanda, Afrika-Avrupa arası Kültürel İlişkiler'in temsilcisi (Homme Culturel Afro-Européen).


Bizim Datça'da olduğumuzu biliyor. Telefonlaştık. İlk seferine bizimle çıkmak istiyor. Rüzgarın çok uygun olduğu bir günün sabahında, Datça marinada buluştuk. Gün, henüz yeni başlıyor. Yanda yabancı tekneler var. Ailece kahvaltılarını ediyorlar. Hepsiyle selamlaşıyoruz.


Tekneyi Ali kaptan kullanacak. Ali Takar 35 yaşında. Bu işin hem eğitimini görmüş, hem pratiğini yapmış.


Ali kaptan palamarları çözüyor. Çapayı denizden çekiyor.


Datça limanından yavaş, yavaş uzaklaşıyoruz. Deniz "çarşaf" gibi. Pervane sesi çok hafif; bu doğallığı bozmak istemiyor.


Feneri solumuzda bırakıyoruz. Artık Akdeniz'deyiz. Tam karşımızda Symie adası var. Bugünkü hedefimiz, Selimiye.


Galatasaray Spor Kulübü Su Sporları flamasının gölgesinde seyretmek, hepimize çok ayrı bir gurur veriyor. Cemal, Disiplin Kurulu üyesi.


Ali kaptanın kontrolu altında, zaman zaman, açık denizde, dümene ben de geçiyorum. 6,5 mil ile gidiyoruz. Bugün, toplam 30 deniz mili yapacağız. Birkaç yerde mola vermeyi planlıyoruz. 5 saatlik yolu, 10 saatte yapacağız.


Teknik donanım, her zaman bize destek oluyor. Rotamız, yönümüz, hızımız, hep kontrol altında.


İlk durağımız, Gönlüçek bükü. Aktur tesisleri burada. Dümeni, sahile kırıyoruz.


Kıyıda yaprak kıpırdamıyor. Bu yolculukta, rüzgar olmadığı için, yelken açamıyoruz. Oysa, teknemiz yelkenli. Bu keyfi, bir başka sefere bırakıyoruz.


Kıyı boyu tekneler var. Yanımızdan geçenlere el sallıyoruz.


Aktur sahillerine doğru ilerliyoruz.


Artık Aktur'dayız. Aktur uyanmış. Herkes denizde. Yazın keyfini çıkartıyorlar.


Sahile çok fazla yaklaşmadan demir atıyoruz. Güneş, iyice yakıcı olmaya başladı. Kendimizi suya atmanın tam zamanı.


Su da öylesine güzel ki! Bizi çağırıyor. Ayağımız yere değecek sanıyoruz. Oysa, bir hayli derin. Bize öyle geliyor.


Gönlüçek bükünün ucunda "Çiftlik adası" var. Bu ada, Aktur tesislerini ikiye ayırıyor.


Ada kıyılarındaki sualtı yaşamını merak ediyoruz. Olabildiğince yaklaşıp, yeniden demirliyoruz.


Adanın ortasındaki küçük kaya parçasına birbiri ardına martılar konuyor. Arkadan geçen yelkenli tekneler, bize korsan filimlerini anımsatıyor.


Güneş ışığının denizdeki yansıması olağanüstü bir görüntü veriyor. Gözlerimizi kamaştırıyor. Daha fazla düşünmeden, kendimizi ılık sulara bırakıveriyoruz.


Moladan yararlanarak, öğle yemeğininin hazırlıklarına girişiyoruz. Masadaki tabaklar sarı-kırmızı. Cemal'in tişortu, benim gönlüm sarı-kırmızı. Tentede asılı bayrak sarı-kırmızı. Ali kaptan, salatamızı, yiyeceklerimizi getiriyor. Ne içeceğimizi soruyor. Hep birlikte yiyoruz.


Yemekten sonra, Hisarönü körfezine doğru yol alıyoruz. Biraz yolumuz var. Cemal, 60'lı, 70'li yılların müzik CD'lerini seçiyor. Gilbert Becaud'nun, Adamo'nun, Dario Moreno'nun melodileriyle okul yıllarımıza dönüyoruz. Hafif müzik, bu sohbete o kadar yakışıyor ki! Yolculuğun nasıl geçtiğini anlamıyoruz.


Zaman, zaman yanımızdan yelkenliler geçiyor. Sanki yarışıyoruz.


Malta bandıralı, çift direkli bir yelkenliye el sallıyoruz. Onlar da karşılık veriyorlar.


Bençik koyunun tam karşısında "Diş adası" var. Bir doğa harikası. Dalgalar, kayalarda, ilginç bir görünüm oluşturmuş. Diş adasına daha sonra uğramayı düşünüp, Bençik koyuna doğru sola dönüş yapıyoruz.


Karşımızda "Bençik koyu". Bu koyun en iç tarafı "Balıkaşıran mevkii". Datça tarihini hatırlıyoruz:

" Datça, önce Karyalıların, sonra da Dorların egemenliği altında kalmış. Dorlar, altı şehir kurmuşlar. Knidos, bu şehirlerden biri ve Hexapolis Birliği'nin merkezi. Milattan önce 546'da Pers saldırıları başlamış. Dorlar, Pers saldırılarına karşı koymak için, Balıkaşıran denilen yerde kanal açarak, yarımadayı, ada yapmak istemişler. Kayalar, umulandan daha sert ve keskin çıkmış. Çalışanların el ve yüzlerinde yaralar açılmış. Tanrıların gazabına uğradıklarına inanmışlar. Kanal açmaktan vazgeçmişler. Persleri, dostça karşılamışlar."


Hafif yolla Bençik koyunun içinde ilerliyoruz. Sağımız, solumuz, çam ağaçlarıyla kaplı. Denizin rengini anlatabilmek çok zor. Bazen türkuaz, bazen mavi, bazen yeşil.


Cemal bize "bük"ün tanımını yapıyor. Bük, yanyana gelen koylar topluluğuna denirmiş. Gerçekten de öyle. Sahil, bir dantel gibi.


Tam yanına gelmeden, sağınızdaki ya da solunuzdaki koyları, o koylara demirlemiş olan tekneleri göremiyorsunuz.


Datça'ya, Selimiye'ye gelip de, Bençik koyu'nu görmeden gitmek, çok büyük kayıp olur. Bir doğa harikası. Hatta, abartmadan "1 numara" diyebiliriz.


Kayaların arkasından görünen tekne direkleri, önce bizi biraz şaşırtıyor. Sonra alışıyoruz. Biliyoruz ki, orada bir koy var, koyda demirli bir tekne var.


Koyda ilerlerken ilginç bir yaklaşımla karşılaşıyoruz. Dondurma satan bir motorlu sandal, teknelere yanaşıyor. Seçmeniz için elindeki listeyi gösteriyor. Eh, bu sıcakta da dondurma çok iyi gider. Sizce de öyle değil mi? Hepimiz birer tane seçiyoruz.


Bençik koyunda kaç tane bük var, kaç tekne buralarda gizli, saymanın olanağı yok. Her ağacın, her kayanın arkasında, pardon, her koyda bir ya da birkaç tekne var.


Burada zaman durmuş gibi. Huzur var. Sakinlik var. Şehirlerin karmaşası o kadar uzak ki!


Arada bir dönüp, arkamıza bakıyoruz. Bir süredir, Bençik koyunda ilerliyoruz ama, henüz uç kısmına gelemedik.


Teknelerdeki yerli ve yabancı turistler, gruplar halinde eğleniyorlar. Kulaç sesleri kulağımıza kadar geliyor.


Teknede, nedense, hep sarı-kırmızı detaylar yanyana gelmiş. Tesadüf mü dersiniz?


Bugün, Cemal de çok keyifli. Yüzünden gülücükler eksik olmuyor.


Nasıl olmasın ki? Sıra arkadaşı ile, sıradışı bir yolculuk yapıyor. Bundan daha güzel ne olabilir ki!


Bençik koyunda bir süre dinlendikten sonra, dönüşe geçiyoruz.


Adalar, yarımadalar, koylar, çamlar bizi uğurluyor. Bu gezi boyunca ikiyüzün üzerinde fotoğraf çekiyoruz.


Bençik koyu, her boy tekneye uygun. Buraya uğramadan geçen yok galiba.


Rotamızı "Diş adası"na çeviriyoruz. Diş adası, Bençik koyu açığında.


Gelirken, güney kıyılarını görüntülemiştik. Şimdi kuzey yönden yaklaşıyoruz.


Diş adası, Tayland'daki Pukhet adasını, İndibay'ı, Koh Tapu adası andırıyor. Koh Tapu adasında, 1974 yılında, Roger Moore, bir James Bond filmi çevirmiş: The Man With The Golden Gun.


Adaya yaklaştıkça, Peter Pan romanındaki Çengel Kaptan'ın, Kurukafa adası'nı anımsıyoruz. Sanki hemen şuracaktan, korsanlar çıkıp, kimsesiz çocukları kovalayacaklar.


Suyun rengi ise bambaşka. Rüzgar, yağmur ve dalgalarla aşınan kaya parçaları, açık renkli bir sahil oluşturmuş. Bir adım sonra ise, derin biren derinleşiveriyor.


Deniz gözlüklerimizi takıyoruz. Şimdi, olağanüstü bir dekorun tam içindeyiz. Arkamızda duvar gibi kayalar var. Altları oyulu.


Bu oluşumu bir de sualtından inceliyoruz, kayaların etrafından dolaşıyoruz, dar boğazlardan geçiyoruz.


Şimdi, biraz serinlemenin zamanı. Karpuzun kırmızı ile şeftalinin sarısı yanyana. Buzdolabından yeni çıkmışlar. Siz de ister miydiniz?


Demir alıp, Selimiye'ye doğru ilerliyoruz. Güneş, yavaş yavaş alçalmaya başlıyor.


Selimiye'nin girişi gizli. Başka bir deyimle, ilk bakışta, Selimiye'nin nerede olduğunu göremiyorsunuz.


Karşımızda, irili ufaklı bir çok koy var. Sağdaki boğazlardan birinden Orhaniye'ye gidiliyor.


Ali kaptan çok deneyimli. İyice ilerledikten sonra, dümeni sağa kırıyor. Birden, Selimiye karşımızda beliriveriyor.


Kaptan Motel'e doğru ilerliyoruz. Hayrettin Karaali ağabey (GSL 83), teknemize oradan yer ayırtmış. Geleceğimizi biliyor.


Üzerimize tatlı bir yorgunluk çöküyor.


Selimiye'de artık gün kavuşmak üzere. Cemal'e sonsuz teşekkür ediyoruz. Vedalaşıp, kucaklaşıp ayrılıyoruz.


Karayolu ile Datça'ya döndüğümüzde, güneş çoktan yerini dolunaya bırakmış. Unutulmaz bir günü daha arkamızda bırakıyoruz.

11 yorum:

Orhan Öztaşkın dedi ki...

Aydın aaaaabiiiii,
"ÇATTIRTTTT".... Hasetimden orta yerimden çatladığımın sesidir ağabeyim.... Ellerine, gözlerine sağlık..... Sevgiler, saygılar: Orhan le Tapis (106)

Pelin Atılgan Çobanoğlu dedi ki...

Canim abicim bu yapilirmiydi bu sicak gunde Istanbul da, ofis ortaminda calisan benim gibilere....:(((

Kiskanim mi, bayilim mi bilemedim valla:))

Ama cok keyifli, paylastiginiz icin tesekkurler:)

“En iyi tekne, sıra arkadasinin teknesi”:)) demisler....

Sevgilerimle abicim

Pelin Atilgan 116

Taner Saka dedi ki...

Bu sefer açık açık söylüyorum ...Eline sağlık aydıncığım... Kelle gezdirmiyor hayatı bütün ögeleriyle birlikte yaşıyorsun. Son yolladığın fotograflarla bezenmiş hikayelerinle benzeri gruplara fark atmış bulunuyorsun... Sağolasın varolasın...
Taner Saka

Cahide Erdengiz dedi ki...

Ne kadar guzel hem fotograflar hem de oyku..
Benim de 6 nci siniftan okulu bitirene kadar beraber oldugum sira arkadasim var. Ruzgar ikimizi de birbirimizden cok uzaklara atti ama kalplerimiz hep bir.
7-8 sene once Mombasa da bulusup Afrikaya ilk seyahatimizi yapmistik beraber. Sonra bir kac kere ben onu Isvicre'de ziyaret ettim, birkc kere Paris'te bulustuk, en son bu sene yine beraber Dogu Anadolu gezisi yaptik.
Benim o gezilerde yasadigim keyif bambaskaydi, o yuzden tesekkurler Aydin agbi, bizimle sira arkadasinizla sira disi gezinizi paylastiginiz icin.
Sevgilerimle,
Cahide Erdengiz

Mehmet Ulusoy dedi ki...

Aydın ağabey,

Çok keyifli bir gezi olmuş, ve bir o kadar da güzel anlatmışsınız. Bir çırpıda okudum.
yakın bir zamanda görüşebilmek dileğiyle
Saygılarımla
Mehmet Ulusoy

Umut Deniz Sezgin dedi ki...

Bir çırpıda okudum. Çok sık görüşemesek de yaşadığın güzel ayrıntıları bizimle paylaşman son derece keyif verici Aydın Ağabey. Kalemine sağlık!
Sine cera
Umut Deniz Sezgin

Oktay İncekara dedi ki...

sen çok yaşa emi!
Oktay İncekara

Kutlay Özmenlikan dedi ki...

Cok ama cok hos...
Umarim nazarimiz degmez...

Kutlay Ozmenlikan(120)

Burçak Üstün Korkmaz dedi ki...

Sevgili Aydın Ağabey,

Valla nazar değmesin ama ne yalan söyleyeyim çok kıskandım.

Biz neden böyle bir organizasyona giremiyoruz acaba…

Size daha nice güzel sıra arkadaşınız ile birlikte seyahatler dilerim.

Sevgiler,

Burçak Üstün Korkmaz

Özlem Şenkoyuncu dedi ki...

Aydın beycigim gittiginiz yerlere bayıldım. Umarım ben de birgun sevdiklerimle beraber bu koyları gezip yüzebilirim.

Bu arada siz de pek havalı duruyorsunuz dümenin başında... Aydın kaptan aydınlık geleceğe yol alyor diyesim geldi şimdi...

İyi tatiller

Özlem Şenkoyuncu

Muhlis Özdamar dedi ki...

Gercekten sıra dışı güzel bir geziymiş dogrusu. Zaten yelkenle dünya turu yapan gezginlerimiz en güzel koyların bizim bizimkiler olduğunu söyler dururlar.. Dört metrelik gelgitlerin yaşanmadığı , solugan dalgaların uykusuz bırakmadığı güzel koylarımızı methederler. Bir de tur teknelerinin - sonradan görme guletlerin motoryatların sonuna kadar açık müzik setleri olmasa, ıssız koylar betona yenik düşmese, işgale uğramasa ne de iyi olurdu....

Aydın kardeş, arkadaşının yeni teknesi hayırlı olsun, rüzgarı kolayına gelsin, omurgası altında çok su olsun.... Dilerim kısa sürede o güzeli kaptan yerine bizzat kendisi kullanmaya başlar...

Muhlis Özdamar

Google
 

Sizlerden Gelenler ;

Sevgili Aydın; ağabeyin Mehmet'in Galatasaray Lisesinden sıra arkadaşıydım. Hatırlayacağını zannediyorum. Ayrıca bir de rahmetli Rahmi Ertin ortak dostumuzdu. Damadım ile kızımın sevgili amcaları idi. Uzun yıllar sonra, Mehmet'le buluştuk. İnşallah seninle de görüşürüz. Anılara Yolculuk siten, çocukluk ve ilk gençlik yıllarımdan, hayallerimde bile unutulmuş güzellikleri yeniden yaşamamı sağladı. Eline ve o güzel yüreğine sağlık. Görüşmek dileğiyle. Sevgiler.


Altuğ İşmen, 1 Mart 2010


----------------------------------------------------


Sayın Aydın Ataberk,


Çok çok güzel olmuş ellerinize ve emeklerinize sağlık. Eski bir İhsan Çizakcalı olarak ayrıca şu anda merhum abeyimin de çizakcanın ilk öğrencilerinden olması dolayısıyla eski Bursa'yı ve okulumu, yazılarınızda tekrar yaşamış oldum. Size minnettarlığımı ve şükranlarımı sunar çalışmalarınızda başarılar dilerim.Saygılarımla


Erhan Kurtulan, Elk.Müh., 17 Aralık 2008


-------------------------------------------------------


Sevgili Aydin,



Muhtesem bir eser yaratmissin. Seni kutlarim. Beni Ekvator Gine'sindeki yamyamlarin arasinda aglatmayi basardin. Saatlerce tek tek butun belgelere baktim. Tombul yanaklarindan opuyor ve seni tekrar kutluyorum. Artik bu birikimleri koyacagimiz bir web sitemizin olmasi gerekiyor. Ben de onu organize edeyim. Senin bu muhtesem birikimlerinle cok guzel bir siteye sahip olacagiz. Yakinda www.gsl97.org aramiza katilacak.



Seni sevgiyle kucakliyorum.



Mahmut Melih Kayahan, 9 Aralık 2008


---------------------------------------------------------


Sizlere tesadufen ogrendigim Sn Aydin ATABERK tarafindan hazirlanmis bir site adresi iletiyorum. İzlemeniz tavsiye olunur, harika bir calisma olmus. Ellerine ve yuregine saglik....


Öznur Dere, 24 Eylül 2008


--------------------------------------------------------------Sevgili Aydın bey, anılara yolculuk Blogunuzu inceledim. İnanılmaz bir şey. Ne çok emek var. Ben sizden daha genç :) olduğum için eskiye ait yazı ve görüntülerin bir kısmını özel yaşantımdan hatırladım ama çoğunu da geçmişe olan özel ilgimden dolayı hatırladım. Çok duygulandım. Ne olur bu yaptıklarınızı daha çok insan duysun, sizi daha çok insan tanısın. Sizi tanıyan bir kişi olmak benim için ne şans. Sizi çok seviyorum. Saygılarımla,


Sıdıka Parlak, 24 Eylül 2008


-------------------------------------------------------------Aydin Bey Gunaydin ,



Ellerinize saglik, soyle bir goz atabildim henuz, ilk firsatta satir aralarinda kaybolmak isterim .



Ozellikle benim icin de sizi tanimak cok buyuk bir sans .



Saygilar, Sevgiler,



Sibel Birçiçek, 25 Eylül 2008


-------------------------------------------------------------Sevgili Aydın ağbey,



Bize tekrar muhteşem bir yolculuk yaptırdın güzel anılara.Ellerine sağlık ağbey bize böyle nefis güzellikler yarattığın için.


Sevgiler, saygılar



Sinan Acarel, 25 Eylül 2008


------------------------------------------------------------Sevgili Kardesim Aydin,



Candan tebrikler! Iyi ki boylesine guzel sunulan ve ozlem degeri yuksek anilarini bir gunlukte topladin ve e-postalarda kaybolmamalarini sagladin.



Daha nice 5000'lere! Gerek icerik gerek sunudaki nitelik ilgiyi kendisi yaratiyor. Ne mutlu bizlere, ayni ailedeniz!



Sevgilerle,


Tuncer Ören (1955), 26 Kasım 2008


-------------------------------------------------------------Aydın Bey günaydın



Sizi kutluyorum. Bu azminiz ve paylaşma isteginiz hiç eksilmesin, artsın….



Selamlar



Mustafa GEYVE, 26 Kasım 2008


---------------------------------------------------------------


GÜNAYDINLAR AYDIN ABİCİĞİM; NASILSINIZ?? "ANILARA YOLCULUKTA" DAHA 10 000'Cİ, 50 000'Cİ , 500 000'Cİ ZİYARETÇİLERE ULAŞMANIZ DİLEĞİYLE. BEN BÜTÜN KALBEMLE İNANIYORUMKİ AYDIN ABİMİN KALEMİNİN YALINLIĞI, SADELİĞİYLE ULAŞILABİLİR. YAZILARI OKURKEN DALIP BİR YERLERE GİTMEMEK İMKANSIZ.. SEVGİLER,SAYGILAR


Şükran Durgan, 26 Kasım 2008


---------------------------------------------------------------Sayin Aydin agabey



Boylesine guzel, degerli bir birikimi bir araya getirdiginiz ve bunu hazine degerindeki bir belgesellige donusturdugunuz için sizi kutlarim. Müzik dersini gösteren fotografta, sag basta yer alan muzik ogretmeni, Almanya'da muzik egitimi gormus, oglu da bir donem unlu bir fagotcu olan rahmetli Enver Haraçci hocamizdir. Karli kis gunlerinde, Ortakoy'de okulun onunden denize girer ve esasli bir sekilde yuzerdi.



Grand Cour'da hocalar maçini gosteren fotografin sag tarafinda en bastaki siyah formali adi yazilmamis ogretmen de, Galatasaray Ilkokulu yavrukurtlari baskurtu ve de 1950'li 60'li yillarda Ortakoy'de ogretmenlik yapmis olan Huseyin hoca'dir.



Saygilar, sevgiler



Turgay Tuna 102, 26 Kasım 2008


------------------------------------------------------------Sevgili Aydin Kardesim,



Gercekten bir "online GS müzesi" yaratmisin, eline saglik ve tebrikler !



Ender Enön ( 94 x1962), 26 Kasım 2008


-------------------------------------------------------------Çok güzel, çok sevindim.. Tebrik ederim Aydın Bey.



Çok çok daha fazla kişiye ulaşması dileğiyle. Çünkü gerçekten çok güzel bir çalışma.



Sevgi ve Saygılarımla



Gizem Ertürk, 26 Kasım 2008


------------------------------------------------------------Sayın Aydın Ataberk,


Doğum yerim Bursa anılarına yaptığım gezintide, sizin de benim gibi halamın gelin gittiği konakta kurulan "Özel Yeni Okul"dan mezun olduğunuzu öğrendim. Yalnız ben 1957 mezunuyum.... Ne yazık ki daha sonra kurulan İhsan Çizakça Kolejinin kapandığını öğrendim. Merhum İhsan ve merhume Süheyla Çizakça'nın ruhları şad ve mekanları cennet olsun!Selamlarımla,


Beyza Üntuna, 28 Kasım 2008


Türkiye Cumhuriyeti, Atina-Pire Başkonsolosu


-------------------------------------------------------------



Sevgili Aydın agabey ;


Henuz sadece ıkı bolumu okudum . Ikıncı bolum ozel ılgı alanıma gıren oyuncaklardı . Gecmıse donup o yokluktakı zenginliklerimizi hatirlamak çok güzel . Bir kez daha tesekkür ederim . Bence oyuncak dostu ve oyuncak müzesinin kurucusu sevgili Sunay Akın'la temasa geçip O'nun da sitene ulaşmasini saglarsan çok mutlu olacaktir .Sevgi ile kalin


Bünyat AKIN(104-106 V.S.), 14 Şubat 2008


------------------------------


Degerli Kardeşim



Erol Günaydın ın arkasındaki ben Mehmet Ali ve yanımda Özer Berkay dan tebrikler,selamlar,sevgiler,ellerinize saglık.Özer Berkay ve ben GSLAAG den ayrıldık,resimde gördügünüz oturan GS a hizmet eden üç kardeşimize madalya ve plaket verdik.Tahminen 40 ın üstünde agabeyimiz,okul müdürümüz Meral Mercan ,kıymetlı GS lılar bu madalya ve plaketleri aldılar. Resim o tören sırasında çekildi.



Bilgisayar kullanmada cok acemiyim,ancak daha çok gencim yaşım 73 yavaş yavaş öğreneceğim...



Lütfen gslaag ye girin,orada devrelere girin,gsl55.free.fr dan hatıralara girin 2 sahife Necdet Mahfi Ayral ın kızı Jeyan hanımefendinin bana hediye ettiği üç albüm resim ve efemeraları tetkik edin.Bunlarıda dilerseniz kullanabilirsiniz.



İyi günlerde görüşmek dileklerimle.



M Ali Zeren, 17 Şubat 2008


----------------------------------


Aydin agabey,



Dun gslaag sitesinde, yazilarinizda gezindim. Site harika, yazilariniz enfes, onlari toplanmis ve guzel sunulmus gormek icimi isitti. Hem sitenizin hem yazilarinizin duyurularini tekrar tekrar yapmaliyiz orada. Yapacagiz zaten. Dun bunu dusundum. Ilk olanakta ben de gerekeni yapacagim. (ilk vaktim oldugunda yani, affedin beni bu nedenle)



Saygilarimla.



Gün ARUN 113, 25 Şubat 2008


-----------------------------------



Aydin Bey merhaba


Hazirladiginiz sitenin öncelikle Bursa sayfasini, daha sonra da müzik sayfalarini ve digerlerini inceledim. Paylastigimiz noktalari da gördüm. Böyle bir ise zaman ve emek harcamak, bunlara derlemek takdire sayan. Sizi kutluyor ve tüm günlerinizin bu sekilde verimli olmasini diliyorum. Selamlar.Mustafa GEYVE, 2 Mart 2008


-------------------------------


Sayin Ataberk,



Blogunuz cok hosuma gitti.



22 sene evvel biraktigim dunyanin en guzel sehri Istanbul'u bana tekrar gezdirdiniz.



tesekkur ederim



selam ve saygilarla



David Hasday



New York, 7 Mart 2008


-----------------------------------


Sayın Ataberk,



Biraz önce oğlumun haber vermesiyle sitenize baktım. Elinize sağlık, kutluyorum. Ben de, unutulmuş, unutulmaya yüz tutmuş güzelliklerin arayışı, duyurulması çabasındayım. Blogunuzda sergilediğiniz bilgilere, belgelere kendi genelağ yerimde yer vermek, beni, ziyaretçilerimi pek sevindirecek, mutlu edecek. Bilmem izninizi alabilir miyim?



Bu arada belirteyim, ilgilendiğim konular arasında dilimiz, müzik, yazın, sinema önde geliyor. Sinemayla ilgili bir kitabım (http://www.pandora.com.tr/urun.asp?id=110695 ), araştırma yazılarım, senaryolarım, öykülerim vb. var. Bir göz atabilirseniz, http://www.ilgilik.net/ size bir fikir verebilir sanıyorum.



Başarılarınızın artarak sürmesi dileğiyle selamlarımı, saygılarımı sunuyorum.



İnal Karagözoğlu, 10 Mart 2008


----------------------------------



Aydın Abi,



Tesadüfen



”Anılara Yolculuk”



Bloguna takıldım.



Bir defada keşfedilemez.



Dönüp dönüp bakacağım.



Teşekkürler.



Çok yaşa emi.



Sevgiler,



A.Şeref Türkmenoğlu, 22 Mart 2008


-----------------------------


Emeklerinize saglik, cok guzel olmus. Bir IEL ve ITU mezunu olarak da ayrica gurur duydum:) Saygilarimla,



Aydin Gurel, 23 Nisan 2008


-------------------------


Merhaba Aydın Bey,



Anılarda yolculuk sayfalarında gezinirken çocukluğuma gittim 4-5 yaşlarındaydım ve ilk defa film makinası görüyordum,İstanbul'dan Niyazi Dayı gelmişti ,Seher Nenemin kireç badanalı duvarına bir bez gerildi ve sizin eşinizin ve çocuklarınızın görüntüleriydi izlediklerimiz.Babanız parmaklarımı tutar birşeyler yapar hep eksik sayardı parmaklarımı onu güleryüzlü ve kocaman bir adam olarak hatırlıyorum çocukluğumdan.



Ben kimmiyim? ben Ümit Arıcan'ın küçük kızı Safinaz'ım,her ne kadar hiç tanışmamış olsakta selamlar sevgiler...



Safinaz KAROL, 31 Ekim 2008


-------------------------------



Ağbi bu güzel sayfalarına bakmak saatlerimi aldı. Yapması kim bilir ne kadar zaman ve emek gerektirmiştir.Ailem 1965'de Bursaya taşınmıştı. Abdal Köprüsünün 5-6 ev yakınına. Heryer gibi oralar da artık tanınmaz olmuş. O yıllarda köprü sayfandaki (daha önce görmediğim) o resmine benziyordu gene az çok.Güzel günler...


Murat Kalınyaprak 109, 1 Ekim 2008


------------------------------------



Aydın Bey sitenizi ziyaret ettim ve çok mutlu oldum. Lakin kendi çocukluğunun oyuncaklarını hatırlayıp bunu konu edip bugünün kuşaklarına aktaran maalesefki çok az büyüğümüz var. Yine maalesef ki geçmişe ait belleğimiz, sanki o güzelim oyuncakların yerine geçen modern oyuncaklarla birlikte yitip gitmaktedir.Aydın Bey, ben TRT çocuk televizyonu için eski ("Dedemin Oyuncağı) oyuncaklarımızı konu eden bir programın yapımcısıyım. Televizyonumuz Ekimde yayın hayatına başlayacaktır. Hazırlayacağım programda komuğumuza oyuncakla ilgili malzemeleri hazırlayarak ya da konuğumuzun desteğiyle; onun çocukluğunda yer etmiş bir oyuncağın yapım aşaması anlatımlı olarak gerçekleştirilecektir. Bu konuda önerilerinizi paylaşmanız bizi sevindirecektir. Yapımını bildiğiniz bir oyuncak varsa ve bunu bizimle program çekimiyle paylaşırsanız çok memnun oluruz. Şimdiden desteğiniz ve oyuncaklara olan duyarlılığınız için teşekkür ederiz, saygılar sunarız.


Engin Yıldız, 21 Eylül 2008


---------------------------------


Aydın bey günaydın,



sitenize meraktan hemen buradan bir göz attım. detaylı olarak evden bakacağız tabii. ellerinize ve yüreğinize sağlık diyorum. eski bursa ve istanbul resimleri çok ilgimi çekti. anlatımlarınızı da okuyacağım . tekrar teşekkürler. saygılarımızla,



Cenk Özçelik, 13 Şubat 2008 çarşamba


-------------------------------


Aydin Bey supersiniz !!!! tebrikler.



Ayşe Siner, 13 Şubat 2008 çarşamba


--------------------------------


Cok guzel. Super bir ani derlemesi. Size cok tesekkurler.Sanki o gunleri yasamis gibi hissettim. Sonsuz sevgi ve saygilarimla



Ali Rıza Tuğluk, 13 Şubat 2008 Çarşamba


----------------------------------


Harika bir site tebrikler tebrikler Aydın beyciğim cok yararlı ve enteresan. Bu sitenizinden faydalanabilecek ve memnunlukla takip edecek dostlar var acaba onlara da izninizle adresinizi iletebilirmiyim ?



Sevgiler ve tüm bu güzel şeylerin devamını getirmeniz dileyiğle



Fügen Evren, 13 Şubat 2008 Çarşamba


------------------------------------


Sevgili Aydın Ağabey;



Çok güzel bir site olmuş.Ellerinize sağlık ve teşekkürler. Saygılar.



Ahmet Dikencik, 13 Şubat 2008 Çarşamba


----------------------------------



Aydın Beycigim ,



bir ara sakin bir zamanda fırsat bulup okumak o güzel anlatımız esliginde kahvemi yudumlarken sizinle beraber gecmiste yolculuk yapmak isterim. Simdiden elinize, yureginize ve super hafızanıza saglık. Sevgilerimle



Özlem Şenkoyuncu, 13 Şubat 2008 Çarşamba


-------------------------------


Sevgili Aydın beyciğim merhaba.



Anılara yolculuk'ta İstanbul'un o eski günlerini sanki yeniden yaşıyormuş gibi keyif aldım. Biliyorsun ben GS lı değilim. 1970 Maçka mezunuyum. O yıllarda İstanbul bir başkaydı.



Geçen sene Sirkeci'deki Orient ekspres'te yaptığımız Eski dostlar yemeğine Yenikapıdan Sirkeciye yürüyerek gelmiştik.Bu yürüyüşten büyük keyif almıştım. Eski günleri ya'dederek beraberce yürümüş ve eski günleri anımsamıştık.



Anılara yolculuk için teşekkür eder, iyi çalışmalar dilerim.



Harun Masatoğlu, 13 Şubat 2008 Çarşamba


-------------------------------------


Aydin bey,



henuz tamamini okuyamadim ama okudugum bolumler ve fotograflar cok guzeldi.Elinize saglik. Selamlar



Sevgül Alper, 13 Şubat 2008 Çarşamba


-------------------------------


Ellerine saglik çok guzel olmus



Ali Meriçboyu, 13 Şubat 2008 Çarşamba


---------------------------------



Ben de Aydın abimiz nerelere kayboldu diyordum. meğer yoğun bir çalışma içindeymiş. Blog'unuzu inceledim, çok beğendim. Yorum bile yazdım. Hayırlı olsun blogunuz.



Çok güzel olmuş. Ellerinize, emeğinize sağlık. Ben de sizden gelen mailleri güzelce derleyip, bir directory açıp saklamaya çalışıyordum. Ama böylesi çok daha güzel oldu ve size çok yakıştı. Sevgiler,



Yelda Dürüşken, 13 Şubat 2008 Çarşamba


-------------------------------



Merhaba Aydin bey,



Dun sayfaniza hizli bir bakis attim, simdi biraz daha bakacagim. Cok guzel olmus ellerinize saglik



Oldukca emek harcamissiniz. Harika gorunuyor



Sevil İnci Cankurt, 15 Şubat 2008 Cuma


---------------------------



Nefis bir arşiv..paylaştığınız için teşekkürler..Saygılar..



Ayfer Çırak, 15 Şubat 2008 Cuma


----------------------------------



Sevgili Ataberklerimiz Bu kadar güzel resimleri bulmak eskiyi bizlere yaşatmak breh breh (Bu aferin demektir.)Ben torunlarla Erim babamla meşgul olduğu için of günümde temiz bir nefes oldu.Her ikinizide öpüyoruz ilk fırsatta buluşmak dileğiyle. Nur. Erim dede(artık amca değil.)



Nursal Tarhan, 15 Şubat 2008 Cuma


------------------------------


Ozenle hazirlanmis bir blog...Teknik olarak kusursuz..Her sayfasini dikkatle okumak gerek...Hazirlayanin eline saglik...



Yorumkar, 12 Şubat 2008


--------------------------------------


Aydın Ataberk'in eseri, beni de çok etkiledi.


Ahmet Kuzucu, 26 Subat 2008 salı