Okul günlerimiz, gençlik yıllarındaki anılarımız ...

Merhaba, yazılarımı paylaşabilirsiniz, sonuçta paylaşmak için yazıldılar... Ancak lütfen emeğe saygı gösterin, isimsiz kullanılmalarına müsade etmeyin.

İlginize teşekkür ederim.


Bir lezzet şöleni: Bursa GSL Derneği Pilavı

Bursa Galatasaray Liseliler Derneği'nin "Pilav"ı, 1 Temmuz perşembe akşamı, saat 19.30'dan itibaren, Gönlüferah City otelinin, -2ci katındaki Nilüfer (balo) salonunda yapıldı.

1 Temmuz yemeğinde, 66 Galatasaraylı, eşleri, çocukları, konukları bir araya geldi.


Ömer Bengiserp, Aydın Ataberk, Nagehan - Selahattin Özel, kızları Zeynep, Zeynep - Onur Erginer, Üner - Erkut Varal, H. Murat Toplu, Cenk Sermet, Özgür Şendoğan, oğlu Alp (9 yaş), Reyhan - Ergun Hadi Türkay, Sevgen - Kemal Başaranoğlu, Filiz - Nezih Çiftçi, oğlu Ege Berhan, Mesut Gencer, Ayşe- Hüsnü Yazıcılar, Dilek - Emin Cingil, oğlu Cem (17 yaş), Özge Erin, Erçin Ocak, Bingül - Süleyman Çimen, kızları Begüm Çimen (18 yaş), Nur - Yavuz Bora Özer, Aslı Karakitapoğlu, Erdem Bozkurt, Atakan Tuncer, Bora Can, Uygur Sümer - arkadaşı Elif, Levent Arkon, Fügen - Serhat Çelikyılmaz, Ercan Köne, Baran Ünal, Necla - Altuğ İşmen, Ayşe - Celal Caner, Dr Gürcan Oktayoğlu, Şebnem - Ümit Görker, Bülent Esen, Ümit Özmerdiven, Berk Türker, Tonguç Altan ve eşi, Işıl- Mehmet Ulusoy, Çiğdem - Nesimi Uçkunkaya, Şpresa - İbrahim Hızalan, Tufan Kaleli, Birsen - Mustafa Öztürk, Devrim Ergel Temmuz yemeğine katıldılar.


Aydın Ataberk, açılış konuşmasında konuklarına "Hoşgeldiniz" dedi ve camia'dan haberler verdi:

- Haziran ayında, İstanbul, Ankara, Antalya, Paris, Almanya ve İngiltere'de GS pilavları düzenlendi. Önümüzdeki pazar günü, 4 Temmuz'da, Bodrum ve Kapadokya'da pilavlar düzenlenecek.
- Sultani Balo, Eskiler sahnede etkinlikleri ile Çanakkale gezisi düzenlendi.

Geçtiğimiz ay, Bursa GSL ailesinde yaşananları özetledi:

- 12 Haziran'da, Bursa GSL ailesi, Sütaş Çiftliğini ve Karacabey Tarım İşletmesi Müdürlüğünü ziyaret etti.
- Aynı akşam, 12 Haziran'da Esen Erserim ile Kıvanç Şekerci, Heybeli Restaurant'da yapılan bir törenle evlendi.
- Bugün itibariyle (1 Temmuz 2010) Ümit Özmerdiven emekli oldu.

Aydın Ataberk, sözlerine devamla, Doğan Yılmazipek ağabeyin Avusturya'dan, Memduh Gökçen ağabeyin Bodrum'dan, Erhan Keleşoğlu ağabeyin Niğde'den, Abdullah Dayı ağabeyin Tuzla'dan arayarak, başarı dileklerini ilettiklerini belirtti ve gönderdikleri sevgi mesajlarını konuklarıyla paylaştı.


1 Temmuz gecesinin konuğu, GSL-Gourmet grubunun moderatörü Ömer Bengiserp'ti. Ömer Bengiserp, Bursa'ya, 1 gün önce, 30 Haziran çarşamba sabahı geldi. Yemeği, Gönlüferah otelinin aşçısı Melik Akay, Ramazan Cinpir ve ekipleri ile birlikte hazırlayacaktı. Ömer kardeşimiz, Bursa'ya gelirken, gerekli olabilecek her türlü alet ve edevatı, büyük bir bavulla, yanında getirmişti. Öngördüğü yiyeceklerin bir listesini de hazırlamıştı.


Çarşamba sabahının erken saatlerinde, Melik usta ile Créme de Café'de buluştular, tanıştılar ve hemen, mesleki görüş alış-verişine başladılar. Yiyeceklerin bir kısmı, çarşamba gününden hazırlanmalıydı. Otelin programı çok yoğundu; bu iki gün içerisinde, çeşitli dernek toplantıları, 300 kişilik düğünler düzenlenecekti. Birlikte, 1 Temmuz Bursa GSL Derneği Pilavı mönüsünü oluşturdular:

Giriş tabağı (Kırmızı yaban mersini ve sarı mısır taneleri serpiştirilmiş tabak içinde):
- Beyaz peynirli çingene pilavı doldurulmuş domates dolması,
- Üzerinde kalp şeklinde fırınlanmış kruton eşliğinde, minik porselen tabak içinde ciğer pate,
- Zeytinyağlı soğan dolması,
- Zeytinyağlı imam bayıldı,
- Linguine havuç üzerinde sürpriz yumurta,
- Fava,
- İnce limon dilimi üzerinde gerçek çerkez tavuğu,

Masalara serpme:
- Sızma zeytinyağ ve sirkeli, Palikarya piyazı (nohut, buğday, yeşil mercimek, fasulye, börülce)
- Kavun,
- Kaşar peyniri tabağı,

Ara sıcak:
- Patlıcan beğendili, fırınlanmış dört katlı krep
- Balık köftesi

Salata (kişi başı):
- Sarı- kırmızı renk ağırlıklı taze mevsim salatası

Ana yemek:
- Taze bahar dalları (taze kekik sapları) eşliğinde, iç pilavlı kuzu tandır, yanında, buharda haşlanmış linguine sebze yumağı, tandır üzerinde çıtır soğan kızartması, dekoru tamamlayıcı olarak sarı ve kırmızı chery domates dizisi
Tatlı:
- Vezir parmağı ve kestane püresi dolgulu, büyük boy profiterol, sarı kırmızı işlemeli tabak ile


Perşembe sabahı, saatler 09.00'u gösterirken, ekip toplanarak, görev dağılımı yaptı. Ramazan Cinpir (soldan birinci) soğuk yiyeceklerle, Melik Akay (sağdan birinci) sıcak yiyeceklerle ilgilenecekti. Selahattin Özel kardeşimizin eşi Nagehan Özel de, bu çalışmalara gönüllü olarak katılıyordu. O da, ince işlerden sorumluydu. Mönünün ve tabakların konsepti ise Ömer Bengiserp'in sorumluluğundaydı. Ömer Bengiserp, çarşamba gecesi saat 23.00'e kadar, Ramazan Cinpir ile ön hazırlıkları tamamlamış, bir gece buzdolabında beklemesi gerekenleri tamamlamıştı.


Genellikle giriş tabaklarında "yaprak sarma" ya da "biber dolma" olurdu. Bu yemekte, çizgi dışına çıkılmak istenmişti. Hemen "soğan dolmaları" hazırlanmaya ve havuç ve limon dilimleri üzerine dizilmeye başlandı.


En el oyalayan işlerin başında "sürpiz yumurta" geliyordu. Bunu hazırlamak için 70 kadar çiğ yumurtanın tepesi kesildi. İçleri boşaltıldı. Boş kabuklar, sertleşmeleri için, tuzlu suda, bir müddet kaynatıldı; soğutuldu. Diğer taraftan, dana dili, kornişon turşu, biber, mısır,.... küçük küpler halinde kesildi. Jöle halini alması için, haşlanan dana dilinin suyu ile karıştırıldı. Özenle, boş yumurta kabuklarına dolduruldu. Tüm kabuklar, viyollere yerleştirilerek, donması için buzdolabına kondu.


Yeteri kadar buzdolabında bekletildikten sonra, jöle şeklinde, donan sürpriz yumurtanın kabukları, teker, teker kırıldı. Yumurta şeklini almış olan, şeffaf jöle, linguine havuç yatağı üzerine yerleştirildi. İnanılmaz bir manzarası vardı.


Hem bu işlemde, hem de diğer işlemlerde kullanılmak üzere, bol miktarda havuç ve kabak hazırlamak gerekiyordu. "Alet işler, el övünür" derler ya, burada da böyleydi. Bir nevi manuel torna makinası havucu döndürdükçe, linguine şeklinde diğer taraftan, tabağa dökülüyordu.


Bu işlem, göründüğü kadar kolay değildi. Ekipler, dönüşümlü olarak, bu nöbeti devralıyordu. Kabak, nisbeten daha kolaydı. Nagehan hanım, özellikle kabakta giderek ustalaştı. Hazırladığı sebzeler, ana yemek tabağında "buharda haşlanmış sebze yumağı"nı oluşturacaktı.


Ortaya çıkan görüntü ise, çok güzeldi. Neredeyse, tabakta, yeşilin her tonu vardı.


Üzerine çerkez tavuğu konması planlanan limon dilimlerinin hem ince, hem düzgün olmaları gerekiyordu. Ömer Bengiserp'in yanında getirdiği "limon kesici" bir çırpıda bu işi hallediverdi.


Ömer Bengiserp, ciğer pate hazırlama işini kendi üstlenmişti. Büyük bir tavada, harlı ateşte, önce soğanları öldürdü; sonra, küçük lokmalar halinde doğradığı ciğerleri ekleyerek, suyunu çektirinceye kadar karıştırdı. Tavadan alınan ciğerler, mikserden geçirildi; yeteri kadar taze krema eklendi; çekmesi (donması) için buzdolabına kondu.


Bir başka köşede, ciğer pate kaplarını süsleyecek krutonların hazırlıkları sürüyordu. Özel bir kalıpla kalp şeklinde kesilen ekmeklerin üzerine fırça ile yağ sürülerek, fırına verildi.


Zaman, su gibi akıp geçti; saatler ilerledi. Yavaş yavaş giriş tabakları da şekillenmeye başlamıştı. Nagehan hanım, her fava kalıbının üzerine, dere otundan minik bir ağaç yerleştirdi. Bu arada, iç pilavın hazırlıkları da ilerlemiş; vezir parmağı ve profiterol ekipleri de çalışmalarını hızlandırmıştı.


Saatler, 1 Temmuz perşembe gününün 17.00'sini gösterdiğinde, artık her şey tamamdı. "1 Temmuz Bursa GSL Derneği Mönüsü Mutfak Ekibi" işin sonunda toplanarak, bir anı fotoğrafı çektirmeyi de ihmal etmedi. Şimdi, sıra, konukları karşılamaya ve yapılanları onlara ikram etmeye kalmıştı.


Yemek, Gönlüferah City otelinin Nilüfer salonunda (balo salonunda) düzenlenecekti. Saat 19.30'dan itibaren konuklar "kokteyl" salonunda yerlerini almaya başladılar. Gençler, hemen derin bir sohbete başladılar.


Gelen bütün konukların neşesi yerindeydi. Biraz da heyecanlıydılar. Acaba, pilav güzel olmuş muydu?


Normal bir yemek düzeninde, konuklar oturmadan, giriş tabakları masalara yerleştirilmiş olurdu. Bugün ise, günün konsepti gereği, masalarda tabaklar yoktu. Konuklar, bir değişiklik olduğunu hissetmeye başladılar. Derken, servis kapıları açıldı ve garsonlar, düzenli bir dizi halinde, giriş tabaklarını konuklara ikram etmeye başladı.


Hüsnü Yazıcılar ağabeyin, iki elini yana açarak "Bu güzellik de nedir böyle?" demesi, yapılan çalışmaların hiç de boşa gitmediğinin bir göstergesiydi.


Tabaklar, bir gün önce öngörüldükleri gibi hazırlanmıştı. Hiçbir eksikleri yoktu. Serpiştirilmiş yaban mersini ve mısır taneleri, sarı-kırmızı renkleri vurguluyordu.


Yemek başlar başlamaz, Aydın Ataberk, Ömer Bengiserp'ten, Bursa GSL Derneği Pilavı mönüsündeki yiyeceklerle ilgili bilgi vermesini rica etti. Kürsüye de, bir tabak kondu. Ömer Bengiserp, her yiyeceğin, neden seçildiğini ve nasıl yapıldığını ayrıntılarıyla anlattı.


Ömer Bengiserp anlatırken, konuklar, bir yandan onu dinliyor, bir yandan da, her anlatılan yiyeceğin, o an, tadına bakıyordu. Zaman, zaman, salodan sorular da yöneltiliyordu: "Bu çerkez tavuğu, bildiklerimizden çok farklı, çok değişik; daha güzel; içinde bir tat var ama anlayamadık; nedir o söyler misiniz?"


1 Temmuz günü, hepimiz için önemliydi ama, aramızdan "biri" için, çok daha özeldi, önemliydi; anlamlıydı.


Ümit Özmerdiven, 30 Haziran günü emekli olmuştu. 1 Temmuz, onun "İkinci baharının ilk günü"ydü. Aydın Ataberk, bu günün anısına, Ümit Özmerdiven'e, Türk bayrağı ve Atatürk profili eşliğinde, 24 ayar altın bir GS rozeti hediye etti.


1 Temmuz'daki Bursa GSL Derneği yemeğine ilk defa ya da uzun bir aradan sonra katılanlar da vardı. Erçin Ocak ve Erdem Bozkurt, Oyak-Renault Mekanik Lojistikte, Bora Can, Oyak-Renault Karöseri Montaj Lojistikte çalışmaya başlamışlardı. Berk Türker, uzun bir aradan sonra, ilk defa katılıyordu. Tonguç Altan, İmortaş'ta çalışıyordu; çok kısa bir süre önce evlenmiş, bu yemeğe de eşi ile birlikte gelmişti. Mehmet Ulusoy, Tonguç Altan'ın arkadaşıydı; İstanbul'dan onu ziyarete gelmiş; bu yemeğe eşi Işıl hanım ile birlikte katılmıştı.


GSL- Gourmet grubundaki arkadaşları da Ömer Bengiserp'i yalnız bırakmamışlar, İstanbul'dan, Ankara'dan koşup gelmişlerdi. Celal Caner, eşi Ayşe hanımla gelmişti. Dr Gürcan Oktayoğlu, Orhangazi'de bir muayenehane açmıştı. Bülent Esen, Ankara'daydı ama İstanbul'dan gelmişti. Ümit Görker ve eşi Şebnem hanım da Bursa Pilavına gelenler arasındaydı.


Bu arada, masalara ara sıcaklar servis edilmeye başladı. "Patlıcan beğendili, fırınlanmış dört katlı krep" fransız ve Türk" kültürlerinin bir buluşmasıydı. Önceden 150 kadar krep hazırlanmış; aralarına beğendi sürüldükten sonra, özel bir kalıpla kesilmiş, sonra, bir tepside hepsi fırına verilmişti. Balık dolması da, konukların beğenisini kazandı. İsteyenlere ikişer tane verildi.


Bu gece, mini bir tören de yaşandı. 1960 devresi mensubu Batu İşmen ağabey için hazırlanan 50ci yıl plaketini, 6 Haziran'da Tevfik Fikret salonunda yapılan törende, Aydın Ataberk vekaleten almıştı. Batu İşmen'in kardeşi Altuğ İşmen de konukların arasındaydı. Artık, plaketi, asıl sahibine vermenin zamanı gelmişti. Altuğ İşmen, ağabeyi Batu İşmen'i anlatırken, gözleri dolu, dolu oldu, boğazı düğümlendi. Katılanların alkışları arasında, rahmetli ağabeyinin 50ci yıl plaketini almaktan çok gururluydu.


1 Temmuz'da, katılanları çok özel bir armağan bekliyordu. Selahattin Özel'in eşi Nagehan hanım, bu gece konuklara, bir armağan vermeyi düşünmüş; annesinden dinlerken, küçük kağıtlara not aldığı lezzetleri, birkaç gün içerisinde, bilgisayara aktarmış, 70 adet çoğaltarak, bu geceye yetiştirmişti. Kitaplar baskıdan, saat 19.45 gibi, salona ulaşmıştı. Nagehan hanım, kitabın adını "Annemin Unutamadığım Tatları" koymuştu.


Konuklar, bu özverili armağandan çok etkilendiler. Hemen sayfalar karıştırıldı; tariflere bakıldı; tanıdık yemekler arandı ....


Birden Nagehan hanımın etrafı doluverdi. Herkes, kitabını imzalamasını istiyordu. Nagehan hanım, ilgi odağı oluvermişti.


Sıra yavaş yavaş "ana yemeğe" geliyordu. Önce, taze mevsim salataları dağıtıldı. Bu gece sunulan her tabakta, ayrı bir sarı-kırmızı vurgusu vardı.


Sonunda, masalarda "GS Pilavı" yer aldı. Daha başka bir deyimle "Taze bahar dalları (taze kekik sapları) eşliğinde iç pilavlı kuzu tandır, yanında, buharda haşlanmış linguine sebze yumağı, tandır üzerinde çıtır soğan kızartması, dekoru tamamlayıcı olarak sarı ve kırmızı chery domates dizisi" gelmişti.

Bilgi için:
-------------------------------------------------------------
İÇ PİLAV

Malzemeler: Pirinç (Baldo – Calrose), Soğan, Sarmısak, Kuş Üzümü, Çam fıstığı, Kuzu veya dana Karaciğer, Yağ, Tuz – Karabiber, Yenibahar, Tarçın, Şeker, Dereotu

Pirinç miktarı kadar soğan ince doğranır. Sarmısaklar da aynı incelikte yemeklik doğranır.Tencereye yağ konup soğan, çam fıstığı ve sarımsak kısık ateşte püreleşinceye kadar sotelenir. Zar büyüklüğünde doğranmış ciğerler de sotelenir. Bu karışıma tüm baharatlar ve ıslatılmış kuş üzümü ve pirinç ilave edilerek, pirinçler şeffaflaşıp, üzümler şişinceye kadar kavurmaya devam edilir.

Yeter miktarda sıcak su ilave edilerek kısık ateşte pilav pişirilir, demlenmeye bırakılmadan evvel kıyılmış dereotu ilave edilip karıştırlır.

KUZU KAVURMA

Malzemeler: Bütün kuzu, Soğan, Sarımsak, Tuz – Karabiber

Etler satır ile kemikli olarak porsiyonlanır. Soğan ve sarımsak kabaca doğranıp, etler ile birlikte yağda kavrulur. Etler suyunu salmalı ve tekrar çekmelidir. Pişme durumuna göre tekrar sıcak su ilavesi ile etlerin lif lif olması sağlanır. Tuz en son ilave edilmelidir, aksi takdirde etin sertleşmesine sebeb olur.

Not: Son senelerde uygulaması daha kolay olduğundan kuzu tandır yöntemi ile pişirilmektedir. Oysa ki GS Pilavının eti kavurmadır.
------------------------------------------------------------------------


Ve.... final: "Vezir parmağı ve kestane püresi dolgulu, büyük boy profiterol, sarı kırmızı işlemeli tabak ile". Konuklar, uzun süre yemeye kıyamadı. Vezir parmağı, Galatasaray mutfağını, kestane, Bursa'yı, profiterol, fransız mutfağını vurguluyordu. Bu tabakta da kültürlerin buluşması vardı.

Hepsi bu kadar da değildi. Her yemekte olduğu gibi, Muharrem Yılmaz ağabeyimiz / kardeşimiz, Erhan Keleşoğlu ağabeyimizin aracılığı ile, "Tatlımmm" göndermişti. Sütaş ürünlerinin yeri apayrıydı.

Bilgi için:
---------------------------------------------------------------------------
VEZİR PARMAĞI TATLISI

Malzemeler: Un, Şeker, Margarin, Su, Yumurta, Vanilya, Tarçın, Kabartma tozu, Sıvı Yağ

Şerbet için: Şeker, Su, Limon

Su, şeker,margarin vanilya ve kabartma tozu iyice karıştırılarak kaynatılır. Bu karışıma alabildiği kadar un yedirilerek ilave edilir ve tahta bir spatula ile sürekli karıştırılır. Hamur tencerinin dibine yapışmayacak ve karıştırırken kenarlardan devrilir kıvama geldiğinde ateşten alınır (sert yumuşak olmalı). Yumurtalar teker teker ilave edilir ve çırpma teli veya mikser ile sürekli olarak yedirilir (1kg un için 5-6 yumurta; 1 tanesi beyazı ile beraber, kalanın sadece sarıları). Hamur kıvama gelip soğuduğunda, parmak şekli verilerek sıvı yağ içinde altın sarısı kızartılır.

Şerbet: Eşit miktardaki su ve şeker kısık ateşte fazla karıştırmadan kaynatılır. En son içine limon suyu ilave edilir.

Kızaran vezir parmakları sıcakken soğuk şerbete atılır,belli bir süre şerbeti emmeleri beklenip,üstüne tarçın serpilerek servis yapılır.

Not: Aslen tam anlamında bir pate-a-choux’dur. Fırınlanır ise, güzel profiterol, Ekler olabilir, kızartmadan sonrada üzerine çeşitli tatlandırıcı soslar veya pudra şekeri ilave edilerek, saray lokma olarak da sunulabilir.
-------------------------------------------------------------------------


Yavaş yavaş, bu güzel gecenin sonu yaklaşıyordu. Aydın Ataberk, Ömer Bengiserp'e teşekkür belgesi ile, Bursa Orhaneli'ndeki Galatasaraylılar Ormanına, adına bir fidan dikildiğini belgeleyen sertifikayı verdi.


Filiz Özen Çiftçi, tüm katılanlar adına, sarı-kırmızı çiçeklerden oluşan bir buketi takdim etti.


Ömer Bengiserp ise, olağanüstü bir nezaket göstererek, çiçeği, salonda bulunan en kıdemli ağabeyimiz Hüsnü Yazıcılar'ın eşi Ayşe hanıma hediye etti.

Ömer Bengiserp'in, bu gece ile ilgili duyguları, "anı defterinde" şu satırlarla yer aldı:

" Çok sevgili Aydın ağabey ve Bursa'daki Galatasaraylı abi ve kardeşlerim; böyle güzel bir gecede, beni davet ederek onurlandırmanızdan, sizlere gönlümden geçenleri aktarmama vesile olmanızdan ötürü sonsuz teşekkürlerimi iletmek isterim. Ben de bu geceyi ve Bursa'da geçirdiğim bu unutulmaz iki günü, tüm hayatım boyunca, en mutena zamanlarımdan addederek, yaşamımın sonuna kadar muhafaza etmekten onur duyacağım. Benim için çok değerli olan hatıralarınızı evimin en mutena köşesinde saklayacağım. Daha nice seneler, hep böyle ağız tadı ile beraber olmak dileklerimle. Saygı ve sevgilerimle. Ömer Bengiserp "

Her zaman, her yerde, hep güzel günlerde, birlikte olmak dileğiyle

Google
 

Sizlerden Gelenler ;

Sevgili Aydın; ağabeyin Mehmet'in Galatasaray Lisesinden sıra arkadaşıydım. Hatırlayacağını zannediyorum. Ayrıca bir de rahmetli Rahmi Ertin ortak dostumuzdu. Damadım ile kızımın sevgili amcaları idi. Uzun yıllar sonra, Mehmet'le buluştuk. İnşallah seninle de görüşürüz. Anılara Yolculuk siten, çocukluk ve ilk gençlik yıllarımdan, hayallerimde bile unutulmuş güzellikleri yeniden yaşamamı sağladı. Eline ve o güzel yüreğine sağlık. Görüşmek dileğiyle. Sevgiler.


Altuğ İşmen, 1 Mart 2010


----------------------------------------------------


Sayın Aydın Ataberk,


Çok çok güzel olmuş ellerinize ve emeklerinize sağlık. Eski bir İhsan Çizakcalı olarak ayrıca şu anda merhum abeyimin de çizakcanın ilk öğrencilerinden olması dolayısıyla eski Bursa'yı ve okulumu, yazılarınızda tekrar yaşamış oldum. Size minnettarlığımı ve şükranlarımı sunar çalışmalarınızda başarılar dilerim.Saygılarımla


Erhan Kurtulan, Elk.Müh., 17 Aralık 2008


-------------------------------------------------------


Sevgili Aydin,



Muhtesem bir eser yaratmissin. Seni kutlarim. Beni Ekvator Gine'sindeki yamyamlarin arasinda aglatmayi basardin. Saatlerce tek tek butun belgelere baktim. Tombul yanaklarindan opuyor ve seni tekrar kutluyorum. Artik bu birikimleri koyacagimiz bir web sitemizin olmasi gerekiyor. Ben de onu organize edeyim. Senin bu muhtesem birikimlerinle cok guzel bir siteye sahip olacagiz. Yakinda www.gsl97.org aramiza katilacak.



Seni sevgiyle kucakliyorum.



Mahmut Melih Kayahan, 9 Aralık 2008


---------------------------------------------------------


Sizlere tesadufen ogrendigim Sn Aydin ATABERK tarafindan hazirlanmis bir site adresi iletiyorum. İzlemeniz tavsiye olunur, harika bir calisma olmus. Ellerine ve yuregine saglik....


Öznur Dere, 24 Eylül 2008


--------------------------------------------------------------Sevgili Aydın bey, anılara yolculuk Blogunuzu inceledim. İnanılmaz bir şey. Ne çok emek var. Ben sizden daha genç :) olduğum için eskiye ait yazı ve görüntülerin bir kısmını özel yaşantımdan hatırladım ama çoğunu da geçmişe olan özel ilgimden dolayı hatırladım. Çok duygulandım. Ne olur bu yaptıklarınızı daha çok insan duysun, sizi daha çok insan tanısın. Sizi tanıyan bir kişi olmak benim için ne şans. Sizi çok seviyorum. Saygılarımla,


Sıdıka Parlak, 24 Eylül 2008


-------------------------------------------------------------Aydin Bey Gunaydin ,



Ellerinize saglik, soyle bir goz atabildim henuz, ilk firsatta satir aralarinda kaybolmak isterim .



Ozellikle benim icin de sizi tanimak cok buyuk bir sans .



Saygilar, Sevgiler,



Sibel Birçiçek, 25 Eylül 2008


-------------------------------------------------------------Sevgili Aydın ağbey,



Bize tekrar muhteşem bir yolculuk yaptırdın güzel anılara.Ellerine sağlık ağbey bize böyle nefis güzellikler yarattığın için.


Sevgiler, saygılar



Sinan Acarel, 25 Eylül 2008


------------------------------------------------------------Sevgili Kardesim Aydin,



Candan tebrikler! Iyi ki boylesine guzel sunulan ve ozlem degeri yuksek anilarini bir gunlukte topladin ve e-postalarda kaybolmamalarini sagladin.



Daha nice 5000'lere! Gerek icerik gerek sunudaki nitelik ilgiyi kendisi yaratiyor. Ne mutlu bizlere, ayni ailedeniz!



Sevgilerle,


Tuncer Ören (1955), 26 Kasım 2008


-------------------------------------------------------------Aydın Bey günaydın



Sizi kutluyorum. Bu azminiz ve paylaşma isteginiz hiç eksilmesin, artsın….



Selamlar



Mustafa GEYVE, 26 Kasım 2008


---------------------------------------------------------------


GÜNAYDINLAR AYDIN ABİCİĞİM; NASILSINIZ?? "ANILARA YOLCULUKTA" DAHA 10 000'Cİ, 50 000'Cİ , 500 000'Cİ ZİYARETÇİLERE ULAŞMANIZ DİLEĞİYLE. BEN BÜTÜN KALBEMLE İNANIYORUMKİ AYDIN ABİMİN KALEMİNİN YALINLIĞI, SADELİĞİYLE ULAŞILABİLİR. YAZILARI OKURKEN DALIP BİR YERLERE GİTMEMEK İMKANSIZ.. SEVGİLER,SAYGILAR


Şükran Durgan, 26 Kasım 2008


---------------------------------------------------------------Sayin Aydin agabey



Boylesine guzel, degerli bir birikimi bir araya getirdiginiz ve bunu hazine degerindeki bir belgesellige donusturdugunuz için sizi kutlarim. Müzik dersini gösteren fotografta, sag basta yer alan muzik ogretmeni, Almanya'da muzik egitimi gormus, oglu da bir donem unlu bir fagotcu olan rahmetli Enver Haraçci hocamizdir. Karli kis gunlerinde, Ortakoy'de okulun onunden denize girer ve esasli bir sekilde yuzerdi.



Grand Cour'da hocalar maçini gosteren fotografin sag tarafinda en bastaki siyah formali adi yazilmamis ogretmen de, Galatasaray Ilkokulu yavrukurtlari baskurtu ve de 1950'li 60'li yillarda Ortakoy'de ogretmenlik yapmis olan Huseyin hoca'dir.



Saygilar, sevgiler



Turgay Tuna 102, 26 Kasım 2008


------------------------------------------------------------Sevgili Aydin Kardesim,



Gercekten bir "online GS müzesi" yaratmisin, eline saglik ve tebrikler !



Ender Enön ( 94 x1962), 26 Kasım 2008


-------------------------------------------------------------Çok güzel, çok sevindim.. Tebrik ederim Aydın Bey.



Çok çok daha fazla kişiye ulaşması dileğiyle. Çünkü gerçekten çok güzel bir çalışma.



Sevgi ve Saygılarımla



Gizem Ertürk, 26 Kasım 2008


------------------------------------------------------------Sayın Aydın Ataberk,


Doğum yerim Bursa anılarına yaptığım gezintide, sizin de benim gibi halamın gelin gittiği konakta kurulan "Özel Yeni Okul"dan mezun olduğunuzu öğrendim. Yalnız ben 1957 mezunuyum.... Ne yazık ki daha sonra kurulan İhsan Çizakça Kolejinin kapandığını öğrendim. Merhum İhsan ve merhume Süheyla Çizakça'nın ruhları şad ve mekanları cennet olsun!Selamlarımla,


Beyza Üntuna, 28 Kasım 2008


Türkiye Cumhuriyeti, Atina-Pire Başkonsolosu


-------------------------------------------------------------



Sevgili Aydın agabey ;


Henuz sadece ıkı bolumu okudum . Ikıncı bolum ozel ılgı alanıma gıren oyuncaklardı . Gecmıse donup o yokluktakı zenginliklerimizi hatirlamak çok güzel . Bir kez daha tesekkür ederim . Bence oyuncak dostu ve oyuncak müzesinin kurucusu sevgili Sunay Akın'la temasa geçip O'nun da sitene ulaşmasini saglarsan çok mutlu olacaktir .Sevgi ile kalin


Bünyat AKIN(104-106 V.S.), 14 Şubat 2008


------------------------------


Degerli Kardeşim



Erol Günaydın ın arkasındaki ben Mehmet Ali ve yanımda Özer Berkay dan tebrikler,selamlar,sevgiler,ellerinize saglık.Özer Berkay ve ben GSLAAG den ayrıldık,resimde gördügünüz oturan GS a hizmet eden üç kardeşimize madalya ve plaket verdik.Tahminen 40 ın üstünde agabeyimiz,okul müdürümüz Meral Mercan ,kıymetlı GS lılar bu madalya ve plaketleri aldılar. Resim o tören sırasında çekildi.



Bilgisayar kullanmada cok acemiyim,ancak daha çok gencim yaşım 73 yavaş yavaş öğreneceğim...



Lütfen gslaag ye girin,orada devrelere girin,gsl55.free.fr dan hatıralara girin 2 sahife Necdet Mahfi Ayral ın kızı Jeyan hanımefendinin bana hediye ettiği üç albüm resim ve efemeraları tetkik edin.Bunlarıda dilerseniz kullanabilirsiniz.



İyi günlerde görüşmek dileklerimle.



M Ali Zeren, 17 Şubat 2008


----------------------------------


Aydin agabey,



Dun gslaag sitesinde, yazilarinizda gezindim. Site harika, yazilariniz enfes, onlari toplanmis ve guzel sunulmus gormek icimi isitti. Hem sitenizin hem yazilarinizin duyurularini tekrar tekrar yapmaliyiz orada. Yapacagiz zaten. Dun bunu dusundum. Ilk olanakta ben de gerekeni yapacagim. (ilk vaktim oldugunda yani, affedin beni bu nedenle)



Saygilarimla.



Gün ARUN 113, 25 Şubat 2008


-----------------------------------



Aydin Bey merhaba


Hazirladiginiz sitenin öncelikle Bursa sayfasini, daha sonra da müzik sayfalarini ve digerlerini inceledim. Paylastigimiz noktalari da gördüm. Böyle bir ise zaman ve emek harcamak, bunlara derlemek takdire sayan. Sizi kutluyor ve tüm günlerinizin bu sekilde verimli olmasini diliyorum. Selamlar.Mustafa GEYVE, 2 Mart 2008


-------------------------------


Sayin Ataberk,



Blogunuz cok hosuma gitti.



22 sene evvel biraktigim dunyanin en guzel sehri Istanbul'u bana tekrar gezdirdiniz.



tesekkur ederim



selam ve saygilarla



David Hasday



New York, 7 Mart 2008


-----------------------------------


Sayın Ataberk,



Biraz önce oğlumun haber vermesiyle sitenize baktım. Elinize sağlık, kutluyorum. Ben de, unutulmuş, unutulmaya yüz tutmuş güzelliklerin arayışı, duyurulması çabasındayım. Blogunuzda sergilediğiniz bilgilere, belgelere kendi genelağ yerimde yer vermek, beni, ziyaretçilerimi pek sevindirecek, mutlu edecek. Bilmem izninizi alabilir miyim?



Bu arada belirteyim, ilgilendiğim konular arasında dilimiz, müzik, yazın, sinema önde geliyor. Sinemayla ilgili bir kitabım (http://www.pandora.com.tr/urun.asp?id=110695 ), araştırma yazılarım, senaryolarım, öykülerim vb. var. Bir göz atabilirseniz, http://www.ilgilik.net/ size bir fikir verebilir sanıyorum.



Başarılarınızın artarak sürmesi dileğiyle selamlarımı, saygılarımı sunuyorum.



İnal Karagözoğlu, 10 Mart 2008


----------------------------------



Aydın Abi,



Tesadüfen



”Anılara Yolculuk”



Bloguna takıldım.



Bir defada keşfedilemez.



Dönüp dönüp bakacağım.



Teşekkürler.



Çok yaşa emi.



Sevgiler,



A.Şeref Türkmenoğlu, 22 Mart 2008


-----------------------------


Emeklerinize saglik, cok guzel olmus. Bir IEL ve ITU mezunu olarak da ayrica gurur duydum:) Saygilarimla,



Aydin Gurel, 23 Nisan 2008


-------------------------


Merhaba Aydın Bey,



Anılarda yolculuk sayfalarında gezinirken çocukluğuma gittim 4-5 yaşlarındaydım ve ilk defa film makinası görüyordum,İstanbul'dan Niyazi Dayı gelmişti ,Seher Nenemin kireç badanalı duvarına bir bez gerildi ve sizin eşinizin ve çocuklarınızın görüntüleriydi izlediklerimiz.Babanız parmaklarımı tutar birşeyler yapar hep eksik sayardı parmaklarımı onu güleryüzlü ve kocaman bir adam olarak hatırlıyorum çocukluğumdan.



Ben kimmiyim? ben Ümit Arıcan'ın küçük kızı Safinaz'ım,her ne kadar hiç tanışmamış olsakta selamlar sevgiler...



Safinaz KAROL, 31 Ekim 2008


-------------------------------



Ağbi bu güzel sayfalarına bakmak saatlerimi aldı. Yapması kim bilir ne kadar zaman ve emek gerektirmiştir.Ailem 1965'de Bursaya taşınmıştı. Abdal Köprüsünün 5-6 ev yakınına. Heryer gibi oralar da artık tanınmaz olmuş. O yıllarda köprü sayfandaki (daha önce görmediğim) o resmine benziyordu gene az çok.Güzel günler...


Murat Kalınyaprak 109, 1 Ekim 2008


------------------------------------



Aydın Bey sitenizi ziyaret ettim ve çok mutlu oldum. Lakin kendi çocukluğunun oyuncaklarını hatırlayıp bunu konu edip bugünün kuşaklarına aktaran maalesefki çok az büyüğümüz var. Yine maalesef ki geçmişe ait belleğimiz, sanki o güzelim oyuncakların yerine geçen modern oyuncaklarla birlikte yitip gitmaktedir.Aydın Bey, ben TRT çocuk televizyonu için eski ("Dedemin Oyuncağı) oyuncaklarımızı konu eden bir programın yapımcısıyım. Televizyonumuz Ekimde yayın hayatına başlayacaktır. Hazırlayacağım programda komuğumuza oyuncakla ilgili malzemeleri hazırlayarak ya da konuğumuzun desteğiyle; onun çocukluğunda yer etmiş bir oyuncağın yapım aşaması anlatımlı olarak gerçekleştirilecektir. Bu konuda önerilerinizi paylaşmanız bizi sevindirecektir. Yapımını bildiğiniz bir oyuncak varsa ve bunu bizimle program çekimiyle paylaşırsanız çok memnun oluruz. Şimdiden desteğiniz ve oyuncaklara olan duyarlılığınız için teşekkür ederiz, saygılar sunarız.


Engin Yıldız, 21 Eylül 2008


---------------------------------


Aydın bey günaydın,



sitenize meraktan hemen buradan bir göz attım. detaylı olarak evden bakacağız tabii. ellerinize ve yüreğinize sağlık diyorum. eski bursa ve istanbul resimleri çok ilgimi çekti. anlatımlarınızı da okuyacağım . tekrar teşekkürler. saygılarımızla,



Cenk Özçelik, 13 Şubat 2008 çarşamba


-------------------------------


Aydin Bey supersiniz !!!! tebrikler.



Ayşe Siner, 13 Şubat 2008 çarşamba


--------------------------------


Cok guzel. Super bir ani derlemesi. Size cok tesekkurler.Sanki o gunleri yasamis gibi hissettim. Sonsuz sevgi ve saygilarimla



Ali Rıza Tuğluk, 13 Şubat 2008 Çarşamba


----------------------------------


Harika bir site tebrikler tebrikler Aydın beyciğim cok yararlı ve enteresan. Bu sitenizinden faydalanabilecek ve memnunlukla takip edecek dostlar var acaba onlara da izninizle adresinizi iletebilirmiyim ?



Sevgiler ve tüm bu güzel şeylerin devamını getirmeniz dileyiğle



Fügen Evren, 13 Şubat 2008 Çarşamba


------------------------------------


Sevgili Aydın Ağabey;



Çok güzel bir site olmuş.Ellerinize sağlık ve teşekkürler. Saygılar.



Ahmet Dikencik, 13 Şubat 2008 Çarşamba


----------------------------------



Aydın Beycigim ,



bir ara sakin bir zamanda fırsat bulup okumak o güzel anlatımız esliginde kahvemi yudumlarken sizinle beraber gecmiste yolculuk yapmak isterim. Simdiden elinize, yureginize ve super hafızanıza saglık. Sevgilerimle



Özlem Şenkoyuncu, 13 Şubat 2008 Çarşamba


-------------------------------


Sevgili Aydın beyciğim merhaba.



Anılara yolculuk'ta İstanbul'un o eski günlerini sanki yeniden yaşıyormuş gibi keyif aldım. Biliyorsun ben GS lı değilim. 1970 Maçka mezunuyum. O yıllarda İstanbul bir başkaydı.



Geçen sene Sirkeci'deki Orient ekspres'te yaptığımız Eski dostlar yemeğine Yenikapıdan Sirkeciye yürüyerek gelmiştik.Bu yürüyüşten büyük keyif almıştım. Eski günleri ya'dederek beraberce yürümüş ve eski günleri anımsamıştık.



Anılara yolculuk için teşekkür eder, iyi çalışmalar dilerim.



Harun Masatoğlu, 13 Şubat 2008 Çarşamba


-------------------------------------


Aydin bey,



henuz tamamini okuyamadim ama okudugum bolumler ve fotograflar cok guzeldi.Elinize saglik. Selamlar



Sevgül Alper, 13 Şubat 2008 Çarşamba


-------------------------------


Ellerine saglik çok guzel olmus



Ali Meriçboyu, 13 Şubat 2008 Çarşamba


---------------------------------



Ben de Aydın abimiz nerelere kayboldu diyordum. meğer yoğun bir çalışma içindeymiş. Blog'unuzu inceledim, çok beğendim. Yorum bile yazdım. Hayırlı olsun blogunuz.



Çok güzel olmuş. Ellerinize, emeğinize sağlık. Ben de sizden gelen mailleri güzelce derleyip, bir directory açıp saklamaya çalışıyordum. Ama böylesi çok daha güzel oldu ve size çok yakıştı. Sevgiler,



Yelda Dürüşken, 13 Şubat 2008 Çarşamba


-------------------------------



Merhaba Aydin bey,



Dun sayfaniza hizli bir bakis attim, simdi biraz daha bakacagim. Cok guzel olmus ellerinize saglik



Oldukca emek harcamissiniz. Harika gorunuyor



Sevil İnci Cankurt, 15 Şubat 2008 Cuma


---------------------------



Nefis bir arşiv..paylaştığınız için teşekkürler..Saygılar..



Ayfer Çırak, 15 Şubat 2008 Cuma


----------------------------------



Sevgili Ataberklerimiz Bu kadar güzel resimleri bulmak eskiyi bizlere yaşatmak breh breh (Bu aferin demektir.)Ben torunlarla Erim babamla meşgul olduğu için of günümde temiz bir nefes oldu.Her ikinizide öpüyoruz ilk fırsatta buluşmak dileğiyle. Nur. Erim dede(artık amca değil.)



Nursal Tarhan, 15 Şubat 2008 Cuma


------------------------------


Ozenle hazirlanmis bir blog...Teknik olarak kusursuz..Her sayfasini dikkatle okumak gerek...Hazirlayanin eline saglik...



Yorumkar, 12 Şubat 2008


--------------------------------------


Aydın Ataberk'in eseri, beni de çok etkiledi.


Ahmet Kuzucu, 26 Subat 2008 salı