Okul günlerimiz, gençlik yıllarındaki anılarımız ...

Merhaba, yazılarımı paylaşabilirsiniz, sonuçta paylaşmak için yazıldılar... Ancak lütfen emeğe saygı gösterin, isimsiz kullanılmalarına müsade etmeyin.

İlginize teşekkür ederim.


İstiklal Caddesi & Beyoğlu

Bugün, Taksim'de bıraktığımız "Anılara yolculuk" sohbetimize, "İstiklal caddesi" ile devam edeceğiz. Okulumuzun içini değil, dışını gezeceğiz. Caddenin tarihine kısa bir göz atarken, hep birlikte önemli bir sorunun yanıtını arayacağız : İstiklal caddesi ya da daha geniş anlamıyla Beyoğlu, bizim için ortak bir sınıf mıydı ? Bizim bir öğretmenimiz miydi ?
İstiklal caddesi: Bizi hayata hazırlayan büyük bir sınıf , olgun bir öğretmen !
Galatasaray Lisesi deyince akla İstiklal caddesi, İstiklal caddesi deyince akla hemen Galatasaray Lisesi gelir. İkisi de birbirinden ayrılamaz. İstiklal caddesinden geçilmeden, Galatasaray Lisesi'ne girilemez. Daha küçük bir çocukken, Galatasaray Lisesinden önce, İstiklal caddesi ile tanıştık. Büyüklerimizin elinden tutup, "o" kapıdan içeri girdik. Ben ilk okul 1nci sınıfa imtahanla girdim. Daha yedi yaşındayken, babamın eline kuvvetle sarılıp, İstiklal caddesinden geçmiş, okulumuzun kapısından içeri, ilk adımımı atmıştım. O yüksek binalara pür dikkat ve biraz da endişe ile bakıyordum. Sınavı kazanmış olmalıyım ki, sonraki 5 yıl, Ortaköy'de geçti. İlk okulda hedefimiz "yukarı" çıkmaktı.
Nihayet 6ncı sınıf oldum. Artık Beyoğlu'ndaydım. Ağabey olmuştum. Çok gururluydum.
Okulumuz ve öğretmenlerimiz bize ne kadar eğitim ve kültür verdilerse, İstiklal caddesi ve Beyoğlu da bir o kadar vermiştir. "Hayat adamı" olmamızı sağlamıştır. Okulumuzun her bir sınıfı kadar, İstiklal caddesinin her bir vitrini, her bir sokağı, her bir köşesi bizi hayata yetiştirmiştir, adam etmiştir.
Birçok "ilk"i biz İstiklal caddesinde gördük. Çarşamba günleri öğleden sonraları ve cumartesi günleri, bizim "hayat" dersimizdi. İlk arjantin biramızı orada içtik; ilk buluşmalarımızı orada yaptık; ilk amerikan salatalı sosisli sandviçi orada yedik; daha bir çok ilk'i orada yaşadık.
İstiklal caddesinin olmazsa olmazları vardı. Bugün, hala zamana direnenler olsa da; ne yazık ki, bazıları cağımız ekonomisinin acımasızlığı altında silindiler. Saray muhallebicisinin tatlıları, Hacı Abdullah'ın turşu kavanozları, İnci pastahanesinin profiterolleri, Rebul ezcanesinin kolonyaları, yoldaki özürlü satıcının uçan balonları, küçük bir büfedeki, meşhur, Beyoğlu parça çukulataları, Yeni Ar sinemasının yanındaki Pub Cafe'nin yiyecekleri, şimdi tarih olduğunu üzüntüyle öğrendiğim Hachette kitapevinin mecmua ve livre de poche kokuları, balık pasajının köşesindeki satıcının buzlu bademleri, Can ağabeyin de değindiği Levent büfenin sahanda sucuklu yumurtası, Yeni Melek Sinemasının üst balkonunun derinliği, ara sokaklardaki langırt ve tilt salonlarının uğultulu sesleri ve daha birçokları ... unutulabilir mi hiç ?
Yılbaşı öncesinin coşkularını hep, İstiklal caddesinin vitrinlerinde yaşardık. Hala oluyor mu bilemem ama, o günlerde, yeni yıl yaklaşırken, vitrinler pek güzel süslenirdi. Bakmaya doyamazdık. Lisemizin sırasındaki Japon oyuncak mağazasının vitrinindeki "gülen adam" hep bize başını sallardı. Giysi mağazalarının vitrinlerinde boy, boy çam ağaçları, pastahanelerin vitrinlerinde "kar yağmış odun" şeklinde pastalar olurdu.
Çarşamba günleri, saat 17.00'ye doğru okula geri dönme vakti gelince, üzerimize hem bir tatlı yorgunluk, hem de "Beyoğlu"nu geride bırakıp okula dönmenin" hüznü çökerdi.
Sizler de, İstiklal caddesinin, sizin hayata hazırlanmanızda önemli bir yeri olduğuna inanıyor musunuz ?



Eski günlerde Beyoğlu. Galatasaray Lisesi, fotoğrafın en solunda kalıyor. Taksim arkamızda, tünel önümüzdeki caddenin sonunda. Henüz elektrikli tramvaylar gelmemiş. Toplu ulaşım, rayların üzerinde ilerleyen atlı tramvaylarla sağlanıyor. Galatasaray postahanesi, fotoğrafın en sağında.



Eski günlerde İstiklal caddesi. Galatasaray Lisesi, bu sefer fotoğrafın sağında kalıyor. Taksim istikametine doğru bakıyoruz. Fesli beyler, şemsiyeli bayanlar keyifli bir gezintiye çıkmış.



Üstteki resimde, 1920'lerde, alttaki resimde 1930'larda İstiklal caddesindeyiz. Hafif kahverengi nostaljik fotoğraflar. Elektrikli tramvaylar, çift hat üzerinde çalışıyor. Üstteki resimde, Galatasaray Lisesinin kapısı, açıkça gözüküyor. Kavşakta, bir polis, trafiği düzenlemeye çalışıyor. Cadde, o zamanlar, otomobillerin geçişine de açık. Fesler yerini fötr şapkalara bırakmış.



Kısaca, İstiklal caddesinin tarihine de bir göz atalım:
Beyoğlu, İstanbul'un en eski semtlerinden biri. İstiklal caddesi de Beyoğlu'nun tam kalbi. Tarihimizde, pek çok önemli olaya tanıklık etmiş. İstiklal caddesinin, Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethi sırasında, gemilerini kızaklar üzerinde Tophane'den Kasımpaşa'ya taşırken kullandığı önemli bir güzergah olduğunu biliyor muydunuz ?
1941 yılında, II. Beyazıd, İskender Paşa'ya armağan olarak, bu alanda bir arazi vermiş. İskender Paşa da "Mevlevi Tekkesi" kurmuş. Bu yapı, Galata Mevlevihanesi olarak varlığını sürdürüyor. II. Beyazıt'ın kendi de, dörtyol mevkiinde, bir mescit yaptırmış. Mescit'in bahçesinde asma varmış. Mescit bugün yok ama, adı "Asmalımescit" sokağında yaşıyor.
Bugünkü Galatasaray mevkiinde, Acemioğlanlar Kışlası kurulmuş. I. Süleyman, bu kışlayı yıktırıp yeniden yaptırmış. Yapı, Galatasaray Lisesi'nin binasında yaşıyor.



Eski günlerin İstiklal caddesinden bir başka görüntü. Üstü açık otomobiller keyifle ilerliyor.



Galatasaray Lisesinin sol tarafındaki binanın üst katından çekilmiş bir fotoğraf. Caddenin derinliği gözler önünde.
 


Daha yakın bir dönemdeyiz. Tramvaylara otobüsler de eşlik ediyor. Giyim, kuşam, biraz daha modernleşmiş. Eski türkçe tabelaların yerini, yeni türkçe tabelalar ve reklamlar almış. Bugün unuttuğumuz "Kibar sabunları"nın reklam panosu, tam köşede.



İstiklal caddesi, eskiden bir açık hava defilesini andırırmış. Özellikle hafta sonları, herkes en güzel kıyafetlerini giyer, ayakkabılarını parlatır, beyler, saçlarını kaskatı olana kadar biryantinler, parlatır, geriye yatırır, bayanlar dik ve önlerine bakarak yürürmüş. Kıyafeti düzgün olmayana, hatta pantolonu ütüsüz olana burun kıvrılarak bakılırmış. Şaşalı ve son derece lüks bir cadde imiş. Avrupa'nın en seçkin markalarının bulunduğu dükkanlar varmış. "Beyoğlu'na kravatsız çıkılmaz" sözü gerçekten doğruymuş.



Ünlü yönetmen Alfred Hitchcock, filmlerinin bir karesinde mutlaka kendi de görünürmüş. Beyoğlu'ndaki cafe’lerin ihtişamını sizlere anlatabilmek için, bundan daha güzel bir fotoğraf olamazdı. Sizleri de porselen fincanda bir çay içmeye davet etmek istiyorum. Bayanların, yüzlerinin yarısını gizleyen dantelli şapkalarını ve beyaz eldivenlerini giyeceklerini, son model çantalarını kollarına takacaklarını, beylerin, fötr şapkalarını girişteki vestiyere bıraktıktan sonra, kolalı beyaz gömleklerini ve ütülü takım elbiselerini hafifçe düzelteceklerini; radyodan yavaşça salona yayılan foxtrot ve tango esintileri eşliğinde, çaylarının yanındaki el yapımı keklerden, gümüş çatal bıçakla küçük lokmalar alacaklarını hayal ediyorum ..........



Arthur C Clarcke'in "2001 Space Odyssey - Bir uzay efsanesi" kitabını okudunuz mu ya da Stanley Kubrick'in aynı adlı filmini izlediniz mi ? Felsefi yönü ağır basan, insanı derin, derin düşündüren bir eser. O eserde, birbirinden bağımsız üç ayrı bölüm var: geçmiş, bugün ve gelecek. İlk bölümde, vahşice savaşan maymun adamları izliyoruz. İkinci bölümde, günümüzdeyiz. Üçüncü bölümde ise, insanlı bir uzay gemisinin içindeyiz. Her üç bölümün ortak bir özelliği var: yaklaşık 2 metre boyunda, dikdörtgen siyah cilalı bir taş her sahnede görülüyor. İlk bölümde, maymun adamlar, savaşırlarken o orada dimdik duruyor; üçüncü bölümde, siyah taş, bu sefer, uzay gemisinin içinde. Bütün bunları neden mi anlatıyorum ? Yukarıdaki fotoğraflar da size bu eseri cağrıştırmıyor mu ? Galatasaray Lisesi’nin mermer sütunlu, demir kapısı, yukarıdaki bütün fotoğraflarda yer alıyor. Dekor değişiyor, zaman değişiyor, yaşam değişiyor, insanlar değişiyor ama, her karede, Galatasaray Lisesi'nin mermer sütunlu kapısı, bütün ihtişamıyla duruyor.
Bu kapıya bir isim vermemiz gerekirse, en uygun ismin "Stargate - Yıldız geçidi" olması doğru olmaz mi ? Bu kapı değil midir ki, bir çok "yıldız"ı dış dünyaya kavuşturmuştur; bu kapı değil midir ki, oradan içeriye giren ürkek, çekingen çocukları, birer yıldız yapmıştır, bu kapı değil midir ki, "dünyaya, medeniyete açılan pencere"dir, bu kapı değil midir ki sizi "siz" yapmıştır ! İsimlerini tek, tek saymakla bitiremeyeceğim binlerce, milyonlarca genç, bu kapıdan geçerek hayata atılmışlardır, dünyaya dağılmışlardır !

Hiç yorum yok:

Google
 

Sizlerden Gelenler ;

Sevgili Aydın; ağabeyin Mehmet'in Galatasaray Lisesinden sıra arkadaşıydım. Hatırlayacağını zannediyorum. Ayrıca bir de rahmetli Rahmi Ertin ortak dostumuzdu. Damadım ile kızımın sevgili amcaları idi. Uzun yıllar sonra, Mehmet'le buluştuk. İnşallah seninle de görüşürüz. Anılara Yolculuk siten, çocukluk ve ilk gençlik yıllarımdan, hayallerimde bile unutulmuş güzellikleri yeniden yaşamamı sağladı. Eline ve o güzel yüreğine sağlık. Görüşmek dileğiyle. Sevgiler.


Altuğ İşmen, 1 Mart 2010


----------------------------------------------------


Sayın Aydın Ataberk,


Çok çok güzel olmuş ellerinize ve emeklerinize sağlık. Eski bir İhsan Çizakcalı olarak ayrıca şu anda merhum abeyimin de çizakcanın ilk öğrencilerinden olması dolayısıyla eski Bursa'yı ve okulumu, yazılarınızda tekrar yaşamış oldum. Size minnettarlığımı ve şükranlarımı sunar çalışmalarınızda başarılar dilerim.Saygılarımla


Erhan Kurtulan, Elk.Müh., 17 Aralık 2008


-------------------------------------------------------


Sevgili Aydin,



Muhtesem bir eser yaratmissin. Seni kutlarim. Beni Ekvator Gine'sindeki yamyamlarin arasinda aglatmayi basardin. Saatlerce tek tek butun belgelere baktim. Tombul yanaklarindan opuyor ve seni tekrar kutluyorum. Artik bu birikimleri koyacagimiz bir web sitemizin olmasi gerekiyor. Ben de onu organize edeyim. Senin bu muhtesem birikimlerinle cok guzel bir siteye sahip olacagiz. Yakinda www.gsl97.org aramiza katilacak.



Seni sevgiyle kucakliyorum.



Mahmut Melih Kayahan, 9 Aralık 2008


---------------------------------------------------------


Sizlere tesadufen ogrendigim Sn Aydin ATABERK tarafindan hazirlanmis bir site adresi iletiyorum. İzlemeniz tavsiye olunur, harika bir calisma olmus. Ellerine ve yuregine saglik....


Öznur Dere, 24 Eylül 2008


--------------------------------------------------------------Sevgili Aydın bey, anılara yolculuk Blogunuzu inceledim. İnanılmaz bir şey. Ne çok emek var. Ben sizden daha genç :) olduğum için eskiye ait yazı ve görüntülerin bir kısmını özel yaşantımdan hatırladım ama çoğunu da geçmişe olan özel ilgimden dolayı hatırladım. Çok duygulandım. Ne olur bu yaptıklarınızı daha çok insan duysun, sizi daha çok insan tanısın. Sizi tanıyan bir kişi olmak benim için ne şans. Sizi çok seviyorum. Saygılarımla,


Sıdıka Parlak, 24 Eylül 2008


-------------------------------------------------------------Aydin Bey Gunaydin ,



Ellerinize saglik, soyle bir goz atabildim henuz, ilk firsatta satir aralarinda kaybolmak isterim .



Ozellikle benim icin de sizi tanimak cok buyuk bir sans .



Saygilar, Sevgiler,



Sibel Birçiçek, 25 Eylül 2008


-------------------------------------------------------------Sevgili Aydın ağbey,



Bize tekrar muhteşem bir yolculuk yaptırdın güzel anılara.Ellerine sağlık ağbey bize böyle nefis güzellikler yarattığın için.


Sevgiler, saygılar



Sinan Acarel, 25 Eylül 2008


------------------------------------------------------------Sevgili Kardesim Aydin,



Candan tebrikler! Iyi ki boylesine guzel sunulan ve ozlem degeri yuksek anilarini bir gunlukte topladin ve e-postalarda kaybolmamalarini sagladin.



Daha nice 5000'lere! Gerek icerik gerek sunudaki nitelik ilgiyi kendisi yaratiyor. Ne mutlu bizlere, ayni ailedeniz!



Sevgilerle,


Tuncer Ören (1955), 26 Kasım 2008


-------------------------------------------------------------Aydın Bey günaydın



Sizi kutluyorum. Bu azminiz ve paylaşma isteginiz hiç eksilmesin, artsın….



Selamlar



Mustafa GEYVE, 26 Kasım 2008


---------------------------------------------------------------


GÜNAYDINLAR AYDIN ABİCİĞİM; NASILSINIZ?? "ANILARA YOLCULUKTA" DAHA 10 000'Cİ, 50 000'Cİ , 500 000'Cİ ZİYARETÇİLERE ULAŞMANIZ DİLEĞİYLE. BEN BÜTÜN KALBEMLE İNANIYORUMKİ AYDIN ABİMİN KALEMİNİN YALINLIĞI, SADELİĞİYLE ULAŞILABİLİR. YAZILARI OKURKEN DALIP BİR YERLERE GİTMEMEK İMKANSIZ.. SEVGİLER,SAYGILAR


Şükran Durgan, 26 Kasım 2008


---------------------------------------------------------------Sayin Aydin agabey



Boylesine guzel, degerli bir birikimi bir araya getirdiginiz ve bunu hazine degerindeki bir belgesellige donusturdugunuz için sizi kutlarim. Müzik dersini gösteren fotografta, sag basta yer alan muzik ogretmeni, Almanya'da muzik egitimi gormus, oglu da bir donem unlu bir fagotcu olan rahmetli Enver Haraçci hocamizdir. Karli kis gunlerinde, Ortakoy'de okulun onunden denize girer ve esasli bir sekilde yuzerdi.



Grand Cour'da hocalar maçini gosteren fotografin sag tarafinda en bastaki siyah formali adi yazilmamis ogretmen de, Galatasaray Ilkokulu yavrukurtlari baskurtu ve de 1950'li 60'li yillarda Ortakoy'de ogretmenlik yapmis olan Huseyin hoca'dir.



Saygilar, sevgiler



Turgay Tuna 102, 26 Kasım 2008


------------------------------------------------------------Sevgili Aydin Kardesim,



Gercekten bir "online GS müzesi" yaratmisin, eline saglik ve tebrikler !



Ender Enön ( 94 x1962), 26 Kasım 2008


-------------------------------------------------------------Çok güzel, çok sevindim.. Tebrik ederim Aydın Bey.



Çok çok daha fazla kişiye ulaşması dileğiyle. Çünkü gerçekten çok güzel bir çalışma.



Sevgi ve Saygılarımla



Gizem Ertürk, 26 Kasım 2008


------------------------------------------------------------Sayın Aydın Ataberk,


Doğum yerim Bursa anılarına yaptığım gezintide, sizin de benim gibi halamın gelin gittiği konakta kurulan "Özel Yeni Okul"dan mezun olduğunuzu öğrendim. Yalnız ben 1957 mezunuyum.... Ne yazık ki daha sonra kurulan İhsan Çizakça Kolejinin kapandığını öğrendim. Merhum İhsan ve merhume Süheyla Çizakça'nın ruhları şad ve mekanları cennet olsun!Selamlarımla,


Beyza Üntuna, 28 Kasım 2008


Türkiye Cumhuriyeti, Atina-Pire Başkonsolosu


-------------------------------------------------------------



Sevgili Aydın agabey ;


Henuz sadece ıkı bolumu okudum . Ikıncı bolum ozel ılgı alanıma gıren oyuncaklardı . Gecmıse donup o yokluktakı zenginliklerimizi hatirlamak çok güzel . Bir kez daha tesekkür ederim . Bence oyuncak dostu ve oyuncak müzesinin kurucusu sevgili Sunay Akın'la temasa geçip O'nun da sitene ulaşmasini saglarsan çok mutlu olacaktir .Sevgi ile kalin


Bünyat AKIN(104-106 V.S.), 14 Şubat 2008


------------------------------


Degerli Kardeşim



Erol Günaydın ın arkasındaki ben Mehmet Ali ve yanımda Özer Berkay dan tebrikler,selamlar,sevgiler,ellerinize saglık.Özer Berkay ve ben GSLAAG den ayrıldık,resimde gördügünüz oturan GS a hizmet eden üç kardeşimize madalya ve plaket verdik.Tahminen 40 ın üstünde agabeyimiz,okul müdürümüz Meral Mercan ,kıymetlı GS lılar bu madalya ve plaketleri aldılar. Resim o tören sırasında çekildi.



Bilgisayar kullanmada cok acemiyim,ancak daha çok gencim yaşım 73 yavaş yavaş öğreneceğim...



Lütfen gslaag ye girin,orada devrelere girin,gsl55.free.fr dan hatıralara girin 2 sahife Necdet Mahfi Ayral ın kızı Jeyan hanımefendinin bana hediye ettiği üç albüm resim ve efemeraları tetkik edin.Bunlarıda dilerseniz kullanabilirsiniz.



İyi günlerde görüşmek dileklerimle.



M Ali Zeren, 17 Şubat 2008


----------------------------------


Aydin agabey,



Dun gslaag sitesinde, yazilarinizda gezindim. Site harika, yazilariniz enfes, onlari toplanmis ve guzel sunulmus gormek icimi isitti. Hem sitenizin hem yazilarinizin duyurularini tekrar tekrar yapmaliyiz orada. Yapacagiz zaten. Dun bunu dusundum. Ilk olanakta ben de gerekeni yapacagim. (ilk vaktim oldugunda yani, affedin beni bu nedenle)



Saygilarimla.



Gün ARUN 113, 25 Şubat 2008


-----------------------------------



Aydin Bey merhaba


Hazirladiginiz sitenin öncelikle Bursa sayfasini, daha sonra da müzik sayfalarini ve digerlerini inceledim. Paylastigimiz noktalari da gördüm. Böyle bir ise zaman ve emek harcamak, bunlara derlemek takdire sayan. Sizi kutluyor ve tüm günlerinizin bu sekilde verimli olmasini diliyorum. Selamlar.Mustafa GEYVE, 2 Mart 2008


-------------------------------


Sayin Ataberk,



Blogunuz cok hosuma gitti.



22 sene evvel biraktigim dunyanin en guzel sehri Istanbul'u bana tekrar gezdirdiniz.



tesekkur ederim



selam ve saygilarla



David Hasday



New York, 7 Mart 2008


-----------------------------------


Sayın Ataberk,



Biraz önce oğlumun haber vermesiyle sitenize baktım. Elinize sağlık, kutluyorum. Ben de, unutulmuş, unutulmaya yüz tutmuş güzelliklerin arayışı, duyurulması çabasındayım. Blogunuzda sergilediğiniz bilgilere, belgelere kendi genelağ yerimde yer vermek, beni, ziyaretçilerimi pek sevindirecek, mutlu edecek. Bilmem izninizi alabilir miyim?



Bu arada belirteyim, ilgilendiğim konular arasında dilimiz, müzik, yazın, sinema önde geliyor. Sinemayla ilgili bir kitabım (http://www.pandora.com.tr/urun.asp?id=110695 ), araştırma yazılarım, senaryolarım, öykülerim vb. var. Bir göz atabilirseniz, http://www.ilgilik.net/ size bir fikir verebilir sanıyorum.



Başarılarınızın artarak sürmesi dileğiyle selamlarımı, saygılarımı sunuyorum.



İnal Karagözoğlu, 10 Mart 2008


----------------------------------



Aydın Abi,



Tesadüfen



”Anılara Yolculuk”



Bloguna takıldım.



Bir defada keşfedilemez.



Dönüp dönüp bakacağım.



Teşekkürler.



Çok yaşa emi.



Sevgiler,



A.Şeref Türkmenoğlu, 22 Mart 2008


-----------------------------


Emeklerinize saglik, cok guzel olmus. Bir IEL ve ITU mezunu olarak da ayrica gurur duydum:) Saygilarimla,



Aydin Gurel, 23 Nisan 2008


-------------------------


Merhaba Aydın Bey,



Anılarda yolculuk sayfalarında gezinirken çocukluğuma gittim 4-5 yaşlarındaydım ve ilk defa film makinası görüyordum,İstanbul'dan Niyazi Dayı gelmişti ,Seher Nenemin kireç badanalı duvarına bir bez gerildi ve sizin eşinizin ve çocuklarınızın görüntüleriydi izlediklerimiz.Babanız parmaklarımı tutar birşeyler yapar hep eksik sayardı parmaklarımı onu güleryüzlü ve kocaman bir adam olarak hatırlıyorum çocukluğumdan.



Ben kimmiyim? ben Ümit Arıcan'ın küçük kızı Safinaz'ım,her ne kadar hiç tanışmamış olsakta selamlar sevgiler...



Safinaz KAROL, 31 Ekim 2008


-------------------------------



Ağbi bu güzel sayfalarına bakmak saatlerimi aldı. Yapması kim bilir ne kadar zaman ve emek gerektirmiştir.Ailem 1965'de Bursaya taşınmıştı. Abdal Köprüsünün 5-6 ev yakınına. Heryer gibi oralar da artık tanınmaz olmuş. O yıllarda köprü sayfandaki (daha önce görmediğim) o resmine benziyordu gene az çok.Güzel günler...


Murat Kalınyaprak 109, 1 Ekim 2008


------------------------------------



Aydın Bey sitenizi ziyaret ettim ve çok mutlu oldum. Lakin kendi çocukluğunun oyuncaklarını hatırlayıp bunu konu edip bugünün kuşaklarına aktaran maalesefki çok az büyüğümüz var. Yine maalesef ki geçmişe ait belleğimiz, sanki o güzelim oyuncakların yerine geçen modern oyuncaklarla birlikte yitip gitmaktedir.Aydın Bey, ben TRT çocuk televizyonu için eski ("Dedemin Oyuncağı) oyuncaklarımızı konu eden bir programın yapımcısıyım. Televizyonumuz Ekimde yayın hayatına başlayacaktır. Hazırlayacağım programda komuğumuza oyuncakla ilgili malzemeleri hazırlayarak ya da konuğumuzun desteğiyle; onun çocukluğunda yer etmiş bir oyuncağın yapım aşaması anlatımlı olarak gerçekleştirilecektir. Bu konuda önerilerinizi paylaşmanız bizi sevindirecektir. Yapımını bildiğiniz bir oyuncak varsa ve bunu bizimle program çekimiyle paylaşırsanız çok memnun oluruz. Şimdiden desteğiniz ve oyuncaklara olan duyarlılığınız için teşekkür ederiz, saygılar sunarız.


Engin Yıldız, 21 Eylül 2008


---------------------------------


Aydın bey günaydın,



sitenize meraktan hemen buradan bir göz attım. detaylı olarak evden bakacağız tabii. ellerinize ve yüreğinize sağlık diyorum. eski bursa ve istanbul resimleri çok ilgimi çekti. anlatımlarınızı da okuyacağım . tekrar teşekkürler. saygılarımızla,



Cenk Özçelik, 13 Şubat 2008 çarşamba


-------------------------------


Aydin Bey supersiniz !!!! tebrikler.



Ayşe Siner, 13 Şubat 2008 çarşamba


--------------------------------


Cok guzel. Super bir ani derlemesi. Size cok tesekkurler.Sanki o gunleri yasamis gibi hissettim. Sonsuz sevgi ve saygilarimla



Ali Rıza Tuğluk, 13 Şubat 2008 Çarşamba


----------------------------------


Harika bir site tebrikler tebrikler Aydın beyciğim cok yararlı ve enteresan. Bu sitenizinden faydalanabilecek ve memnunlukla takip edecek dostlar var acaba onlara da izninizle adresinizi iletebilirmiyim ?



Sevgiler ve tüm bu güzel şeylerin devamını getirmeniz dileyiğle



Fügen Evren, 13 Şubat 2008 Çarşamba


------------------------------------


Sevgili Aydın Ağabey;



Çok güzel bir site olmuş.Ellerinize sağlık ve teşekkürler. Saygılar.



Ahmet Dikencik, 13 Şubat 2008 Çarşamba


----------------------------------



Aydın Beycigim ,



bir ara sakin bir zamanda fırsat bulup okumak o güzel anlatımız esliginde kahvemi yudumlarken sizinle beraber gecmiste yolculuk yapmak isterim. Simdiden elinize, yureginize ve super hafızanıza saglık. Sevgilerimle



Özlem Şenkoyuncu, 13 Şubat 2008 Çarşamba


-------------------------------


Sevgili Aydın beyciğim merhaba.



Anılara yolculuk'ta İstanbul'un o eski günlerini sanki yeniden yaşıyormuş gibi keyif aldım. Biliyorsun ben GS lı değilim. 1970 Maçka mezunuyum. O yıllarda İstanbul bir başkaydı.



Geçen sene Sirkeci'deki Orient ekspres'te yaptığımız Eski dostlar yemeğine Yenikapıdan Sirkeciye yürüyerek gelmiştik.Bu yürüyüşten büyük keyif almıştım. Eski günleri ya'dederek beraberce yürümüş ve eski günleri anımsamıştık.



Anılara yolculuk için teşekkür eder, iyi çalışmalar dilerim.



Harun Masatoğlu, 13 Şubat 2008 Çarşamba


-------------------------------------


Aydin bey,



henuz tamamini okuyamadim ama okudugum bolumler ve fotograflar cok guzeldi.Elinize saglik. Selamlar



Sevgül Alper, 13 Şubat 2008 Çarşamba


-------------------------------


Ellerine saglik çok guzel olmus



Ali Meriçboyu, 13 Şubat 2008 Çarşamba


---------------------------------



Ben de Aydın abimiz nerelere kayboldu diyordum. meğer yoğun bir çalışma içindeymiş. Blog'unuzu inceledim, çok beğendim. Yorum bile yazdım. Hayırlı olsun blogunuz.



Çok güzel olmuş. Ellerinize, emeğinize sağlık. Ben de sizden gelen mailleri güzelce derleyip, bir directory açıp saklamaya çalışıyordum. Ama böylesi çok daha güzel oldu ve size çok yakıştı. Sevgiler,



Yelda Dürüşken, 13 Şubat 2008 Çarşamba


-------------------------------



Merhaba Aydin bey,



Dun sayfaniza hizli bir bakis attim, simdi biraz daha bakacagim. Cok guzel olmus ellerinize saglik



Oldukca emek harcamissiniz. Harika gorunuyor



Sevil İnci Cankurt, 15 Şubat 2008 Cuma


---------------------------



Nefis bir arşiv..paylaştığınız için teşekkürler..Saygılar..



Ayfer Çırak, 15 Şubat 2008 Cuma


----------------------------------



Sevgili Ataberklerimiz Bu kadar güzel resimleri bulmak eskiyi bizlere yaşatmak breh breh (Bu aferin demektir.)Ben torunlarla Erim babamla meşgul olduğu için of günümde temiz bir nefes oldu.Her ikinizide öpüyoruz ilk fırsatta buluşmak dileğiyle. Nur. Erim dede(artık amca değil.)



Nursal Tarhan, 15 Şubat 2008 Cuma


------------------------------


Ozenle hazirlanmis bir blog...Teknik olarak kusursuz..Her sayfasini dikkatle okumak gerek...Hazirlayanin eline saglik...



Yorumkar, 12 Şubat 2008


--------------------------------------


Aydın Ataberk'in eseri, beni de çok etkiledi.


Ahmet Kuzucu, 26 Subat 2008 salı