Okul günlerimiz, gençlik yıllarındaki anılarımız ...

Merhaba, yazılarımı paylaşabilirsiniz, sonuçta paylaşmak için yazıldılar... Ancak lütfen emeğe saygı gösterin, isimsiz kullanılmalarına müsade etmeyin.

İlginize teşekkür ederim.


Kaybolan meslekler: Sepetçilik - Nisan 2012

Bir süredir "kaybolmaya yüz tutan meslekler" aklımızı kurcalayıp duruyor: koşumculuk, semercilik, bıçakçılık, dövme demircilik, yorgancılık, ... nasıl yapılır merak ediyoruz.
Güneşin de güler yüzünü göstermesini fırsat bilip, öğleden sonra, sepet yapan köyleri araştırmaya çıkıyoruz.
 

Olağanüstü güzellikte bir manzara, bize eşlik ediyor. Yeşil ile mavinin elele verdiği 3 boyutlu bir dünyada yol alıyoruz. Araştırmamıza Orhaneli'nde başlıyoruz. Kime sorarsak, bize, Durhasan köyünü öneriyorlar.


Durhasan köyüne ilk defa gideceğiz. Yolu soruyoruz. Orhaneli üzerinden gidersek, çok uzun olurmuş. Serçeler köyünü geçip, Yeşiller köyüne gelmeliymişiz. Oradan sola saparsak, daha kolay ulaşırmışız. Vatandaşlarımızın yol tarifi çok güzel ama, günün sonunda toplam 170 kilometre yol yaptığımızı göreceğimizi hisseder gibi oluyoruz.


Bahar, tam anlamıyla gelmiş. Doğa uyanmaya başlamış. Geleceğin kozalakları, güneşe doğru başlarını uzatıyor.


Ağaçlar sanki gelin başı; bembeyaz. O kadar güzeller ki! Onları görüntülemeden yanlarından geçip gitmeyi gönlümüz elvermiyor.


Bahar dallarını önce, uzaktan görüntülüyoruz. Yeşil çimen üzerinde birer tablo gibi duruyorlar.


Gördüğümüz güzellikler, bize enerji veriyor, neşe veriyor, içimizi ısıtıyor, duygularımızı coşturuyor.


Kiraz çiçeklerine yakından baktıkça, gözlerimizi onlardan ayırmak istemiyoruz.


Doğada dolaşırken, duyduğumuz kuş seslerini sizlerin de duymasını; hafif esintinin ferahlığını sizlerin de hissetmesini isterdik.


Mürdüm eriğini ne renk bilirdiniz? Evet, haklısınız. Oysa bu mürdüm eriği daha bebek! Onlar, biraz daha erken çiçek açtıkları için, artık meyveleri ele gelmeye başlamış.


Yolumuza devam ederken, ilginç bir korkuluk gözümüze çarpıyor. Bir ağacın bekçiliğini, belli ki, tarla sahibinin çocuğunun oyuncak bebeği yapıyor.


Korkuluğun koruduğu ağaca yaklaşıyoruz. Görevini iyi yapmış olmalı. Çiçeklerin hepsi, yerli yerinde, kuşlar dokunmamış.


Bakışlarımızı biraz da dallardan yere çeviriyoruz. Doğa her yerde canlanmış. Dikkatle yere bakıyoruz; dört yapraklı yoncayı bir türlü bulamıyoruz.


Taptaze fidanlar da üçer, beşer yapraklarını yelpaze gibi yaymaya başlamışlar. Güneşi ne kadar çok görürlerse, o kadar çabuk gelişeceklerini biliyorlar.


Bütün çiçeklerin görüntüsü ayrı bir güzel. Onları vazoda görmek, kesinlikle hüzün verici olacak.


Her ağaca, her dala, her yaprağa, her çiçeğe ayrı ayrı bakıyoruz; onlarla konuşuyoruz, sevgimizi iletiyoruz.


Doğada canlananlar, yalnız bitkiler değil. Her türlü canlı, keyifle ilkbaharın tadını çıkartıyor.


En sonunda muradımıza eriyoruz. Ne zamandır bir uğur böceğini görmeyi düşlüyorduk. Sonunda karşılaştık. O kadar sevimli ki!


Bir kaplumbağ, bizi görünce başını hemen yaprakların arasına saklıyor. Hiç kıpırdamıyoruz. Dikkatle bizi izliyor. Sonra son sürat yoluna devam ediyor.


Bu güzel havada, koyunlar ağılda kalır mı hiç! Kuzularını yanlarına almışlar, bize aldırmadan dolaşıyorlar.


Çoban Yaşar ve rençber Ahmet'le biraz sohbet ediyoruz. Ortalarına geçip, bir fotoğraf çektiriyoruz.


Karlar ortadan kalkınca, yavaş yavaş çardaklar da kurulmaya başlanmış. Yatak odası ve teras üst katta. Alt kat, yaşam alanı. Mutfak da altta.


Yeşil çimenler, çamlar, bahar dalları ve karlı dağlar .......... o kadar güzel uyum sağlıyorlar ki!
 

Durhasan köyüne az bir yolumuz kaldı. Sonradan köyün adının nereden geldiğini de öğreneceğiz. Efsaneye göre, eskiden buradan bir dede geçermiş. Adı Hasan'mış. Bir ses duymuş. Ses ona, durmasını söylemiş. O da durmuş. Bu köyün kurucusuymuş. Köyün Durhasan adı, bu efsaneden geliyormuş.


Yol boyu birçok köyden geçiyoruz; hepsi ayrı bir güzel ama durmuyoruz. Buralara yeniden gelmeyi planlayıp, yolumuza devam ediyoruz.


Yol bizi, yükseklere taşıyor. Yükseldikçe, manzaramız da değişiyor. Artık, çiçek açan kirazlar aşağılarda kaldı. Neredeyse, karlı tepelerin seviyesindeyiz.


Adını çok duyup, bir türlü görme fırsatını bulamadığımız "Keklik vadisi"ne geliyoruz. Muhteşem bir manzara ile karşılaşıyoruz.


Dikkatle bakınca, bir sürünün yamaçta yayıldığını görüyoruz. Çok şanslı olmalılar diye düşünüyoruz. Sanki Alp'lerdeyiz. Heidi ile Peter'in birden bize koşacaklarını sanıyoruz.


Yol boyu köy tabelaları bize güler yüzleriyle "Hoş geldiniz" diyor; giderken, uğurluyor.


Bazı evlerin terkedilmişliği, yüreğimizi burkuyor. Geçmişte neler yaşandığını düşünmekten kendimi alıkoyamıyoruz.


Köy evlerinin bir bölümü dışarıya doğru taşkın yapılmış. Bu bölümler mutfak olarak kullanılıyor. İç bölümlerinde lavabo taşı var. Mutfağın arka bölümü hol. Odalar, sağlı, sollu.


Ahşap deseni daha yakından görüntülüyoruz. İleride büyük boy bir poster yapma düşüncesindeyiz.


Ambar olarak kullanılan bölümler evin dışında. Buralarda, hububat, yağ, kışlık malzeme bulunuyor. Isınmadığı için, yiyecekler soğukta korunuyor. Altlarından ve bazı bölümlerinden hava dolaşıyor.


Köylerin tek ısınma malzemesi odun. Yalnız, baltayı ele almanın yaşı yok. Zaten, gençler köyde durmuyor, çalışmak için şehirlere iniyorlar.




Köy yumurtalarını görüntülemek için bir kümese giriyoruz. Biz "köy tavuğu" diyoruz, oysa köylüler, bunlara "gezen tavuk" diyor. Yumurtaları görüntülemek çok zor. Bir koli "sıcak" yumurta alıp, kümesten çıkıyoruz.


Bahçede büyük bir kavga var. Aliş (sağdaki) ile Hint horozu kapışmışlar. Aliş daha güçlü ama, Hint horozu daha hırslı. İkisi de inatçı. Ayırmaya çalışıyoruz. Uzaklaştıkları yerde tekrar kapışıyorlar.


Sonunda, aradığımız yeri buluyoruz. Bekir çavuş ile tanışıyoruz. Bekir çavuş, her boy sepet yapıyor. Ondan, sepet ile ilgili teknik bilgiler öğreniyoruz. Biz sepetleri, içine alacakları miktar ile söylüyoruz: "3 kiloluk çilek koyacağımız sepetler" olarak tanımlıyoruz. Oysa, sepetler "karış" ile ölçülürmüş. "Kaç karışlık istiyorsunuz" diye soruyor. Karış, tutacaktan başlayıp, sepetin altından geçerek, tutacağın öbür tarafına ulaşan bir ölçü birimi. Beş karşıklık sepetler zeytin içinmiş. Bize, ikibuçuk karışlık sepetler yeterliymiş. Sepetler, fındık ağacından yapılırsa dayanıklı olurmuş. Sazdan yapılanlar hiç dayanıklı olmazmış. Bir sepet de biz örmek istiyoruz. Fındık dallarını önceden ıslatıp, yumuşatmak gerekirmiş. Günde ancak iki sepet yapılabilirmiş.


Merdivenden inince, iki masmavi göz bize bakıyor. Evin altında, tüyleri pırıl pırıl parlayan siyah bir keçi var. Birbuçuk aylık yavrusu da yanında.

 

Yavruyu kucağımıza alır almaz, bizi yalamaya başlıyor. Hiç yabancılık çekmiyor. Bizi ne sanıyor acaba?


Köy meydanında biraz soluklanıyoruz. Mehmet amca ile sohbet ediyoruz. Nereden geldiğimizi soruyor. Mehmet Başar 80 yaşında; çok dinç. Nazar değmemesini diliyoruz.


Mehmet Kaya'nın fotoğrafını birkaç defa çekiyoruz. Fotoğraf çekilirken birden ciddileşiveriyor. Oysa konuşurken o kadar cana yakın ki! O da 79 yaşındaymış. Hiç göstermiyor.


Köylülerle vedalaşıp, Durhasan köyünden ayrılıyoruz. Yolda, gelirken gördüğümüz bir su değirmeninde duruyoruz. Gözlerimizi kapayıp, suyun şırıltısını dinliyoruz; değirmenin çalıştığı günleri düşlüyoruz.


Güneş, parıldayan ışınlarını kalıp, uzaklaşıyor. Akşam karanlığı yavaş yavaş dağları örtmeye başlıyor.
 
Biz de dönüş yolunu tutuyoruz.
 
Güzel bir günü daha anılarımıza gömüyoruz.

Hiç yorum yok:

Google
 

Sizlerden Gelenler ;

Sevgili Aydın; ağabeyin Mehmet'in Galatasaray Lisesinden sıra arkadaşıydım. Hatırlayacağını zannediyorum. Ayrıca bir de rahmetli Rahmi Ertin ortak dostumuzdu. Damadım ile kızımın sevgili amcaları idi. Uzun yıllar sonra, Mehmet'le buluştuk. İnşallah seninle de görüşürüz. Anılara Yolculuk siten, çocukluk ve ilk gençlik yıllarımdan, hayallerimde bile unutulmuş güzellikleri yeniden yaşamamı sağladı. Eline ve o güzel yüreğine sağlık. Görüşmek dileğiyle. Sevgiler.


Altuğ İşmen, 1 Mart 2010


----------------------------------------------------


Sayın Aydın Ataberk,


Çok çok güzel olmuş ellerinize ve emeklerinize sağlık. Eski bir İhsan Çizakcalı olarak ayrıca şu anda merhum abeyimin de çizakcanın ilk öğrencilerinden olması dolayısıyla eski Bursa'yı ve okulumu, yazılarınızda tekrar yaşamış oldum. Size minnettarlığımı ve şükranlarımı sunar çalışmalarınızda başarılar dilerim.Saygılarımla


Erhan Kurtulan, Elk.Müh., 17 Aralık 2008


-------------------------------------------------------


Sevgili Aydin,



Muhtesem bir eser yaratmissin. Seni kutlarim. Beni Ekvator Gine'sindeki yamyamlarin arasinda aglatmayi basardin. Saatlerce tek tek butun belgelere baktim. Tombul yanaklarindan opuyor ve seni tekrar kutluyorum. Artik bu birikimleri koyacagimiz bir web sitemizin olmasi gerekiyor. Ben de onu organize edeyim. Senin bu muhtesem birikimlerinle cok guzel bir siteye sahip olacagiz. Yakinda www.gsl97.org aramiza katilacak.



Seni sevgiyle kucakliyorum.



Mahmut Melih Kayahan, 9 Aralık 2008


---------------------------------------------------------


Sizlere tesadufen ogrendigim Sn Aydin ATABERK tarafindan hazirlanmis bir site adresi iletiyorum. İzlemeniz tavsiye olunur, harika bir calisma olmus. Ellerine ve yuregine saglik....


Öznur Dere, 24 Eylül 2008


--------------------------------------------------------------Sevgili Aydın bey, anılara yolculuk Blogunuzu inceledim. İnanılmaz bir şey. Ne çok emek var. Ben sizden daha genç :) olduğum için eskiye ait yazı ve görüntülerin bir kısmını özel yaşantımdan hatırladım ama çoğunu da geçmişe olan özel ilgimden dolayı hatırladım. Çok duygulandım. Ne olur bu yaptıklarınızı daha çok insan duysun, sizi daha çok insan tanısın. Sizi tanıyan bir kişi olmak benim için ne şans. Sizi çok seviyorum. Saygılarımla,


Sıdıka Parlak, 24 Eylül 2008


-------------------------------------------------------------Aydin Bey Gunaydin ,



Ellerinize saglik, soyle bir goz atabildim henuz, ilk firsatta satir aralarinda kaybolmak isterim .



Ozellikle benim icin de sizi tanimak cok buyuk bir sans .



Saygilar, Sevgiler,



Sibel Birçiçek, 25 Eylül 2008


-------------------------------------------------------------Sevgili Aydın ağbey,



Bize tekrar muhteşem bir yolculuk yaptırdın güzel anılara.Ellerine sağlık ağbey bize böyle nefis güzellikler yarattığın için.


Sevgiler, saygılar



Sinan Acarel, 25 Eylül 2008


------------------------------------------------------------Sevgili Kardesim Aydin,



Candan tebrikler! Iyi ki boylesine guzel sunulan ve ozlem degeri yuksek anilarini bir gunlukte topladin ve e-postalarda kaybolmamalarini sagladin.



Daha nice 5000'lere! Gerek icerik gerek sunudaki nitelik ilgiyi kendisi yaratiyor. Ne mutlu bizlere, ayni ailedeniz!



Sevgilerle,


Tuncer Ören (1955), 26 Kasım 2008


-------------------------------------------------------------Aydın Bey günaydın



Sizi kutluyorum. Bu azminiz ve paylaşma isteginiz hiç eksilmesin, artsın….



Selamlar



Mustafa GEYVE, 26 Kasım 2008


---------------------------------------------------------------


GÜNAYDINLAR AYDIN ABİCİĞİM; NASILSINIZ?? "ANILARA YOLCULUKTA" DAHA 10 000'Cİ, 50 000'Cİ , 500 000'Cİ ZİYARETÇİLERE ULAŞMANIZ DİLEĞİYLE. BEN BÜTÜN KALBEMLE İNANIYORUMKİ AYDIN ABİMİN KALEMİNİN YALINLIĞI, SADELİĞİYLE ULAŞILABİLİR. YAZILARI OKURKEN DALIP BİR YERLERE GİTMEMEK İMKANSIZ.. SEVGİLER,SAYGILAR


Şükran Durgan, 26 Kasım 2008


---------------------------------------------------------------Sayin Aydin agabey



Boylesine guzel, degerli bir birikimi bir araya getirdiginiz ve bunu hazine degerindeki bir belgesellige donusturdugunuz için sizi kutlarim. Müzik dersini gösteren fotografta, sag basta yer alan muzik ogretmeni, Almanya'da muzik egitimi gormus, oglu da bir donem unlu bir fagotcu olan rahmetli Enver Haraçci hocamizdir. Karli kis gunlerinde, Ortakoy'de okulun onunden denize girer ve esasli bir sekilde yuzerdi.



Grand Cour'da hocalar maçini gosteren fotografin sag tarafinda en bastaki siyah formali adi yazilmamis ogretmen de, Galatasaray Ilkokulu yavrukurtlari baskurtu ve de 1950'li 60'li yillarda Ortakoy'de ogretmenlik yapmis olan Huseyin hoca'dir.



Saygilar, sevgiler



Turgay Tuna 102, 26 Kasım 2008


------------------------------------------------------------Sevgili Aydin Kardesim,



Gercekten bir "online GS müzesi" yaratmisin, eline saglik ve tebrikler !



Ender Enön ( 94 x1962), 26 Kasım 2008


-------------------------------------------------------------Çok güzel, çok sevindim.. Tebrik ederim Aydın Bey.



Çok çok daha fazla kişiye ulaşması dileğiyle. Çünkü gerçekten çok güzel bir çalışma.



Sevgi ve Saygılarımla



Gizem Ertürk, 26 Kasım 2008


------------------------------------------------------------Sayın Aydın Ataberk,


Doğum yerim Bursa anılarına yaptığım gezintide, sizin de benim gibi halamın gelin gittiği konakta kurulan "Özel Yeni Okul"dan mezun olduğunuzu öğrendim. Yalnız ben 1957 mezunuyum.... Ne yazık ki daha sonra kurulan İhsan Çizakça Kolejinin kapandığını öğrendim. Merhum İhsan ve merhume Süheyla Çizakça'nın ruhları şad ve mekanları cennet olsun!Selamlarımla,


Beyza Üntuna, 28 Kasım 2008


Türkiye Cumhuriyeti, Atina-Pire Başkonsolosu


-------------------------------------------------------------



Sevgili Aydın agabey ;


Henuz sadece ıkı bolumu okudum . Ikıncı bolum ozel ılgı alanıma gıren oyuncaklardı . Gecmıse donup o yokluktakı zenginliklerimizi hatirlamak çok güzel . Bir kez daha tesekkür ederim . Bence oyuncak dostu ve oyuncak müzesinin kurucusu sevgili Sunay Akın'la temasa geçip O'nun da sitene ulaşmasini saglarsan çok mutlu olacaktir .Sevgi ile kalin


Bünyat AKIN(104-106 V.S.), 14 Şubat 2008


------------------------------


Degerli Kardeşim



Erol Günaydın ın arkasındaki ben Mehmet Ali ve yanımda Özer Berkay dan tebrikler,selamlar,sevgiler,ellerinize saglık.Özer Berkay ve ben GSLAAG den ayrıldık,resimde gördügünüz oturan GS a hizmet eden üç kardeşimize madalya ve plaket verdik.Tahminen 40 ın üstünde agabeyimiz,okul müdürümüz Meral Mercan ,kıymetlı GS lılar bu madalya ve plaketleri aldılar. Resim o tören sırasında çekildi.



Bilgisayar kullanmada cok acemiyim,ancak daha çok gencim yaşım 73 yavaş yavaş öğreneceğim...



Lütfen gslaag ye girin,orada devrelere girin,gsl55.free.fr dan hatıralara girin 2 sahife Necdet Mahfi Ayral ın kızı Jeyan hanımefendinin bana hediye ettiği üç albüm resim ve efemeraları tetkik edin.Bunlarıda dilerseniz kullanabilirsiniz.



İyi günlerde görüşmek dileklerimle.



M Ali Zeren, 17 Şubat 2008


----------------------------------


Aydin agabey,



Dun gslaag sitesinde, yazilarinizda gezindim. Site harika, yazilariniz enfes, onlari toplanmis ve guzel sunulmus gormek icimi isitti. Hem sitenizin hem yazilarinizin duyurularini tekrar tekrar yapmaliyiz orada. Yapacagiz zaten. Dun bunu dusundum. Ilk olanakta ben de gerekeni yapacagim. (ilk vaktim oldugunda yani, affedin beni bu nedenle)



Saygilarimla.



Gün ARUN 113, 25 Şubat 2008


-----------------------------------



Aydin Bey merhaba


Hazirladiginiz sitenin öncelikle Bursa sayfasini, daha sonra da müzik sayfalarini ve digerlerini inceledim. Paylastigimiz noktalari da gördüm. Böyle bir ise zaman ve emek harcamak, bunlara derlemek takdire sayan. Sizi kutluyor ve tüm günlerinizin bu sekilde verimli olmasini diliyorum. Selamlar.Mustafa GEYVE, 2 Mart 2008


-------------------------------


Sayin Ataberk,



Blogunuz cok hosuma gitti.



22 sene evvel biraktigim dunyanin en guzel sehri Istanbul'u bana tekrar gezdirdiniz.



tesekkur ederim



selam ve saygilarla



David Hasday



New York, 7 Mart 2008


-----------------------------------


Sayın Ataberk,



Biraz önce oğlumun haber vermesiyle sitenize baktım. Elinize sağlık, kutluyorum. Ben de, unutulmuş, unutulmaya yüz tutmuş güzelliklerin arayışı, duyurulması çabasındayım. Blogunuzda sergilediğiniz bilgilere, belgelere kendi genelağ yerimde yer vermek, beni, ziyaretçilerimi pek sevindirecek, mutlu edecek. Bilmem izninizi alabilir miyim?



Bu arada belirteyim, ilgilendiğim konular arasında dilimiz, müzik, yazın, sinema önde geliyor. Sinemayla ilgili bir kitabım (http://www.pandora.com.tr/urun.asp?id=110695 ), araştırma yazılarım, senaryolarım, öykülerim vb. var. Bir göz atabilirseniz, http://www.ilgilik.net/ size bir fikir verebilir sanıyorum.



Başarılarınızın artarak sürmesi dileğiyle selamlarımı, saygılarımı sunuyorum.



İnal Karagözoğlu, 10 Mart 2008


----------------------------------



Aydın Abi,



Tesadüfen



”Anılara Yolculuk”



Bloguna takıldım.



Bir defada keşfedilemez.



Dönüp dönüp bakacağım.



Teşekkürler.



Çok yaşa emi.



Sevgiler,



A.Şeref Türkmenoğlu, 22 Mart 2008


-----------------------------


Emeklerinize saglik, cok guzel olmus. Bir IEL ve ITU mezunu olarak da ayrica gurur duydum:) Saygilarimla,



Aydin Gurel, 23 Nisan 2008


-------------------------


Merhaba Aydın Bey,



Anılarda yolculuk sayfalarında gezinirken çocukluğuma gittim 4-5 yaşlarındaydım ve ilk defa film makinası görüyordum,İstanbul'dan Niyazi Dayı gelmişti ,Seher Nenemin kireç badanalı duvarına bir bez gerildi ve sizin eşinizin ve çocuklarınızın görüntüleriydi izlediklerimiz.Babanız parmaklarımı tutar birşeyler yapar hep eksik sayardı parmaklarımı onu güleryüzlü ve kocaman bir adam olarak hatırlıyorum çocukluğumdan.



Ben kimmiyim? ben Ümit Arıcan'ın küçük kızı Safinaz'ım,her ne kadar hiç tanışmamış olsakta selamlar sevgiler...



Safinaz KAROL, 31 Ekim 2008


-------------------------------



Ağbi bu güzel sayfalarına bakmak saatlerimi aldı. Yapması kim bilir ne kadar zaman ve emek gerektirmiştir.Ailem 1965'de Bursaya taşınmıştı. Abdal Köprüsünün 5-6 ev yakınına. Heryer gibi oralar da artık tanınmaz olmuş. O yıllarda köprü sayfandaki (daha önce görmediğim) o resmine benziyordu gene az çok.Güzel günler...


Murat Kalınyaprak 109, 1 Ekim 2008


------------------------------------



Aydın Bey sitenizi ziyaret ettim ve çok mutlu oldum. Lakin kendi çocukluğunun oyuncaklarını hatırlayıp bunu konu edip bugünün kuşaklarına aktaran maalesefki çok az büyüğümüz var. Yine maalesef ki geçmişe ait belleğimiz, sanki o güzelim oyuncakların yerine geçen modern oyuncaklarla birlikte yitip gitmaktedir.Aydın Bey, ben TRT çocuk televizyonu için eski ("Dedemin Oyuncağı) oyuncaklarımızı konu eden bir programın yapımcısıyım. Televizyonumuz Ekimde yayın hayatına başlayacaktır. Hazırlayacağım programda komuğumuza oyuncakla ilgili malzemeleri hazırlayarak ya da konuğumuzun desteğiyle; onun çocukluğunda yer etmiş bir oyuncağın yapım aşaması anlatımlı olarak gerçekleştirilecektir. Bu konuda önerilerinizi paylaşmanız bizi sevindirecektir. Yapımını bildiğiniz bir oyuncak varsa ve bunu bizimle program çekimiyle paylaşırsanız çok memnun oluruz. Şimdiden desteğiniz ve oyuncaklara olan duyarlılığınız için teşekkür ederiz, saygılar sunarız.


Engin Yıldız, 21 Eylül 2008


---------------------------------


Aydın bey günaydın,



sitenize meraktan hemen buradan bir göz attım. detaylı olarak evden bakacağız tabii. ellerinize ve yüreğinize sağlık diyorum. eski bursa ve istanbul resimleri çok ilgimi çekti. anlatımlarınızı da okuyacağım . tekrar teşekkürler. saygılarımızla,



Cenk Özçelik, 13 Şubat 2008 çarşamba


-------------------------------


Aydin Bey supersiniz !!!! tebrikler.



Ayşe Siner, 13 Şubat 2008 çarşamba


--------------------------------


Cok guzel. Super bir ani derlemesi. Size cok tesekkurler.Sanki o gunleri yasamis gibi hissettim. Sonsuz sevgi ve saygilarimla



Ali Rıza Tuğluk, 13 Şubat 2008 Çarşamba


----------------------------------


Harika bir site tebrikler tebrikler Aydın beyciğim cok yararlı ve enteresan. Bu sitenizinden faydalanabilecek ve memnunlukla takip edecek dostlar var acaba onlara da izninizle adresinizi iletebilirmiyim ?



Sevgiler ve tüm bu güzel şeylerin devamını getirmeniz dileyiğle



Fügen Evren, 13 Şubat 2008 Çarşamba


------------------------------------


Sevgili Aydın Ağabey;



Çok güzel bir site olmuş.Ellerinize sağlık ve teşekkürler. Saygılar.



Ahmet Dikencik, 13 Şubat 2008 Çarşamba


----------------------------------



Aydın Beycigim ,



bir ara sakin bir zamanda fırsat bulup okumak o güzel anlatımız esliginde kahvemi yudumlarken sizinle beraber gecmiste yolculuk yapmak isterim. Simdiden elinize, yureginize ve super hafızanıza saglık. Sevgilerimle



Özlem Şenkoyuncu, 13 Şubat 2008 Çarşamba


-------------------------------


Sevgili Aydın beyciğim merhaba.



Anılara yolculuk'ta İstanbul'un o eski günlerini sanki yeniden yaşıyormuş gibi keyif aldım. Biliyorsun ben GS lı değilim. 1970 Maçka mezunuyum. O yıllarda İstanbul bir başkaydı.



Geçen sene Sirkeci'deki Orient ekspres'te yaptığımız Eski dostlar yemeğine Yenikapıdan Sirkeciye yürüyerek gelmiştik.Bu yürüyüşten büyük keyif almıştım. Eski günleri ya'dederek beraberce yürümüş ve eski günleri anımsamıştık.



Anılara yolculuk için teşekkür eder, iyi çalışmalar dilerim.



Harun Masatoğlu, 13 Şubat 2008 Çarşamba


-------------------------------------


Aydin bey,



henuz tamamini okuyamadim ama okudugum bolumler ve fotograflar cok guzeldi.Elinize saglik. Selamlar



Sevgül Alper, 13 Şubat 2008 Çarşamba


-------------------------------


Ellerine saglik çok guzel olmus



Ali Meriçboyu, 13 Şubat 2008 Çarşamba


---------------------------------



Ben de Aydın abimiz nerelere kayboldu diyordum. meğer yoğun bir çalışma içindeymiş. Blog'unuzu inceledim, çok beğendim. Yorum bile yazdım. Hayırlı olsun blogunuz.



Çok güzel olmuş. Ellerinize, emeğinize sağlık. Ben de sizden gelen mailleri güzelce derleyip, bir directory açıp saklamaya çalışıyordum. Ama böylesi çok daha güzel oldu ve size çok yakıştı. Sevgiler,



Yelda Dürüşken, 13 Şubat 2008 Çarşamba


-------------------------------



Merhaba Aydin bey,



Dun sayfaniza hizli bir bakis attim, simdi biraz daha bakacagim. Cok guzel olmus ellerinize saglik



Oldukca emek harcamissiniz. Harika gorunuyor



Sevil İnci Cankurt, 15 Şubat 2008 Cuma


---------------------------



Nefis bir arşiv..paylaştığınız için teşekkürler..Saygılar..



Ayfer Çırak, 15 Şubat 2008 Cuma


----------------------------------



Sevgili Ataberklerimiz Bu kadar güzel resimleri bulmak eskiyi bizlere yaşatmak breh breh (Bu aferin demektir.)Ben torunlarla Erim babamla meşgul olduğu için of günümde temiz bir nefes oldu.Her ikinizide öpüyoruz ilk fırsatta buluşmak dileğiyle. Nur. Erim dede(artık amca değil.)



Nursal Tarhan, 15 Şubat 2008 Cuma


------------------------------


Ozenle hazirlanmis bir blog...Teknik olarak kusursuz..Her sayfasini dikkatle okumak gerek...Hazirlayanin eline saglik...



Yorumkar, 12 Şubat 2008


--------------------------------------


Aydın Ataberk'in eseri, beni de çok etkiledi.


Ahmet Kuzucu, 26 Subat 2008 salı