Okul günlerimiz, gençlik yıllarındaki anılarımız ...

Merhaba, yazılarımı paylaşabilirsiniz, sonuçta paylaşmak için yazıldılar... Ancak lütfen emeğe saygı gösterin, isimsiz kullanılmalarına müsade etmeyin.

İlginize teşekkür ederim.


Can dostumun kirazları - Haziran 2010

Uzun sayılabilecek bir süre, profesyonel tempoda, sonu gelmeyen işlerin peşinde koştuktan sonra, ikinci bahara adım atınca, bir süre, özgür ve stressiz yaşama uyum sağlamaya çalıştım.

Bir süre sonra, dünyaya yeni bir gözle bakmaya başladım. Yakın çevremde, o güne kadar göremediğim, gördüysem de farkedemediğim, o kadar güzellikler, o kadar temiz insanlar vardı ki!


Seferiışıklar köyü muhtarı Hakkı Uygur da bu güzel insanlardan biriydi. Üç yıl önce, 2007 yılının Haziran ayında Hakkı Dayı ile tanıştık; birbirimizi hemen sevdik; hiç ayrılmak istemedik. O artık benim "Can dostumdu". Hakkı Dayı ile yaklaşık aynı yaştaydık; aynı yıl doğumuştuk; ben ay farkı ile ağabeydim.


Seferiışıklar, Bursa'nın dağ köylerinden biri. Rakımı yaklaşık 900 metre. Hakkı Dayı'nın, köyden 5 km daha ileride, dağların eteğinde, "Sarıgül Çiftliği" adını verdiği bir yayla evi var. Ev,15 dönüm (15.000 m2) bir yeşilliğin otam ortasında. O yeşilliklerin içinde neler mi var? Çilekler, kiraz ağaçları, patates tarlaları, sebze bahçeleri, mısır tarlaları, elma ağaçları, ceviz ağaçları, daha neler, neler ....

Hakkı Dayı ile çok sık telefonlaşsak da, zaman zaman Bursa'da karşılaşsak da, Sarıgül çiftliğine geçen yılın Eylül ayından beri gidememiştik. Araya kış girmişti; soğuk ve karlı havalar bizi ayırmıştı; Haziran'ın ilk haftaları da yağışlı geçmişti.


Oysa, kiraz ağaçları meyvelerini sergilemeye başlamıştı. Muhtarımız "Hadi gari, artık gelin" diyordu. Gelecek günler de yağışlı olabilirdi. Daha fazla gecikmemeliydik; muhtarımızı bekletmemeliydik.


16 Haziran çarşamba günü, öğleye doğru, yaklaşık 1 saatlik yolculuktan sonra, Sarıgül Çiftliğine ulaştık. Muhtarımız haklıydı. Kirazlar, bizlere muhteşem bir görüntü sergiliyordu.


Daha fazla dayanamazdık; hemen "kırmızılarından" toplamaya başladık. Bir yandan topluyorduk; bir yandan yiyorduk; yanımızdaki sepet neredeyse hiç dolmuyordu.


Kirazlardan sonra, sıra çileklere geldi. Tarlalar dolusu çilek vardı. Kah, yaprakların arkasına saklanıyorlar, kah, güler yüzlerini bize gösteriyorlardı.


Toplamak için, hafifçe yere eğildiğimizde, enfes kokuları hemen burnumuza doluveriyor, bütün benliğimizi sarıveriyordu.


O kadar da lezzetliydiler ki! Nasıl olmasınlar? Temiz dağ havası, bol güneş, bereketli bir toprak .... ve onları sevgi ile besleyen muhtarımızın ailesi!


Oh, pardon, çok affedersiniz, sizin burada olduğunuzu unutmuşum. Kendimi kaybedip, yemeye daldım. Size ikram etmeyi unuttum. Lütfen siz de bir tane alır mısınız?


Ya da isterseniz, hep birlikte sofraya oturup yiyelim. Ne dersiniz? Böylesi belki daha güzel. Sakın, bu "çilekler taze mi" diye düşünmeyin. Toplanalı en fazla birkaç dakika oldu.


Buna karşın, Haziran'ın ortası, elmalar için henüz erken. Onlar da kendilerini göstermeye başlamışlar ama bir süre daha beklememiz lazım.


Hakkı Dayı'nın beş adet de kovanı vardı. Kendileri için, balcılık yapıyordu. "Arı kovanı gibi" derler ya, çok doğru; arılar hiç durmadan çalışıyordu.


Bir yandan koruyucu başlığı giyip, arıları daha yakından inceledik; bir yandan Hakkı Dayının anlattıklarını dinledik .....


..... Sabahleyin kovandan çıkan ilk işçi arı, çiçeklerin hepsini bir bir dolaşır; o gün balı toplanacak çiçeğin cinsini seçermiş. Diğer işçi arılar, o gün, yalnız o cins çiçekleri dolaşırmış. Bazen 5 kilometre uzaklara bile gittikleri olurmuş. Hergün bu işlem, tekrar, tekrar yaşanırmış.


Herhalde, bu bal, dağdaki en güzel ballardan biri olmalı. Çok doğal. Başka yerlerde, kovanların yakınlarına şeker konduğu kulağımıza gelmişti. Oysa burada? Oysa burada, çiçekler o kadar bol ki!


Birden, bir çiçek ilgimizi çekiyor. Okuldaki baş yardımcımız Larousse'un simgesi olan çiçek değil mi bu? Değilse bile, bize onu çağrıştırdı. Nereden, nereye? Burada bile, birden okul anılarımız canlanıveriyor.


Biraz ondan yerken, biraz bundan toplarken, oraya giderken, buraya tırmanırken, zamanın nasıl geçtiğini anlayamadık. Akşam saatleri yaklaşmış, gölgeler hafif, hafif uzamaya başlamıştı. Karnımız acıkmıştı. Yayla evine döndük. Evin hemen yakınında bir de küçük göl vardı. Bu öyküyü size sesli aktarabilmek isterdik. O zaman, gün boyu kulaklarımızdan neşeli cıvıltıları hiç eksilmeyen kuş seslerini de sizlere dinletebilirdik.


İşe, önce, salata yaparak başlamak iyi olurdu. Taptaze domatesleri, çıtır, çıtır salatalıkları, bir güzel yıkadık. Su boldu. Hiç durmadan akıyordu.


Şehirde, çoğu zaman, soğan yemeye çekiniyorduk ama, burada salata, taze soğansız da olmaz ki! Onları da, Uludağ'dan gelen buz gibi suyla yıkadık.


Salata ortadan yenecek. Burada adet öyle. Bir siniye, yıkadığımız domatesleri, salatalıkları, soğanları, küçük, küçük doğramaya başladık. Neydi bunun adı? Çoban salatası. Bol zeytinyağ, biraz da tuz koyduk mu, keyfimize diyecek yok. Gelsin çatallar, kaşıklar.


Biz bir yandan salatayı yaparken, bir yandan da, Hakkı Dayı, hemen oracıkta yaktığı odun ateşinin koru üzerinde, piliçleri kızartmaya başlamıştı. Ne kadar mı yedik? Ne siz sorun, ne ben söyleyeyim. Dağ havası acıktırmış işte. O kadar söyliyelim.


Evin içindeki kuzinenin üzerinde de, yemekten sonra içeceğimiz tavşan kanı çayın suyu fokurdamaya başlamıştı.


Yemekler yendi; çaylar içildi; sohbetler edildi, toplanan çilekler ve kirazlar, sepetlere yerleştirildi. Bu arada, güneş de, ufukta, alçalmaya başlamıştı. Artık ayrılık vakti gelmiş, çatmıştı.

Can dostumuz, muhtarımız Hakkı Uygur'a, eşi Şehriye hanıma defalarca teşekkür ettik. En kısa zamanda, yeniden geleceğimize söz verdik. Dönüş yolunda ilerlerken, onlar gözden kayboluncaya kadar el salladık.

Hepimizi, güzel dostlarla, güzel bir gün geçirmiş olmanın huzuru sarmıştı.

Ne candan dostlardı!

Bursa GSL ailesinin Haziran yemeği - Haziran 2010

Bursa Galatasaray Liseliler Derneği'nin Haziran ayı toplantısı, 3 Haziran 2010 perşembe akşamı, saat 19.30'dan itibaren, Gönlüferah Otelinin ikinci katındaki Lal salonunda yapıldı.


Haziran yemeğinde, 53 Galatasaraylı, eşleri, çocukları, aileleri, konukları bir araya geldi.

Dağhan Baydur ve kızı Sara, Aydın Ataberk, Pınar - Aydıncan Ataberk, Selen - Baran Ünal Gürkan, Gülden - A. Zeki Varal, Üner - Erkut Varal, Abdullah Dayı, Veli E. Dayı, Cemil Dayı, H. Murat Toplu, Aydın Gürel, Hüseyin Gürel, Serdar Yurdakul, Ömer Umur, Halim Akbaş, Özge Erin, Gülhan - Alp Geissler, kızları Lara (3 aylık), Şpresa - İbrahim Hızalan, Ercan Köne, Tufan Kaleli, Gönül - Mete Savacı, Dilek - Emin Cingil, İsmail Rodoplu, Serhat Çelikyılmaz, Hakan Tandoğdu, Mustafa Şenyıldız, Arsevi - Aykut Birol, Uygur Sümer, arkadaşı Elif, babası Hasan Sümer ve annesi, Burçin - Melih İyigüllü, Yasemin Özen, kızı Ece (3 yaşında), konuğu Brigitte, Ümit Özmerdiven, Serkan Pehlivan, Ergun Hadi Türkay, Birsen - Mustafa Öztürk, Mesut Gençer Haziran yemeğine katıldılar.


Bursa GSL Derneği Haziran yemeğinin en büyük özelliği, Bursa'da yaşayan Galatasaraylıların, bir "aile" olduklarının vurgulanmasıydı.


Yemeğe katılan en küçük Galatasaraylı Lara Geissler, daha 3 aylıktı; henüz yaşamının başlangıcındaydı. Aylık olağan yemekte, bir bebek arabasının görülmesi, ender rastlanan bir olaydı.


Gecenin Pamuk Prensesi Ece Özen ise, 3 yaşına bastığı doğum gününü, Şubat ayındaki Bursa GSL Derneği yemeğinde kutlamıştı.



Haziran yemeğine katılan 3 yaşındaki Ece ile, 1933 doğumlu, 1953 mezunu Abdullah Dayı ağabeyimizin arasında tam 74 yaş fark vardı.


Burçin - Melih İyigüllü çifti, evlilik sonrası ilk defa yemeğe katılıyorlardı. Uygun Sümer ise, arkadaşı Elif, annesi ve babası ile gelmişti.


Aydın Ataberk, açılış konuşmasında geceye katılanlara "Hoşgeldiniz" dedi ve Galatasaray camiasından haberler verdi:
- 6 Haziran pazar günü, okulda Pilav var; saat 09.00'da Pilav yürüyüşü yapılacak;
- 13 Haziran'da, Paris'te, "Amicale de Galatasaray" Pilavı var;
- 13 Haziran'da, Ankara'da, "Galatasaraylılar Birliği"nin Pilavı var;
- 15 Haziran'da, GS müzesinde "Bitmeyen Mektep" temalı sergi açılacak;
- 19 Haziran'daki Sultani Balo hazırlıkları ilerliyor;
- 27 Haziran'da, Antalya'da, "Antalya Galatasaray Liseliler Derneği"nin Pilavı var

Geçtiğimiz ay, Bursa GSL ailesinde yaşananları özetledi:
- 16 Mayıs'ta Bursaspor şampiyon olunca, çok sayıda kutlama mesajı alındı;
- 4 Mayıs'ta Filiz Özen Çiftçi, dayısını kaybetti;
- 7 Mayıs'ta Veli Ersin Dayı baba oldu;
- 14 Mayıs'ta İnallar Citroen'in açılışına davetliydik;
- Cemil Dayı, aile arasında nişanlandı;
- 17 Mayıs'ta Erhan Keleşoğlu ağabeyimiz, ikinci kere dede oldu;
- 20 Mayıs'ta, Ömer Çağatay'ın kızı Öykü doğdu;
- 29 Mayıs'ta Cenk Sermet'in annesi vefat etti;
- Bugün, 3 Haziran'da Ümit Özmerdiven, 27ci evlilik yıldönümünü kutluyor.

Gelecek etkinliklerden bilgi verdi:
- 12 Haziran'da, Bursa GSL Derneği, Sütaş çiftliğini ziyaret edecek, öğle yemeği, Muharrem Yılmaz ağabeyimizin / kardeşimizin ikramı olacak. Öğleden sonra Karacabey Tarım İşletmesi Müdürlüğü gezilecek. Bu geziye, şu ana kadar, 25 aileden, 24'ü çocuk, 48'i büyük olmak üzere 72 kişi katılacağını bildirdi. 1 otobüs, 9 özel araçlık konvoy ile gidilecek.

Galatasaraylı dostların koyu sohbeti, yemek boyunca devam etti:

Ercan Köne, Serdar Yurdakul, Tufan Kaleli, A. Serhat Çelikyılmaz, Ümit Özmerdiven

Birçok Galatasaraylı, yemeğe eşleri ile katılmıştı:

Selen - Ünal Baran Ünal

Arsevi - Aykut Birol

Birsen - Mustafa Öztürk

Gülden - A. Zeki Varal

Gönül - Mete Savacı

Yasemin Özen ve konuğu Brigitte

Bursa GSL Derneği yemeğine ilk defa katılanlar kendilerini tanıttılar:

Ömer Umur, 103 devresi, İnegöl'deki İnternational Group şirketinin Murahhas azası

Serdar Yurdakul, 107-108 devresi, lakabı "Sezar"

Uygun Sümer, 132 devresi, lakabı ve yıllığı yok, iki ay önce Bursa'ya yerleşti.

Pınar Ataberk, 129 devresi, yemeğe İstanbul'dan katılıyor, devre arkadaşı Aydıncan Ataberk'in eşi


Haziran yemeğinin onur konuğu, Türkiye'nin ilk müzik yayım şirketi Müzikotek'in kurucusu ve sahibi & Galatasaray Topluluğu İşbirliği Kurulunda (İngiltere) The Galatasaray U.K. Charity Fund temsilcisi Dağhan Baydur'du. Bursa'ya kızı Sara ile birlikte gelmişti.


Dağhan Baydur'un şıklığı hemen farkediliyordu. Bu gece için, özellikle sarı-kırmızı çizgili kravatını takmıştı.


Konuşmasında, "Müzik sektörü" ile oldukça geniş bir bilgi verdi. Özellikle telif hakları konusu çok önemliydi.


Anlatımı ilgiyle izlendi. Dinleyicilerden gelen soruların her birine özenle yanıt verdi.


Konuşmasının sonunda, Aydın Ataberk, Dağhan Baydur'a teşekkür belgesi, Orhaneli'ndeki Galatasaray Ormanında adına bir adet fidan dikildiğini belgeleyen sertifika ve ....


..... sarı-kırmızı çiçeklerden oluşan bir buket verdi.


Kızı Sara'ya da bir armağan vardı. "İki yaşında, Sedir cinsi bir çam fidesi", Sara için, büyük sürpriz oldu.


Dağhan Baydur, Bursa GSL Derneği'nde geçirdiği bu gece ile duygularını anı defterine şu satırlarla aktardı:

" Since there were no sisters (-> older) before me, I would like to say to my dear fellow brothers (ağbi) and kardeşlerim; GS toplantıları her zaman beni mutlu ediyor. Uzun seneler yaşadığım İniltere'de devamlı GS UK olarak buluşuyorduk. Başkanımız Ergün Neng idi. Bu şekilde dünyada eşi olan başka bir topluluk olduğunu zannetmiyorum. Senelerce görüşmesek de, aynı dönemden olmasak da, buluştuğumuz zaman tüm GS'liler birbirimizi çok yakın hissediyoruz. Davetinize çok teşekkür ediyorum. Onur duydum. İnşallah tekrar beraber oluruz. Bu toplantı dolayısı ile bir dileğimi sizlerin de benle paylaşacağınızı biliyorum. Hepimizin GS Kulübüne de ağırlığımızı koyup Avrupa şampiyonu olduğumuz dönemdeki sevgi ve birlik ortamını geri getirmemiz gerekli. Sevgi ve saygılarımla. Y. Dağhan Baydur"

Saatler su gibi akıp geçmiş, 24.00'e yaklaşmıştı. Bursa Galatasaray Liseliler Derneği'nin bir yemeği daha sona ermiş; yavaş, yavaş anılarda yerini almaya başlamıştı.

Google
 

Sizlerden Gelenler ;

Sevgili Aydın; ağabeyin Mehmet'in Galatasaray Lisesinden sıra arkadaşıydım. Hatırlayacağını zannediyorum. Ayrıca bir de rahmetli Rahmi Ertin ortak dostumuzdu. Damadım ile kızımın sevgili amcaları idi. Uzun yıllar sonra, Mehmet'le buluştuk. İnşallah seninle de görüşürüz. Anılara Yolculuk siten, çocukluk ve ilk gençlik yıllarımdan, hayallerimde bile unutulmuş güzellikleri yeniden yaşamamı sağladı. Eline ve o güzel yüreğine sağlık. Görüşmek dileğiyle. Sevgiler.


Altuğ İşmen, 1 Mart 2010


----------------------------------------------------


Sayın Aydın Ataberk,


Çok çok güzel olmuş ellerinize ve emeklerinize sağlık. Eski bir İhsan Çizakcalı olarak ayrıca şu anda merhum abeyimin de çizakcanın ilk öğrencilerinden olması dolayısıyla eski Bursa'yı ve okulumu, yazılarınızda tekrar yaşamış oldum. Size minnettarlığımı ve şükranlarımı sunar çalışmalarınızda başarılar dilerim.Saygılarımla


Erhan Kurtulan, Elk.Müh., 17 Aralık 2008


-------------------------------------------------------


Sevgili Aydin,



Muhtesem bir eser yaratmissin. Seni kutlarim. Beni Ekvator Gine'sindeki yamyamlarin arasinda aglatmayi basardin. Saatlerce tek tek butun belgelere baktim. Tombul yanaklarindan opuyor ve seni tekrar kutluyorum. Artik bu birikimleri koyacagimiz bir web sitemizin olmasi gerekiyor. Ben de onu organize edeyim. Senin bu muhtesem birikimlerinle cok guzel bir siteye sahip olacagiz. Yakinda www.gsl97.org aramiza katilacak.



Seni sevgiyle kucakliyorum.



Mahmut Melih Kayahan, 9 Aralık 2008


---------------------------------------------------------


Sizlere tesadufen ogrendigim Sn Aydin ATABERK tarafindan hazirlanmis bir site adresi iletiyorum. İzlemeniz tavsiye olunur, harika bir calisma olmus. Ellerine ve yuregine saglik....


Öznur Dere, 24 Eylül 2008


--------------------------------------------------------------Sevgili Aydın bey, anılara yolculuk Blogunuzu inceledim. İnanılmaz bir şey. Ne çok emek var. Ben sizden daha genç :) olduğum için eskiye ait yazı ve görüntülerin bir kısmını özel yaşantımdan hatırladım ama çoğunu da geçmişe olan özel ilgimden dolayı hatırladım. Çok duygulandım. Ne olur bu yaptıklarınızı daha çok insan duysun, sizi daha çok insan tanısın. Sizi tanıyan bir kişi olmak benim için ne şans. Sizi çok seviyorum. Saygılarımla,


Sıdıka Parlak, 24 Eylül 2008


-------------------------------------------------------------Aydin Bey Gunaydin ,



Ellerinize saglik, soyle bir goz atabildim henuz, ilk firsatta satir aralarinda kaybolmak isterim .



Ozellikle benim icin de sizi tanimak cok buyuk bir sans .



Saygilar, Sevgiler,



Sibel Birçiçek, 25 Eylül 2008


-------------------------------------------------------------Sevgili Aydın ağbey,



Bize tekrar muhteşem bir yolculuk yaptırdın güzel anılara.Ellerine sağlık ağbey bize böyle nefis güzellikler yarattığın için.


Sevgiler, saygılar



Sinan Acarel, 25 Eylül 2008


------------------------------------------------------------Sevgili Kardesim Aydin,



Candan tebrikler! Iyi ki boylesine guzel sunulan ve ozlem degeri yuksek anilarini bir gunlukte topladin ve e-postalarda kaybolmamalarini sagladin.



Daha nice 5000'lere! Gerek icerik gerek sunudaki nitelik ilgiyi kendisi yaratiyor. Ne mutlu bizlere, ayni ailedeniz!



Sevgilerle,


Tuncer Ören (1955), 26 Kasım 2008


-------------------------------------------------------------Aydın Bey günaydın



Sizi kutluyorum. Bu azminiz ve paylaşma isteginiz hiç eksilmesin, artsın….



Selamlar



Mustafa GEYVE, 26 Kasım 2008


---------------------------------------------------------------


GÜNAYDINLAR AYDIN ABİCİĞİM; NASILSINIZ?? "ANILARA YOLCULUKTA" DAHA 10 000'Cİ, 50 000'Cİ , 500 000'Cİ ZİYARETÇİLERE ULAŞMANIZ DİLEĞİYLE. BEN BÜTÜN KALBEMLE İNANIYORUMKİ AYDIN ABİMİN KALEMİNİN YALINLIĞI, SADELİĞİYLE ULAŞILABİLİR. YAZILARI OKURKEN DALIP BİR YERLERE GİTMEMEK İMKANSIZ.. SEVGİLER,SAYGILAR


Şükran Durgan, 26 Kasım 2008


---------------------------------------------------------------Sayin Aydin agabey



Boylesine guzel, degerli bir birikimi bir araya getirdiginiz ve bunu hazine degerindeki bir belgesellige donusturdugunuz için sizi kutlarim. Müzik dersini gösteren fotografta, sag basta yer alan muzik ogretmeni, Almanya'da muzik egitimi gormus, oglu da bir donem unlu bir fagotcu olan rahmetli Enver Haraçci hocamizdir. Karli kis gunlerinde, Ortakoy'de okulun onunden denize girer ve esasli bir sekilde yuzerdi.



Grand Cour'da hocalar maçini gosteren fotografin sag tarafinda en bastaki siyah formali adi yazilmamis ogretmen de, Galatasaray Ilkokulu yavrukurtlari baskurtu ve de 1950'li 60'li yillarda Ortakoy'de ogretmenlik yapmis olan Huseyin hoca'dir.



Saygilar, sevgiler



Turgay Tuna 102, 26 Kasım 2008


------------------------------------------------------------Sevgili Aydin Kardesim,



Gercekten bir "online GS müzesi" yaratmisin, eline saglik ve tebrikler !



Ender Enön ( 94 x1962), 26 Kasım 2008


-------------------------------------------------------------Çok güzel, çok sevindim.. Tebrik ederim Aydın Bey.



Çok çok daha fazla kişiye ulaşması dileğiyle. Çünkü gerçekten çok güzel bir çalışma.



Sevgi ve Saygılarımla



Gizem Ertürk, 26 Kasım 2008


------------------------------------------------------------Sayın Aydın Ataberk,


Doğum yerim Bursa anılarına yaptığım gezintide, sizin de benim gibi halamın gelin gittiği konakta kurulan "Özel Yeni Okul"dan mezun olduğunuzu öğrendim. Yalnız ben 1957 mezunuyum.... Ne yazık ki daha sonra kurulan İhsan Çizakça Kolejinin kapandığını öğrendim. Merhum İhsan ve merhume Süheyla Çizakça'nın ruhları şad ve mekanları cennet olsun!Selamlarımla,


Beyza Üntuna, 28 Kasım 2008


Türkiye Cumhuriyeti, Atina-Pire Başkonsolosu


-------------------------------------------------------------



Sevgili Aydın agabey ;


Henuz sadece ıkı bolumu okudum . Ikıncı bolum ozel ılgı alanıma gıren oyuncaklardı . Gecmıse donup o yokluktakı zenginliklerimizi hatirlamak çok güzel . Bir kez daha tesekkür ederim . Bence oyuncak dostu ve oyuncak müzesinin kurucusu sevgili Sunay Akın'la temasa geçip O'nun da sitene ulaşmasini saglarsan çok mutlu olacaktir .Sevgi ile kalin


Bünyat AKIN(104-106 V.S.), 14 Şubat 2008


------------------------------


Degerli Kardeşim



Erol Günaydın ın arkasındaki ben Mehmet Ali ve yanımda Özer Berkay dan tebrikler,selamlar,sevgiler,ellerinize saglık.Özer Berkay ve ben GSLAAG den ayrıldık,resimde gördügünüz oturan GS a hizmet eden üç kardeşimize madalya ve plaket verdik.Tahminen 40 ın üstünde agabeyimiz,okul müdürümüz Meral Mercan ,kıymetlı GS lılar bu madalya ve plaketleri aldılar. Resim o tören sırasında çekildi.



Bilgisayar kullanmada cok acemiyim,ancak daha çok gencim yaşım 73 yavaş yavaş öğreneceğim...



Lütfen gslaag ye girin,orada devrelere girin,gsl55.free.fr dan hatıralara girin 2 sahife Necdet Mahfi Ayral ın kızı Jeyan hanımefendinin bana hediye ettiği üç albüm resim ve efemeraları tetkik edin.Bunlarıda dilerseniz kullanabilirsiniz.



İyi günlerde görüşmek dileklerimle.



M Ali Zeren, 17 Şubat 2008


----------------------------------


Aydin agabey,



Dun gslaag sitesinde, yazilarinizda gezindim. Site harika, yazilariniz enfes, onlari toplanmis ve guzel sunulmus gormek icimi isitti. Hem sitenizin hem yazilarinizin duyurularini tekrar tekrar yapmaliyiz orada. Yapacagiz zaten. Dun bunu dusundum. Ilk olanakta ben de gerekeni yapacagim. (ilk vaktim oldugunda yani, affedin beni bu nedenle)



Saygilarimla.



Gün ARUN 113, 25 Şubat 2008


-----------------------------------



Aydin Bey merhaba


Hazirladiginiz sitenin öncelikle Bursa sayfasini, daha sonra da müzik sayfalarini ve digerlerini inceledim. Paylastigimiz noktalari da gördüm. Böyle bir ise zaman ve emek harcamak, bunlara derlemek takdire sayan. Sizi kutluyor ve tüm günlerinizin bu sekilde verimli olmasini diliyorum. Selamlar.Mustafa GEYVE, 2 Mart 2008


-------------------------------


Sayin Ataberk,



Blogunuz cok hosuma gitti.



22 sene evvel biraktigim dunyanin en guzel sehri Istanbul'u bana tekrar gezdirdiniz.



tesekkur ederim



selam ve saygilarla



David Hasday



New York, 7 Mart 2008


-----------------------------------


Sayın Ataberk,



Biraz önce oğlumun haber vermesiyle sitenize baktım. Elinize sağlık, kutluyorum. Ben de, unutulmuş, unutulmaya yüz tutmuş güzelliklerin arayışı, duyurulması çabasındayım. Blogunuzda sergilediğiniz bilgilere, belgelere kendi genelağ yerimde yer vermek, beni, ziyaretçilerimi pek sevindirecek, mutlu edecek. Bilmem izninizi alabilir miyim?



Bu arada belirteyim, ilgilendiğim konular arasında dilimiz, müzik, yazın, sinema önde geliyor. Sinemayla ilgili bir kitabım (http://www.pandora.com.tr/urun.asp?id=110695 ), araştırma yazılarım, senaryolarım, öykülerim vb. var. Bir göz atabilirseniz, http://www.ilgilik.net/ size bir fikir verebilir sanıyorum.



Başarılarınızın artarak sürmesi dileğiyle selamlarımı, saygılarımı sunuyorum.



İnal Karagözoğlu, 10 Mart 2008


----------------------------------



Aydın Abi,



Tesadüfen



”Anılara Yolculuk”



Bloguna takıldım.



Bir defada keşfedilemez.



Dönüp dönüp bakacağım.



Teşekkürler.



Çok yaşa emi.



Sevgiler,



A.Şeref Türkmenoğlu, 22 Mart 2008


-----------------------------


Emeklerinize saglik, cok guzel olmus. Bir IEL ve ITU mezunu olarak da ayrica gurur duydum:) Saygilarimla,



Aydin Gurel, 23 Nisan 2008


-------------------------


Merhaba Aydın Bey,



Anılarda yolculuk sayfalarında gezinirken çocukluğuma gittim 4-5 yaşlarındaydım ve ilk defa film makinası görüyordum,İstanbul'dan Niyazi Dayı gelmişti ,Seher Nenemin kireç badanalı duvarına bir bez gerildi ve sizin eşinizin ve çocuklarınızın görüntüleriydi izlediklerimiz.Babanız parmaklarımı tutar birşeyler yapar hep eksik sayardı parmaklarımı onu güleryüzlü ve kocaman bir adam olarak hatırlıyorum çocukluğumdan.



Ben kimmiyim? ben Ümit Arıcan'ın küçük kızı Safinaz'ım,her ne kadar hiç tanışmamış olsakta selamlar sevgiler...



Safinaz KAROL, 31 Ekim 2008


-------------------------------



Ağbi bu güzel sayfalarına bakmak saatlerimi aldı. Yapması kim bilir ne kadar zaman ve emek gerektirmiştir.Ailem 1965'de Bursaya taşınmıştı. Abdal Köprüsünün 5-6 ev yakınına. Heryer gibi oralar da artık tanınmaz olmuş. O yıllarda köprü sayfandaki (daha önce görmediğim) o resmine benziyordu gene az çok.Güzel günler...


Murat Kalınyaprak 109, 1 Ekim 2008


------------------------------------



Aydın Bey sitenizi ziyaret ettim ve çok mutlu oldum. Lakin kendi çocukluğunun oyuncaklarını hatırlayıp bunu konu edip bugünün kuşaklarına aktaran maalesefki çok az büyüğümüz var. Yine maalesef ki geçmişe ait belleğimiz, sanki o güzelim oyuncakların yerine geçen modern oyuncaklarla birlikte yitip gitmaktedir.Aydın Bey, ben TRT çocuk televizyonu için eski ("Dedemin Oyuncağı) oyuncaklarımızı konu eden bir programın yapımcısıyım. Televizyonumuz Ekimde yayın hayatına başlayacaktır. Hazırlayacağım programda komuğumuza oyuncakla ilgili malzemeleri hazırlayarak ya da konuğumuzun desteğiyle; onun çocukluğunda yer etmiş bir oyuncağın yapım aşaması anlatımlı olarak gerçekleştirilecektir. Bu konuda önerilerinizi paylaşmanız bizi sevindirecektir. Yapımını bildiğiniz bir oyuncak varsa ve bunu bizimle program çekimiyle paylaşırsanız çok memnun oluruz. Şimdiden desteğiniz ve oyuncaklara olan duyarlılığınız için teşekkür ederiz, saygılar sunarız.


Engin Yıldız, 21 Eylül 2008


---------------------------------


Aydın bey günaydın,



sitenize meraktan hemen buradan bir göz attım. detaylı olarak evden bakacağız tabii. ellerinize ve yüreğinize sağlık diyorum. eski bursa ve istanbul resimleri çok ilgimi çekti. anlatımlarınızı da okuyacağım . tekrar teşekkürler. saygılarımızla,



Cenk Özçelik, 13 Şubat 2008 çarşamba


-------------------------------


Aydin Bey supersiniz !!!! tebrikler.



Ayşe Siner, 13 Şubat 2008 çarşamba


--------------------------------


Cok guzel. Super bir ani derlemesi. Size cok tesekkurler.Sanki o gunleri yasamis gibi hissettim. Sonsuz sevgi ve saygilarimla



Ali Rıza Tuğluk, 13 Şubat 2008 Çarşamba


----------------------------------


Harika bir site tebrikler tebrikler Aydın beyciğim cok yararlı ve enteresan. Bu sitenizinden faydalanabilecek ve memnunlukla takip edecek dostlar var acaba onlara da izninizle adresinizi iletebilirmiyim ?



Sevgiler ve tüm bu güzel şeylerin devamını getirmeniz dileyiğle



Fügen Evren, 13 Şubat 2008 Çarşamba


------------------------------------


Sevgili Aydın Ağabey;



Çok güzel bir site olmuş.Ellerinize sağlık ve teşekkürler. Saygılar.



Ahmet Dikencik, 13 Şubat 2008 Çarşamba


----------------------------------



Aydın Beycigim ,



bir ara sakin bir zamanda fırsat bulup okumak o güzel anlatımız esliginde kahvemi yudumlarken sizinle beraber gecmiste yolculuk yapmak isterim. Simdiden elinize, yureginize ve super hafızanıza saglık. Sevgilerimle



Özlem Şenkoyuncu, 13 Şubat 2008 Çarşamba


-------------------------------


Sevgili Aydın beyciğim merhaba.



Anılara yolculuk'ta İstanbul'un o eski günlerini sanki yeniden yaşıyormuş gibi keyif aldım. Biliyorsun ben GS lı değilim. 1970 Maçka mezunuyum. O yıllarda İstanbul bir başkaydı.



Geçen sene Sirkeci'deki Orient ekspres'te yaptığımız Eski dostlar yemeğine Yenikapıdan Sirkeciye yürüyerek gelmiştik.Bu yürüyüşten büyük keyif almıştım. Eski günleri ya'dederek beraberce yürümüş ve eski günleri anımsamıştık.



Anılara yolculuk için teşekkür eder, iyi çalışmalar dilerim.



Harun Masatoğlu, 13 Şubat 2008 Çarşamba


-------------------------------------


Aydin bey,



henuz tamamini okuyamadim ama okudugum bolumler ve fotograflar cok guzeldi.Elinize saglik. Selamlar



Sevgül Alper, 13 Şubat 2008 Çarşamba


-------------------------------


Ellerine saglik çok guzel olmus



Ali Meriçboyu, 13 Şubat 2008 Çarşamba


---------------------------------



Ben de Aydın abimiz nerelere kayboldu diyordum. meğer yoğun bir çalışma içindeymiş. Blog'unuzu inceledim, çok beğendim. Yorum bile yazdım. Hayırlı olsun blogunuz.



Çok güzel olmuş. Ellerinize, emeğinize sağlık. Ben de sizden gelen mailleri güzelce derleyip, bir directory açıp saklamaya çalışıyordum. Ama böylesi çok daha güzel oldu ve size çok yakıştı. Sevgiler,



Yelda Dürüşken, 13 Şubat 2008 Çarşamba


-------------------------------



Merhaba Aydin bey,



Dun sayfaniza hizli bir bakis attim, simdi biraz daha bakacagim. Cok guzel olmus ellerinize saglik



Oldukca emek harcamissiniz. Harika gorunuyor



Sevil İnci Cankurt, 15 Şubat 2008 Cuma


---------------------------



Nefis bir arşiv..paylaştığınız için teşekkürler..Saygılar..



Ayfer Çırak, 15 Şubat 2008 Cuma


----------------------------------



Sevgili Ataberklerimiz Bu kadar güzel resimleri bulmak eskiyi bizlere yaşatmak breh breh (Bu aferin demektir.)Ben torunlarla Erim babamla meşgul olduğu için of günümde temiz bir nefes oldu.Her ikinizide öpüyoruz ilk fırsatta buluşmak dileğiyle. Nur. Erim dede(artık amca değil.)



Nursal Tarhan, 15 Şubat 2008 Cuma


------------------------------


Ozenle hazirlanmis bir blog...Teknik olarak kusursuz..Her sayfasini dikkatle okumak gerek...Hazirlayanin eline saglik...



Yorumkar, 12 Şubat 2008


--------------------------------------


Aydın Ataberk'in eseri, beni de çok etkiledi.


Ahmet Kuzucu, 26 Subat 2008 salı