Okul günlerimiz, gençlik yıllarındaki anılarımız ...

Merhaba, yazılarımı paylaşabilirsiniz, sonuçta paylaşmak için yazıldılar... Ancak lütfen emeğe saygı gösterin, isimsiz kullanılmalarına müsade etmeyin.

İlginize teşekkür ederim.


Unutulan meslekler: Faytoncu

Cumhuriyetin ilk yıllarında, fayton ve at arabası vazgeçilmez ulaşım araçlarımızdı. Yollarda, salına salına dolaşırlardı. Atların nallarının ritmik sesleri parke taşlı yollarda yankılanırdı.
 
 

Günümüzde ise, neredeyse hiç kalmadılar; bir elin parmakları kadar azaldılar. Bursa'da yalnız Botanik Park'ta ve Mudanya iskelesi civarında 10 kadar fayton var. İstanbul'da ise ağırlıklı olarak Büyükada'da bulunuyorlar.
 
Yeni fayton ve at arabası üreten, eskileri onaran usta kalıp kalmadığını merak ediyoruz. Araştırmalarımız bizi Mustafa ustanın dükkanına yönlendiriyor.
 
 

Mustafa Bedik 50 yaşında. 1963 doğumlu. Faytonculuk ve at arabacılığı, dedesinin ve babasının mesleği. Amcası da at atabası ve fayton boyası üzerine ustalaşmış.
 
 
Mustafa usta 11 yaşından beri bu işi yapıyor. Babası 80 yaşında vefat etmiş. Selanik göçmeniymiş. Balkan harbinde Türkiye'ye gelmişler.
 
 
Mustafa usta bir yandan mengeneye sıkıştırdığı «başlık» üzerinde çalışıyor; bir yandan da bize anlatıyor: "Eskiden müşteriler vardı. Şimdi, piyasada bu işler bitti. Bursa'da sıfırdan fayton yapan iki kişi vardı. Şimdi ben tek kaldım. Diğer usta, traktör römorkuna döndü; pulluk işine döndü. Ben de talep üzerine çalışıyorum".
 
 
Mustafa usta, başlık çakma işini bitirdikten sonra «ıçkı»sını eline alıyor; mengeneye sıkıştırdığı ağacı yontmaya, şekillendirmeye başlıyor. Içkı, rende, keser, ıskarpile, törpü, sistre sıklıkla kullandığı aletlerden.
 
 
"Bizde ağaç ve demir işleri bir arada yapılır" diyor. Sıcak demiri şekillendirmek için kullandığı ocağını yeni onarmış. Henüz ocağın önündeki kalıpları açmamış. Sıcak demirleri tutacağı kıskaçlar, ocağın önünde kullanılacakları günü sabırla bekliyorlar.
 
 
Ocağın hemen önünde «örs» var. Örs, bir ağaç kütüğün üzerine yerleştirilerek çalışma seviyesine yükseltilmiş. Kütüğün üzerinde ise, dövme işinde kullanılacak çeşitli boyda keski ve çiviler var. "Eskiden kara kaynak yapılırdı" diye anlatıyor "İki demir ısıtılarak üst üste yerleştirilir; araya toz konur, sonra çekiçlenirdi. Çok sağlam bir kaynak elde edilirdi. Şimdilerde bu kaynak yöntemini bilen çok az kişi kaldı".
 
 
Tezgahta Bursa «Esebey» arabalarının kenarlarının şekillendirme kalıplarını görüyoruz. Bu kalıpların nasıl kullanıldığını soruyoruz.
 
 
Mustafa usta, yaparak anlatıyor; bir araba kenarı alıyor; kalıpları belli bir düzende yerleştiriyor.
 
 
Bir faytonun dört tekerleğinin «başlık»larını daha önceden hazılamış.
 
 
Vakti zamanında amcasının boyamış olduğu tekerlek göbeklerini, dükkanın bir köşesinde anı olarak saklıyor.
 
 
Dükkanda, çok eski yapımlar olduğu her hallerinden belli olan parçalar var. Her birinin görevi ayrı.
 
 
«Kantarma» beygir ağzına, çeneye geçer. Azgın atlar için.
 
 
Mustafa ustanın dükkanı adeta bir canlı müze gibi. Bir fayton basamağını eline alıp bize gösteriyor. El yapımı. Arkasındaki tarih 1810 yılını işaret ediyor. Tarih, çok paslı olduğu için, görüntülemekte zorlanıyoruz.
 
 
«Yapıştırma», tekerleklerde kullanılan en eski tekniklerden biri. Ağaç tekerlek bir kalıba (tekerleğe demir çember geçirilirken kullanılan tezgaha) oturtuluyor; tahta tekerleğin etrafına geçirilecek demir çember ısıtılarak genleştiriliyor; demir soğudukça çember tahta tekerlek ile bütünleşiyor.
 
 
«Lobut», tekerleğe takılan, tek parça bir ağaç. Çemberin altındaki gövde. Tekerleğe oturtulduktan sonra, fazla kısmı kesiliyor.
 
 
Tahta tekerlek gövdesinin çevresine demir çember takıldıktan sonra, istenirse, lastik şerit de geçirilebiliyor. Böylece tekerleğin daha sessiz çalışması sağlanıyor.
 
"Bursa'da, tek atlı faytonların bitmiş dingil arası - iki tekerleğin arası - 1 metredir. Arabanın kasa uzunluğu 2,10 ila 2,20 metredir. Çift atlı faytonlarda, alt takım dingil arası 145 cm'e kadar bağlanır. At arabalarında, arka tekerlekler 7 cm yüksektir. Bu, akıntıyı verir. Arabanın ağırlığı ölçmek için özel bir yöntem kullanılır. Şeytan kantarı ile çekildiğinde, ibre 4 kiloyu gösterdiğinde, arabanın yürümesi lazım. Yoksa, araba ağır sayılır".
 
 
Çok eski faytonlarda yolu aydınlatmak için «kandil» bulunurmuş. Tavana asılı 2 kandilin kaç yıllık olduklarını tahmin etmeye çalışıyoruz. O zamanın yollarını, onların gözlerinden görmek isterdik.
 
 
İlerleyen zamanlarda, kandiller, daha şık birer görünüm almış; kristal kesme camlar eklenmiş. Camlara "kesme" süsler yapılmış.
 
 
Dedesi Nuri beyin çalışırken çekilmiş bir fotoğrafını özenle koruyor. Babası İbrahim ustanın da fotoğrafı, çerçevenin alt köşesine iliştirilmiş.
 
 
Bize babasının dükkanının fotoğrafını gösteriyor. Fotoğraftaki isimleri rahmetle anıyor: "Babik (babasının lakabı, bonkör anlamına geliyormuş), Harbi Kenan, Karakaş İsmail, Camgöz Nizamettin, Çetek Hasan, Pu.. Palaz, Or.... Şaban, Uzun Osman, Palabıyık Mahmut, Kör Raşit....". Babası İbrahim usta, "Bursa At Arabacıları Derneği"nin kurucusu ve ilk başkanıymış.
 
 
Mustafa usta, gururla bize yaptığı arabaların fotoğraflarını gösteriyor. "Bursa Tofaş müzesindeki arabaları da ben yaptım" diyor ve devam ediyor: "İstanbul'daki, 2012 At ve Binicilik Fuarı'na katıldım. Açılış gününde çekilmiş fotoğraflarım var. Bursa "Rahvan Atları Yarışları"nda, arap atlarında dört dalda, birinciliğim var".
 
 
Mustafa ustaya bugüne kadar kaç tane fayton ve at arabası yaptığını soruyoruz. Bize belgeleriyle anlatıyor. Yaptığı her arabanın fotoğrafını çekmiş. Onları bir sehpanın üzerinde sergiliyor. Biz de fotoğraflıyoruz. "Fayton, bu arabaların genel adı. Fanyo (sepet fayton) adalarda kullanılır. Fayton, körüklü bir arabadır".
 
Bilgi vermeye devam ediyor: "Ön takımın ağacı dört parçadır: kundak, çark takozları, bağcık, deve boyun yastığı. Arka takım ağacı ise sadece üç parçadan oluşur: çatallar ve deve boyun yastığı".
 
 
Oldukça tarihi bir Nacar marka saat, bize yukarıdan bakıyor. "Kurmalı saat. Kaç yıllık olduğunu bilmiyorum. Size öyküsünü anlatayım. Ben, 11-12 yaşlarında olmalıyım. Saati kurmak istedim. Fazla kurmuşum. Zembereği kırıldı. Babam çok kızdı. O günü hiç unutmuyorum. O günden beri, bu saat çalışmıyor. Bana o günleri anımsatıyor". 
 
 
Bir rafın üzerinde duran tahta kutuyu merak ediyoruz. Ne olduğunu soruyoruz. "Kutu mu? Ben dükkana geldiğimden beri orada duruyor. Ne olduğunu hiç bilmiyorum". Dış görünüşüne bakarak, çok eski bir fotoğraf makinası olabileceğini düşünüyoruz.
 
 
Yukarıda sözünü etmiştik; Mustafa ustanın dükkanı canlı bir müze gibi. Bize sandığında sakladığı belgeleri gösteriyor. "Fayton sürücü ehliyeti" 1959 yılından. Defterin diğer sayfalarında, "10 lira para cezası" kesildiğini ve ehliyete işlendiğini görüyoruz.
 
 
"Fayton ruhsatı" 1970 yılından.
 
 
Faytonun "Fenni muyanesi" 20.5.1971 tarihinde yapılmış. 6 ay süre ile geçerli. 20.11.1971'de sona eriyor.
 
 
"Ruam", hayvanın sağlık muayenesi karnesi.
 
 
"Yağız kısrak, 10 yaşında, 140 cm boyunda"
 
 
"Motorsuz taşıt ruhsatı". İskenderun'dan verilmiş. Ruhsatın üzeri imza dolu: Zabıta Müdürü, Trafik Şube Müdürü, Veteriner Müdürü, Belediye Başkanı ....
 
 
Mustafa ustanın anlatma coşkusu, bizim de dinleme isteğimiz hiç bitmiyor. Laf lafı açıyor, saatler akıp, gidiyor. Ayrılık zamanı geliyor. Bugün Mustafa usta ile tanıştığımız için çok mutluyuz.
 
Bizleri kabul ettiği, zamanını ayırdığı, mesleğinin inceliklerini bizimle paylaştığı için çok teşekkür ediyoruz. Daha uzun yıllar, sağlıklı ve huzurlu yaşamasını diliyoruz.
 

Hiç yorum yok:

Google
 

Sizlerden Gelenler ;

Sevgili Aydın; ağabeyin Mehmet'in Galatasaray Lisesinden sıra arkadaşıydım. Hatırlayacağını zannediyorum. Ayrıca bir de rahmetli Rahmi Ertin ortak dostumuzdu. Damadım ile kızımın sevgili amcaları idi. Uzun yıllar sonra, Mehmet'le buluştuk. İnşallah seninle de görüşürüz. Anılara Yolculuk siten, çocukluk ve ilk gençlik yıllarımdan, hayallerimde bile unutulmuş güzellikleri yeniden yaşamamı sağladı. Eline ve o güzel yüreğine sağlık. Görüşmek dileğiyle. Sevgiler.


Altuğ İşmen, 1 Mart 2010


----------------------------------------------------


Sayın Aydın Ataberk,


Çok çok güzel olmuş ellerinize ve emeklerinize sağlık. Eski bir İhsan Çizakcalı olarak ayrıca şu anda merhum abeyimin de çizakcanın ilk öğrencilerinden olması dolayısıyla eski Bursa'yı ve okulumu, yazılarınızda tekrar yaşamış oldum. Size minnettarlığımı ve şükranlarımı sunar çalışmalarınızda başarılar dilerim.Saygılarımla


Erhan Kurtulan, Elk.Müh., 17 Aralık 2008


-------------------------------------------------------


Sevgili Aydin,



Muhtesem bir eser yaratmissin. Seni kutlarim. Beni Ekvator Gine'sindeki yamyamlarin arasinda aglatmayi basardin. Saatlerce tek tek butun belgelere baktim. Tombul yanaklarindan opuyor ve seni tekrar kutluyorum. Artik bu birikimleri koyacagimiz bir web sitemizin olmasi gerekiyor. Ben de onu organize edeyim. Senin bu muhtesem birikimlerinle cok guzel bir siteye sahip olacagiz. Yakinda www.gsl97.org aramiza katilacak.



Seni sevgiyle kucakliyorum.



Mahmut Melih Kayahan, 9 Aralık 2008


---------------------------------------------------------


Sizlere tesadufen ogrendigim Sn Aydin ATABERK tarafindan hazirlanmis bir site adresi iletiyorum. İzlemeniz tavsiye olunur, harika bir calisma olmus. Ellerine ve yuregine saglik....


Öznur Dere, 24 Eylül 2008


--------------------------------------------------------------Sevgili Aydın bey, anılara yolculuk Blogunuzu inceledim. İnanılmaz bir şey. Ne çok emek var. Ben sizden daha genç :) olduğum için eskiye ait yazı ve görüntülerin bir kısmını özel yaşantımdan hatırladım ama çoğunu da geçmişe olan özel ilgimden dolayı hatırladım. Çok duygulandım. Ne olur bu yaptıklarınızı daha çok insan duysun, sizi daha çok insan tanısın. Sizi tanıyan bir kişi olmak benim için ne şans. Sizi çok seviyorum. Saygılarımla,


Sıdıka Parlak, 24 Eylül 2008


-------------------------------------------------------------Aydin Bey Gunaydin ,



Ellerinize saglik, soyle bir goz atabildim henuz, ilk firsatta satir aralarinda kaybolmak isterim .



Ozellikle benim icin de sizi tanimak cok buyuk bir sans .



Saygilar, Sevgiler,



Sibel Birçiçek, 25 Eylül 2008


-------------------------------------------------------------Sevgili Aydın ağbey,



Bize tekrar muhteşem bir yolculuk yaptırdın güzel anılara.Ellerine sağlık ağbey bize böyle nefis güzellikler yarattığın için.


Sevgiler, saygılar



Sinan Acarel, 25 Eylül 2008


------------------------------------------------------------Sevgili Kardesim Aydin,



Candan tebrikler! Iyi ki boylesine guzel sunulan ve ozlem degeri yuksek anilarini bir gunlukte topladin ve e-postalarda kaybolmamalarini sagladin.



Daha nice 5000'lere! Gerek icerik gerek sunudaki nitelik ilgiyi kendisi yaratiyor. Ne mutlu bizlere, ayni ailedeniz!



Sevgilerle,


Tuncer Ören (1955), 26 Kasım 2008


-------------------------------------------------------------Aydın Bey günaydın



Sizi kutluyorum. Bu azminiz ve paylaşma isteginiz hiç eksilmesin, artsın….



Selamlar



Mustafa GEYVE, 26 Kasım 2008


---------------------------------------------------------------


GÜNAYDINLAR AYDIN ABİCİĞİM; NASILSINIZ?? "ANILARA YOLCULUKTA" DAHA 10 000'Cİ, 50 000'Cİ , 500 000'Cİ ZİYARETÇİLERE ULAŞMANIZ DİLEĞİYLE. BEN BÜTÜN KALBEMLE İNANIYORUMKİ AYDIN ABİMİN KALEMİNİN YALINLIĞI, SADELİĞİYLE ULAŞILABİLİR. YAZILARI OKURKEN DALIP BİR YERLERE GİTMEMEK İMKANSIZ.. SEVGİLER,SAYGILAR


Şükran Durgan, 26 Kasım 2008


---------------------------------------------------------------Sayin Aydin agabey



Boylesine guzel, degerli bir birikimi bir araya getirdiginiz ve bunu hazine degerindeki bir belgesellige donusturdugunuz için sizi kutlarim. Müzik dersini gösteren fotografta, sag basta yer alan muzik ogretmeni, Almanya'da muzik egitimi gormus, oglu da bir donem unlu bir fagotcu olan rahmetli Enver Haraçci hocamizdir. Karli kis gunlerinde, Ortakoy'de okulun onunden denize girer ve esasli bir sekilde yuzerdi.



Grand Cour'da hocalar maçini gosteren fotografin sag tarafinda en bastaki siyah formali adi yazilmamis ogretmen de, Galatasaray Ilkokulu yavrukurtlari baskurtu ve de 1950'li 60'li yillarda Ortakoy'de ogretmenlik yapmis olan Huseyin hoca'dir.



Saygilar, sevgiler



Turgay Tuna 102, 26 Kasım 2008


------------------------------------------------------------Sevgili Aydin Kardesim,



Gercekten bir "online GS müzesi" yaratmisin, eline saglik ve tebrikler !



Ender Enön ( 94 x1962), 26 Kasım 2008


-------------------------------------------------------------Çok güzel, çok sevindim.. Tebrik ederim Aydın Bey.



Çok çok daha fazla kişiye ulaşması dileğiyle. Çünkü gerçekten çok güzel bir çalışma.



Sevgi ve Saygılarımla



Gizem Ertürk, 26 Kasım 2008


------------------------------------------------------------Sayın Aydın Ataberk,


Doğum yerim Bursa anılarına yaptığım gezintide, sizin de benim gibi halamın gelin gittiği konakta kurulan "Özel Yeni Okul"dan mezun olduğunuzu öğrendim. Yalnız ben 1957 mezunuyum.... Ne yazık ki daha sonra kurulan İhsan Çizakça Kolejinin kapandığını öğrendim. Merhum İhsan ve merhume Süheyla Çizakça'nın ruhları şad ve mekanları cennet olsun!Selamlarımla,


Beyza Üntuna, 28 Kasım 2008


Türkiye Cumhuriyeti, Atina-Pire Başkonsolosu


-------------------------------------------------------------



Sevgili Aydın agabey ;


Henuz sadece ıkı bolumu okudum . Ikıncı bolum ozel ılgı alanıma gıren oyuncaklardı . Gecmıse donup o yokluktakı zenginliklerimizi hatirlamak çok güzel . Bir kez daha tesekkür ederim . Bence oyuncak dostu ve oyuncak müzesinin kurucusu sevgili Sunay Akın'la temasa geçip O'nun da sitene ulaşmasini saglarsan çok mutlu olacaktir .Sevgi ile kalin


Bünyat AKIN(104-106 V.S.), 14 Şubat 2008


------------------------------


Degerli Kardeşim



Erol Günaydın ın arkasındaki ben Mehmet Ali ve yanımda Özer Berkay dan tebrikler,selamlar,sevgiler,ellerinize saglık.Özer Berkay ve ben GSLAAG den ayrıldık,resimde gördügünüz oturan GS a hizmet eden üç kardeşimize madalya ve plaket verdik.Tahminen 40 ın üstünde agabeyimiz,okul müdürümüz Meral Mercan ,kıymetlı GS lılar bu madalya ve plaketleri aldılar. Resim o tören sırasında çekildi.



Bilgisayar kullanmada cok acemiyim,ancak daha çok gencim yaşım 73 yavaş yavaş öğreneceğim...



Lütfen gslaag ye girin,orada devrelere girin,gsl55.free.fr dan hatıralara girin 2 sahife Necdet Mahfi Ayral ın kızı Jeyan hanımefendinin bana hediye ettiği üç albüm resim ve efemeraları tetkik edin.Bunlarıda dilerseniz kullanabilirsiniz.



İyi günlerde görüşmek dileklerimle.



M Ali Zeren, 17 Şubat 2008


----------------------------------


Aydin agabey,



Dun gslaag sitesinde, yazilarinizda gezindim. Site harika, yazilariniz enfes, onlari toplanmis ve guzel sunulmus gormek icimi isitti. Hem sitenizin hem yazilarinizin duyurularini tekrar tekrar yapmaliyiz orada. Yapacagiz zaten. Dun bunu dusundum. Ilk olanakta ben de gerekeni yapacagim. (ilk vaktim oldugunda yani, affedin beni bu nedenle)



Saygilarimla.



Gün ARUN 113, 25 Şubat 2008


-----------------------------------



Aydin Bey merhaba


Hazirladiginiz sitenin öncelikle Bursa sayfasini, daha sonra da müzik sayfalarini ve digerlerini inceledim. Paylastigimiz noktalari da gördüm. Böyle bir ise zaman ve emek harcamak, bunlara derlemek takdire sayan. Sizi kutluyor ve tüm günlerinizin bu sekilde verimli olmasini diliyorum. Selamlar.Mustafa GEYVE, 2 Mart 2008


-------------------------------


Sayin Ataberk,



Blogunuz cok hosuma gitti.



22 sene evvel biraktigim dunyanin en guzel sehri Istanbul'u bana tekrar gezdirdiniz.



tesekkur ederim



selam ve saygilarla



David Hasday



New York, 7 Mart 2008


-----------------------------------


Sayın Ataberk,



Biraz önce oğlumun haber vermesiyle sitenize baktım. Elinize sağlık, kutluyorum. Ben de, unutulmuş, unutulmaya yüz tutmuş güzelliklerin arayışı, duyurulması çabasındayım. Blogunuzda sergilediğiniz bilgilere, belgelere kendi genelağ yerimde yer vermek, beni, ziyaretçilerimi pek sevindirecek, mutlu edecek. Bilmem izninizi alabilir miyim?



Bu arada belirteyim, ilgilendiğim konular arasında dilimiz, müzik, yazın, sinema önde geliyor. Sinemayla ilgili bir kitabım (http://www.pandora.com.tr/urun.asp?id=110695 ), araştırma yazılarım, senaryolarım, öykülerim vb. var. Bir göz atabilirseniz, http://www.ilgilik.net/ size bir fikir verebilir sanıyorum.



Başarılarınızın artarak sürmesi dileğiyle selamlarımı, saygılarımı sunuyorum.



İnal Karagözoğlu, 10 Mart 2008


----------------------------------



Aydın Abi,



Tesadüfen



”Anılara Yolculuk”



Bloguna takıldım.



Bir defada keşfedilemez.



Dönüp dönüp bakacağım.



Teşekkürler.



Çok yaşa emi.



Sevgiler,



A.Şeref Türkmenoğlu, 22 Mart 2008


-----------------------------


Emeklerinize saglik, cok guzel olmus. Bir IEL ve ITU mezunu olarak da ayrica gurur duydum:) Saygilarimla,



Aydin Gurel, 23 Nisan 2008


-------------------------


Merhaba Aydın Bey,



Anılarda yolculuk sayfalarında gezinirken çocukluğuma gittim 4-5 yaşlarındaydım ve ilk defa film makinası görüyordum,İstanbul'dan Niyazi Dayı gelmişti ,Seher Nenemin kireç badanalı duvarına bir bez gerildi ve sizin eşinizin ve çocuklarınızın görüntüleriydi izlediklerimiz.Babanız parmaklarımı tutar birşeyler yapar hep eksik sayardı parmaklarımı onu güleryüzlü ve kocaman bir adam olarak hatırlıyorum çocukluğumdan.



Ben kimmiyim? ben Ümit Arıcan'ın küçük kızı Safinaz'ım,her ne kadar hiç tanışmamış olsakta selamlar sevgiler...



Safinaz KAROL, 31 Ekim 2008


-------------------------------



Ağbi bu güzel sayfalarına bakmak saatlerimi aldı. Yapması kim bilir ne kadar zaman ve emek gerektirmiştir.Ailem 1965'de Bursaya taşınmıştı. Abdal Köprüsünün 5-6 ev yakınına. Heryer gibi oralar da artık tanınmaz olmuş. O yıllarda köprü sayfandaki (daha önce görmediğim) o resmine benziyordu gene az çok.Güzel günler...


Murat Kalınyaprak 109, 1 Ekim 2008


------------------------------------



Aydın Bey sitenizi ziyaret ettim ve çok mutlu oldum. Lakin kendi çocukluğunun oyuncaklarını hatırlayıp bunu konu edip bugünün kuşaklarına aktaran maalesefki çok az büyüğümüz var. Yine maalesef ki geçmişe ait belleğimiz, sanki o güzelim oyuncakların yerine geçen modern oyuncaklarla birlikte yitip gitmaktedir.Aydın Bey, ben TRT çocuk televizyonu için eski ("Dedemin Oyuncağı) oyuncaklarımızı konu eden bir programın yapımcısıyım. Televizyonumuz Ekimde yayın hayatına başlayacaktır. Hazırlayacağım programda komuğumuza oyuncakla ilgili malzemeleri hazırlayarak ya da konuğumuzun desteğiyle; onun çocukluğunda yer etmiş bir oyuncağın yapım aşaması anlatımlı olarak gerçekleştirilecektir. Bu konuda önerilerinizi paylaşmanız bizi sevindirecektir. Yapımını bildiğiniz bir oyuncak varsa ve bunu bizimle program çekimiyle paylaşırsanız çok memnun oluruz. Şimdiden desteğiniz ve oyuncaklara olan duyarlılığınız için teşekkür ederiz, saygılar sunarız.


Engin Yıldız, 21 Eylül 2008


---------------------------------


Aydın bey günaydın,



sitenize meraktan hemen buradan bir göz attım. detaylı olarak evden bakacağız tabii. ellerinize ve yüreğinize sağlık diyorum. eski bursa ve istanbul resimleri çok ilgimi çekti. anlatımlarınızı da okuyacağım . tekrar teşekkürler. saygılarımızla,



Cenk Özçelik, 13 Şubat 2008 çarşamba


-------------------------------


Aydin Bey supersiniz !!!! tebrikler.



Ayşe Siner, 13 Şubat 2008 çarşamba


--------------------------------


Cok guzel. Super bir ani derlemesi. Size cok tesekkurler.Sanki o gunleri yasamis gibi hissettim. Sonsuz sevgi ve saygilarimla



Ali Rıza Tuğluk, 13 Şubat 2008 Çarşamba


----------------------------------


Harika bir site tebrikler tebrikler Aydın beyciğim cok yararlı ve enteresan. Bu sitenizinden faydalanabilecek ve memnunlukla takip edecek dostlar var acaba onlara da izninizle adresinizi iletebilirmiyim ?



Sevgiler ve tüm bu güzel şeylerin devamını getirmeniz dileyiğle



Fügen Evren, 13 Şubat 2008 Çarşamba


------------------------------------


Sevgili Aydın Ağabey;



Çok güzel bir site olmuş.Ellerinize sağlık ve teşekkürler. Saygılar.



Ahmet Dikencik, 13 Şubat 2008 Çarşamba


----------------------------------



Aydın Beycigim ,



bir ara sakin bir zamanda fırsat bulup okumak o güzel anlatımız esliginde kahvemi yudumlarken sizinle beraber gecmiste yolculuk yapmak isterim. Simdiden elinize, yureginize ve super hafızanıza saglık. Sevgilerimle



Özlem Şenkoyuncu, 13 Şubat 2008 Çarşamba


-------------------------------


Sevgili Aydın beyciğim merhaba.



Anılara yolculuk'ta İstanbul'un o eski günlerini sanki yeniden yaşıyormuş gibi keyif aldım. Biliyorsun ben GS lı değilim. 1970 Maçka mezunuyum. O yıllarda İstanbul bir başkaydı.



Geçen sene Sirkeci'deki Orient ekspres'te yaptığımız Eski dostlar yemeğine Yenikapıdan Sirkeciye yürüyerek gelmiştik.Bu yürüyüşten büyük keyif almıştım. Eski günleri ya'dederek beraberce yürümüş ve eski günleri anımsamıştık.



Anılara yolculuk için teşekkür eder, iyi çalışmalar dilerim.



Harun Masatoğlu, 13 Şubat 2008 Çarşamba


-------------------------------------


Aydin bey,



henuz tamamini okuyamadim ama okudugum bolumler ve fotograflar cok guzeldi.Elinize saglik. Selamlar



Sevgül Alper, 13 Şubat 2008 Çarşamba


-------------------------------


Ellerine saglik çok guzel olmus



Ali Meriçboyu, 13 Şubat 2008 Çarşamba


---------------------------------



Ben de Aydın abimiz nerelere kayboldu diyordum. meğer yoğun bir çalışma içindeymiş. Blog'unuzu inceledim, çok beğendim. Yorum bile yazdım. Hayırlı olsun blogunuz.



Çok güzel olmuş. Ellerinize, emeğinize sağlık. Ben de sizden gelen mailleri güzelce derleyip, bir directory açıp saklamaya çalışıyordum. Ama böylesi çok daha güzel oldu ve size çok yakıştı. Sevgiler,



Yelda Dürüşken, 13 Şubat 2008 Çarşamba


-------------------------------



Merhaba Aydin bey,



Dun sayfaniza hizli bir bakis attim, simdi biraz daha bakacagim. Cok guzel olmus ellerinize saglik



Oldukca emek harcamissiniz. Harika gorunuyor



Sevil İnci Cankurt, 15 Şubat 2008 Cuma


---------------------------



Nefis bir arşiv..paylaştığınız için teşekkürler..Saygılar..



Ayfer Çırak, 15 Şubat 2008 Cuma


----------------------------------



Sevgili Ataberklerimiz Bu kadar güzel resimleri bulmak eskiyi bizlere yaşatmak breh breh (Bu aferin demektir.)Ben torunlarla Erim babamla meşgul olduğu için of günümde temiz bir nefes oldu.Her ikinizide öpüyoruz ilk fırsatta buluşmak dileğiyle. Nur. Erim dede(artık amca değil.)



Nursal Tarhan, 15 Şubat 2008 Cuma


------------------------------


Ozenle hazirlanmis bir blog...Teknik olarak kusursuz..Her sayfasini dikkatle okumak gerek...Hazirlayanin eline saglik...



Yorumkar, 12 Şubat 2008


--------------------------------------


Aydın Ataberk'in eseri, beni de çok etkiledi.


Ahmet Kuzucu, 26 Subat 2008 salı