Okul günlerimiz, gençlik yıllarındaki anılarımız ...

Merhaba, yazılarımı paylaşabilirsiniz, sonuçta paylaşmak için yazıldılar... Ancak lütfen emeğe saygı gösterin, isimsiz kullanılmalarına müsade etmeyin.

İlginize teşekkür ederim.


Aydede, Uğur Böcekleri sınıfında - Aralık 2009

Tarih 29 Aralık 2009. Başka bir deyimle yeni bir yıla sadece iki gün var. Böyle bir günde, küçük çocukların heyecanını paylaşmaktan daha güzel ne olabilir ki?

Biz de, sınıf babası Enis Abacıoğlu'nun rehberliğinde, Çağdaş Eğitim Kreşi'ndeki Uğur Böcekleri sınıfının kapısını çalıyoruz. Birkaç saatimizi onlarla birlikte geçireceğiz. Çocuklar, televizyonda, TRT Çocuk kanalında, "Dedemin oyuncakları" programındaki oyuncakçı dedeyi karşılarında görünce çok şaşırıyorlar.


Uğur Böcekleri'nin yaş ortalaması 4. Yaşamın daha başındalar. O kadar saf, o kadar temizler ki!


Her biriyle ayrı ayrı tanışabilmek için yuvarlak bir masanın etrafına diziliyoruz.



Tanışma bölümünden sonra, hep birlikte oyunlar oynayacağımız salona geçiyoruz. Kendimi "Aydede" (Aydın dede) olarak tanıtınca, bütün çocukların yüzünde gülücükler dolaşıyor. Artık ben, onların Aydede'siyim.


Onları rahatça tanıyabilmem, isimleriyle seslenebilmem için, isimlerini kendinden yapışkanlı kağıtlara yazıp, göğüslerine yapıştırıyoruz. Ben de göğsüme "Aydede" yazılı kağıdı yapıştırıyorum.


İlk oyunumuz "Canlı tavşan". Bana inanmıyorlar. Mendilden bir tavşan yapıyorum. Kuyruğu, başı, kulakları var. "O mendil" diyorlar. Ben "canlı bir tavşan" diyorum. Ona bir isim koymalarını istiyorum. "Tombiş tavşan" olsun diyorlar.


Tavşanı elimle okşarken çeşitli isimler söylüyorum. "Cici tavşan", "Tatlı tavşan", "Minnoş tavşan" dediğimde hiçbir hareket olmuyor; oysa .....


.......... "Tombiş tavşan" dediğimde, ismini duyan tavşan masanın ortasına kadar fırlayıveriyor. Çocukları ise görmelisiniz! Kimi, kendini geriye atıyor; kimi canlı tavşanı yakalamaya çalışıyor.



Eda'ya tavşanın aslında canlı olmadığını, ismini söylediğimde parmaklarımı kıvırarak onu nasıl fırlattığımı anlatıyorum. O da yapmaya çalışıyor. Oyun çok hoşuna gidiyor.


İkinci oyunumuz "Pire yarışı". Bunun için, ambalajlarda kullanılan köpük taneceklerini kullanıyoruz. Karabiber tanesi büyüklüğündeki köpük taneceklerini bir kenarından bastırdığınızda öyle bir zıplıyorlar ki! İsterseniz ortaya bir yükseklik koyup, karşılıklı olarak voleybol de oynayabilirsiniz.


Ne var ki, pireler, her zaman sizin istediğiniz yere gitmiyorlar. Başlarına buyruk hareket ediyorlar. İşte ustalık burada; onları, sizin istediğiniz yere göndermekte.


Karşı tarafa geçen pire'nizi, geri almak ise çok zor. Boyunuz yetmeyebilir. En iyisi, yeni bir pireyle, baştan yola çıkmak.


Sıra, "çamaşır makinasında yıkanma"ya geliyor. Önce "çamaşır"ı makinaya koyuyorsunuz. Kapaklarını kapatıyorsunuz. "Şıkır, şıkır" diyerek, su almaya başlıyorsunuz. Sonra, bir o yana, bir bu yana, çamaşırı sallamaya pardon yıkamaya başlıyorsunuz.



"Kurutma" aşaması ise, çok daha heyecanlı. Makina birden bire son sürat "titremeye" başlıyor. Tabii, siz de! Kahkahalar, oyun odasını inletiyor.


Şimdi de salıncağa binmeye ne dersiniz? O da nasıl olacak? Salıncak nerede? Ondan kolay ne var! İki elinizi aşağıya uzatıp, birleştirin; işte size salıncak. Kim binmek ister? "Ben!", "Ben!", "Ben!". Herkes sıraya giriyor.


Şimdi de parmak kuklalarla bir öykü anlatalım. Bu kuklalar, çok narin parmaklar için yapılmış. Köpekbalığı ile Panda'yı pamağıma takmakta zorlanıyorum.


Öykü, çocukların çok hoşuna gidiyor. Merak ve heyecanla dinliyorlar.


Sıra onlarda. Doğaçlama olarak, kaplumbağa ile fare'nin öyküsünü dinliyoruz. O kadar da güzel
oynuyorlar ki!


Uğur Böceklerinin tamamı birer kukla alıyorlar; ikişerli eş oluyorlar. Herkes değişik bir hayvan sesiyle konuşmaya başlıyor.


Artık yönlendirmeye gerek yok. Herkes kendi köşesinde, kendi eşiyle, tiyatro oyununa başlıyor. Keyifler çok yerinde.


"Gündüz - Gece" oynamaya ne dersiniz? "Gündüz" deyince, başımızı kaldıracağız, "Gece" deyince yatıp uyuyacağız. Yalnız dikkat, iki gündüz, üç gece arka arkaya gelebilir. "Gece" dendiğinde uykuya yatmayıp, dik duran yanıyor. Böylece, şampiyon belirleninceye kadar oyun devam ediyor.


Uğur Böcekleri'nin de Aydede'ye bir armağanları var. Onlar da, Aydede'lerine bir dans gösterisi sunmak istiyorlar. Müzikle birlikte, ritmik hareketlerle, dans başlıyor. Eller kah havada, kah bellerde. Bir yandan da şarkılar söyleniyor.


Ben, İdil Su'yu, Batuhan'ı, Burcu'yu, Efe'yi, Helin'i, Eda'yı, Nehir'i, Atahan'ı, Yağmur'u çok sevdim. Umarım onlar da beni sevmişlerdir. Onları ilk defa gördüm ama, hemen canciğer dost olduk.

Yeni bir yılın öncesinde, mutlu olmak, mutlu kılmak, mutluluğu paylaşmak sizce de güzel değil mi?

Abdullah Dayı ağabeyi evinde ziyaret ettik - Aralık 2009


Bursa Galatasaray Liseliler Derneği'nin 4 sayılı üyesi Abdullah Dayı ağabey ile çok uzun bir süredir görüşemiyorduk.
Yönetim Kurulu üyemiz ve Dernek sekreterimiz Halim Akbaş kardeşimizin verdiği bilgileri değerlendirerek Abdullah Dayı ağabeyimize ulaştık; önce telefonla uzun uzun konuştuk, ziyaret etmek için randevu aldık; 22 Aralık 2009 salı akşam üstü eski Başkanlarımızdan Erhan Keleşoğlu ağabey ile birlikte, Namazgah caddesi, cami aralığı, Manolya apartmanındaki 6 numaralı dairenin kapısını çaldık.



Bizi, güler yüzü, tatlı dili, Galatasaray sevgisiyle Abdullah ağabey ve eşi Cemile hanım karşıladı. Abdullah ağabeyimiz geleceğimizi bildiği için, fotoğrafları, albümleri, kitapları ve daha bir sürü belgeyi önceden hazırlamıştı. Heyecanla gelişimizi bekliyordu. Eski dostların karşılaşmasını bir görmeliydiniz!

Abdullah ağabeyimiz 1933 doğumlu; 76 yaşında. İlkokulu Bursa'da okumuş. Galatasaray'a 1945 yılında, yetiştiriciden girmiş. 1953 yılında mezun olmuş. Okulumuzun 1106 numaralı öğrencisi.



Okul yıllarında çok yakışıklıymış (hala da öyle). James Dean mi dersiniz?

Mezun olduktan sonra avukat olmuş. Mesleğini uzun yıllar başarıyla sürdürmüş.



"Bursa bunları tanıyor" kitabının 2009 baskısının 186cı sayfasında, hazırlayan Muvaffak İnan, bakın Abdullah Dayı için neler yazıyor:



Sohbet, sohbetleri kovaladı, anılar, anıları tazeledi, eskilerden başlandı; yenilerin hali hatırı soruldu. Abdullah ağabey, anlattıkça anlatıyor, her anısını bizlerle paylaşmak istiyordu.


Derneğimizi temsilen götürdüğümüz bayrağımızı görünce, Abdullah ağabeyimiz çok duygulandı, heyecanlandı. Yaklaşık 12 yıl kadar önce bir felç geçirmiş ama, kısa sürede sağlığına kavuşmuştu.



Eski bir albümde, kendi isimlerimizi ve lakaplarımızı görünce bizler de çok şaşırdık. Yakından tanıdığımız bir çok ağabeyimizin ve kardeşimizin de bilgileri bu albümde yer alıyordu. Hazine bulmuş gibiydik. Neredeyse bütün sayfalarını yutarcasına, hemen oracıkta karıştırıverdik.


Abdullah ağabeyimizin iki oğlu var. Küçük oğlu Cemil ile evde tanıştık. Büyük oğlu Veli'nin, Bursa Çimento Fabrikasında makina mühendisi olduğunu öğrendik.


Dikkatimizi çeken özelliklerden biri de, Abdullah ağabeyimizin terlikleriydi. Fotoğrafını mutlaka çekmeliydik. İzin alıp, deklanşöre bastık.


Kısmetse, Abdullah Dayı ağabeyimiz, eşi ve oğlu ile birlikte, 7 Ocak ya da 4 Şubat 2010'daki yemeğimize gelmeye çalışacağına söz verdi.

Kendisine, sağlıklı ve huzurlu günler diliyoruz. Her zaman aramızda görmek istiyoruz. Göremesek de, onun bizlerle birlikte olduğunu bilmekten gurur duyuyoruz; her zaman da duyacağız.


Galatasaraylılar Çırağan Sarayında buluştu - Aralık 2009


Galatasaraylı abla ve ağabeyler grubunun geleneksel sohbetli yemeği, 19 Aralık 2009 cumartesi günü, ..........



.......... Çırağan Sarayının Mabeyn salonunda yapıldı.



Aralık ayının ortası olmasına rağmen, hava o gün güler yüzünü göstermiş, sanki Galatasaraylılar için, yağmur ve fırtınaya bir günlük ara vermişti.






O gün dostların çoğu erkenden koşup gelmiş, yemek salonunun önündeki kokteyl bölümünde koyu bir sohbete başlamıştı.









Saatler 12.00'yi gösterdiğinde, Mabeyn salonundaki onar kişilik yirmi masanın tamamı dolmuştu. Galatasaraylı dostlar, bir araya gelmenin coşkusunu yaşıyordu.


Galatasaraylı Abla ve Ağabeylerin yemeğine katılanlar arasında, çok sevgili hocamız Mr Garti ve eşi,........


.......... eski büyükelçilerimizden CHP ikinci Başkanı Onur Öymen,......


.......... YÖK Başkanımız Erdoğan Teziç, ........

.......... ve her biri birbirinden değerli, sevgili ağabeylerimiz, kardeşlerimiz vardı:
































Yemek boyunca kadehler ..........


.......... hep Galatasaray için kalktı.

Toplantıya birçok Galatasaraylı eşleriyle birlikte katılmıştı ..........




















.......... onlar da Galatasaraylıydı.

Ya ablalar?


113cü dönem, 2007 Haziran Pilavında

113cü dönem kardeşlerimiz, Galatasaray Lisesinin arka bahçesinde perçinlenen dostluklarını ..........




.......... Çırağan Sarayı'nın Mabeyn salonunda yeniden yaşamanın heyecanıyla dopdoluydu.


Galatasaraylı "Ablalar" birbirlerini yeniden bulmanın, hasret gidermenin coşkusunu yaşıyorlardı.






1950 mezunu Erol Baraz ağabeyimizin eşinin ve kızının, çoğu zaman olduğu gibi, Galatasaraylılığı, en az bizler kadar özümsemelerinin altında yatan sır, sizce ne olabilir?


Toplantı başladıktan sonra, Başkan Canan Temo söz alarak bütün konuklarına "Hoşgeldiniz" dedi.



Elif Bihter Özkan (1997), Ender Enön (1962), Bener Akbaş (1958) ve Firuz Soyuer (1981), GSL Buena Vista orkestrası oluşumuyla, Galatasaraylılara unutulmaz ezgilerden bir demet sundu. Grup üyelerinden Vedat Evren (1960) o gün, rahatsızlığı nedeniyle, arkadaşlarına katılamamıştı.



Toplantının konuşmacısı, eski Kültür ve Turizm ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mükerrem Taşcıoğlu idi. Mükerrem ağabey, Turizm Bakanlığı sırasında, Çırağan Sarayının Türk turizmine kazandırılması için yaptıkları çabaları anlattı.


Aydın Ataberk ile Cevdet Dayıoğlu bir ara derin sohbete daldılar.









Gençler de ağabeyleri ve ablaları ile bir arada olmaktan çok mutlulardı. Her ne kadar ismi öyle olsa da, bu toplantı herkese, özellikle de gençlere açıktı. Arada nesil farkı yoktu; herkes gençti; genç kalacaktı.




Yemekler? Yemek salonu ve yemekler, başka bir yerde bulamayacağımız özelliklerdeydi:

- Kaya balıklı dev mantı, domates özü sirkesi ve roka yaprakları ile,

- Zeytin ezmeli dana bonfile, pastırma ve peynir, ıspanaklı mücver, kırmızı biber bastısı, ezilmiş patates, zeytinyağı ve lezzetlendiriciler eşiliğinde,

- "Paris Brest" fındık ve krema dolguu Fransız profiterolü damaklarda eşşiz tatlar bıraktı.



Böyle bir günde çocuklar da eksik olur mu hiç? Onlar da babalarıyla, anneleriyle, ablalarıyla, ağabeyleri ile birliktelerdi.


Artık yavaş yavaş güneşin altın ışıkları ufukta kaybolmaya, saray bahçesinin klasik dekorlu lambaları yanmaya ..........




.......... ayrılık hüznü herkesi sarmaya başlamıştı. Sarayın bahçesinde son birkaç hatıra fotoğrafı daha çekildi.


Boğaz kenarındaki Çırağan Sarayında geçen unutulmaz bir gün daha anılarda yerini almaya başlamıştı.



Google
 

Sizlerden Gelenler ;

Sevgili Aydın; ağabeyin Mehmet'in Galatasaray Lisesinden sıra arkadaşıydım. Hatırlayacağını zannediyorum. Ayrıca bir de rahmetli Rahmi Ertin ortak dostumuzdu. Damadım ile kızımın sevgili amcaları idi. Uzun yıllar sonra, Mehmet'le buluştuk. İnşallah seninle de görüşürüz. Anılara Yolculuk siten, çocukluk ve ilk gençlik yıllarımdan, hayallerimde bile unutulmuş güzellikleri yeniden yaşamamı sağladı. Eline ve o güzel yüreğine sağlık. Görüşmek dileğiyle. Sevgiler.


Altuğ İşmen, 1 Mart 2010


----------------------------------------------------


Sayın Aydın Ataberk,


Çok çok güzel olmuş ellerinize ve emeklerinize sağlık. Eski bir İhsan Çizakcalı olarak ayrıca şu anda merhum abeyimin de çizakcanın ilk öğrencilerinden olması dolayısıyla eski Bursa'yı ve okulumu, yazılarınızda tekrar yaşamış oldum. Size minnettarlığımı ve şükranlarımı sunar çalışmalarınızda başarılar dilerim.Saygılarımla


Erhan Kurtulan, Elk.Müh., 17 Aralık 2008


-------------------------------------------------------


Sevgili Aydin,



Muhtesem bir eser yaratmissin. Seni kutlarim. Beni Ekvator Gine'sindeki yamyamlarin arasinda aglatmayi basardin. Saatlerce tek tek butun belgelere baktim. Tombul yanaklarindan opuyor ve seni tekrar kutluyorum. Artik bu birikimleri koyacagimiz bir web sitemizin olmasi gerekiyor. Ben de onu organize edeyim. Senin bu muhtesem birikimlerinle cok guzel bir siteye sahip olacagiz. Yakinda www.gsl97.org aramiza katilacak.



Seni sevgiyle kucakliyorum.



Mahmut Melih Kayahan, 9 Aralık 2008


---------------------------------------------------------


Sizlere tesadufen ogrendigim Sn Aydin ATABERK tarafindan hazirlanmis bir site adresi iletiyorum. İzlemeniz tavsiye olunur, harika bir calisma olmus. Ellerine ve yuregine saglik....


Öznur Dere, 24 Eylül 2008


--------------------------------------------------------------Sevgili Aydın bey, anılara yolculuk Blogunuzu inceledim. İnanılmaz bir şey. Ne çok emek var. Ben sizden daha genç :) olduğum için eskiye ait yazı ve görüntülerin bir kısmını özel yaşantımdan hatırladım ama çoğunu da geçmişe olan özel ilgimden dolayı hatırladım. Çok duygulandım. Ne olur bu yaptıklarınızı daha çok insan duysun, sizi daha çok insan tanısın. Sizi tanıyan bir kişi olmak benim için ne şans. Sizi çok seviyorum. Saygılarımla,


Sıdıka Parlak, 24 Eylül 2008


-------------------------------------------------------------Aydin Bey Gunaydin ,



Ellerinize saglik, soyle bir goz atabildim henuz, ilk firsatta satir aralarinda kaybolmak isterim .



Ozellikle benim icin de sizi tanimak cok buyuk bir sans .



Saygilar, Sevgiler,



Sibel Birçiçek, 25 Eylül 2008


-------------------------------------------------------------Sevgili Aydın ağbey,



Bize tekrar muhteşem bir yolculuk yaptırdın güzel anılara.Ellerine sağlık ağbey bize böyle nefis güzellikler yarattığın için.


Sevgiler, saygılar



Sinan Acarel, 25 Eylül 2008


------------------------------------------------------------Sevgili Kardesim Aydin,



Candan tebrikler! Iyi ki boylesine guzel sunulan ve ozlem degeri yuksek anilarini bir gunlukte topladin ve e-postalarda kaybolmamalarini sagladin.



Daha nice 5000'lere! Gerek icerik gerek sunudaki nitelik ilgiyi kendisi yaratiyor. Ne mutlu bizlere, ayni ailedeniz!



Sevgilerle,


Tuncer Ören (1955), 26 Kasım 2008


-------------------------------------------------------------Aydın Bey günaydın



Sizi kutluyorum. Bu azminiz ve paylaşma isteginiz hiç eksilmesin, artsın….



Selamlar



Mustafa GEYVE, 26 Kasım 2008


---------------------------------------------------------------


GÜNAYDINLAR AYDIN ABİCİĞİM; NASILSINIZ?? "ANILARA YOLCULUKTA" DAHA 10 000'Cİ, 50 000'Cİ , 500 000'Cİ ZİYARETÇİLERE ULAŞMANIZ DİLEĞİYLE. BEN BÜTÜN KALBEMLE İNANIYORUMKİ AYDIN ABİMİN KALEMİNİN YALINLIĞI, SADELİĞİYLE ULAŞILABİLİR. YAZILARI OKURKEN DALIP BİR YERLERE GİTMEMEK İMKANSIZ.. SEVGİLER,SAYGILAR


Şükran Durgan, 26 Kasım 2008


---------------------------------------------------------------Sayin Aydin agabey



Boylesine guzel, degerli bir birikimi bir araya getirdiginiz ve bunu hazine degerindeki bir belgesellige donusturdugunuz için sizi kutlarim. Müzik dersini gösteren fotografta, sag basta yer alan muzik ogretmeni, Almanya'da muzik egitimi gormus, oglu da bir donem unlu bir fagotcu olan rahmetli Enver Haraçci hocamizdir. Karli kis gunlerinde, Ortakoy'de okulun onunden denize girer ve esasli bir sekilde yuzerdi.



Grand Cour'da hocalar maçini gosteren fotografin sag tarafinda en bastaki siyah formali adi yazilmamis ogretmen de, Galatasaray Ilkokulu yavrukurtlari baskurtu ve de 1950'li 60'li yillarda Ortakoy'de ogretmenlik yapmis olan Huseyin hoca'dir.



Saygilar, sevgiler



Turgay Tuna 102, 26 Kasım 2008


------------------------------------------------------------Sevgili Aydin Kardesim,



Gercekten bir "online GS müzesi" yaratmisin, eline saglik ve tebrikler !



Ender Enön ( 94 x1962), 26 Kasım 2008


-------------------------------------------------------------Çok güzel, çok sevindim.. Tebrik ederim Aydın Bey.



Çok çok daha fazla kişiye ulaşması dileğiyle. Çünkü gerçekten çok güzel bir çalışma.



Sevgi ve Saygılarımla



Gizem Ertürk, 26 Kasım 2008


------------------------------------------------------------Sayın Aydın Ataberk,


Doğum yerim Bursa anılarına yaptığım gezintide, sizin de benim gibi halamın gelin gittiği konakta kurulan "Özel Yeni Okul"dan mezun olduğunuzu öğrendim. Yalnız ben 1957 mezunuyum.... Ne yazık ki daha sonra kurulan İhsan Çizakça Kolejinin kapandığını öğrendim. Merhum İhsan ve merhume Süheyla Çizakça'nın ruhları şad ve mekanları cennet olsun!Selamlarımla,


Beyza Üntuna, 28 Kasım 2008


Türkiye Cumhuriyeti, Atina-Pire Başkonsolosu


-------------------------------------------------------------



Sevgili Aydın agabey ;


Henuz sadece ıkı bolumu okudum . Ikıncı bolum ozel ılgı alanıma gıren oyuncaklardı . Gecmıse donup o yokluktakı zenginliklerimizi hatirlamak çok güzel . Bir kez daha tesekkür ederim . Bence oyuncak dostu ve oyuncak müzesinin kurucusu sevgili Sunay Akın'la temasa geçip O'nun da sitene ulaşmasini saglarsan çok mutlu olacaktir .Sevgi ile kalin


Bünyat AKIN(104-106 V.S.), 14 Şubat 2008


------------------------------


Degerli Kardeşim



Erol Günaydın ın arkasındaki ben Mehmet Ali ve yanımda Özer Berkay dan tebrikler,selamlar,sevgiler,ellerinize saglık.Özer Berkay ve ben GSLAAG den ayrıldık,resimde gördügünüz oturan GS a hizmet eden üç kardeşimize madalya ve plaket verdik.Tahminen 40 ın üstünde agabeyimiz,okul müdürümüz Meral Mercan ,kıymetlı GS lılar bu madalya ve plaketleri aldılar. Resim o tören sırasında çekildi.



Bilgisayar kullanmada cok acemiyim,ancak daha çok gencim yaşım 73 yavaş yavaş öğreneceğim...



Lütfen gslaag ye girin,orada devrelere girin,gsl55.free.fr dan hatıralara girin 2 sahife Necdet Mahfi Ayral ın kızı Jeyan hanımefendinin bana hediye ettiği üç albüm resim ve efemeraları tetkik edin.Bunlarıda dilerseniz kullanabilirsiniz.



İyi günlerde görüşmek dileklerimle.



M Ali Zeren, 17 Şubat 2008


----------------------------------


Aydin agabey,



Dun gslaag sitesinde, yazilarinizda gezindim. Site harika, yazilariniz enfes, onlari toplanmis ve guzel sunulmus gormek icimi isitti. Hem sitenizin hem yazilarinizin duyurularini tekrar tekrar yapmaliyiz orada. Yapacagiz zaten. Dun bunu dusundum. Ilk olanakta ben de gerekeni yapacagim. (ilk vaktim oldugunda yani, affedin beni bu nedenle)



Saygilarimla.



Gün ARUN 113, 25 Şubat 2008


-----------------------------------



Aydin Bey merhaba


Hazirladiginiz sitenin öncelikle Bursa sayfasini, daha sonra da müzik sayfalarini ve digerlerini inceledim. Paylastigimiz noktalari da gördüm. Böyle bir ise zaman ve emek harcamak, bunlara derlemek takdire sayan. Sizi kutluyor ve tüm günlerinizin bu sekilde verimli olmasini diliyorum. Selamlar.Mustafa GEYVE, 2 Mart 2008


-------------------------------


Sayin Ataberk,



Blogunuz cok hosuma gitti.



22 sene evvel biraktigim dunyanin en guzel sehri Istanbul'u bana tekrar gezdirdiniz.



tesekkur ederim



selam ve saygilarla



David Hasday



New York, 7 Mart 2008


-----------------------------------


Sayın Ataberk,



Biraz önce oğlumun haber vermesiyle sitenize baktım. Elinize sağlık, kutluyorum. Ben de, unutulmuş, unutulmaya yüz tutmuş güzelliklerin arayışı, duyurulması çabasındayım. Blogunuzda sergilediğiniz bilgilere, belgelere kendi genelağ yerimde yer vermek, beni, ziyaretçilerimi pek sevindirecek, mutlu edecek. Bilmem izninizi alabilir miyim?



Bu arada belirteyim, ilgilendiğim konular arasında dilimiz, müzik, yazın, sinema önde geliyor. Sinemayla ilgili bir kitabım (http://www.pandora.com.tr/urun.asp?id=110695 ), araştırma yazılarım, senaryolarım, öykülerim vb. var. Bir göz atabilirseniz, http://www.ilgilik.net/ size bir fikir verebilir sanıyorum.



Başarılarınızın artarak sürmesi dileğiyle selamlarımı, saygılarımı sunuyorum.



İnal Karagözoğlu, 10 Mart 2008


----------------------------------



Aydın Abi,



Tesadüfen



”Anılara Yolculuk”



Bloguna takıldım.



Bir defada keşfedilemez.



Dönüp dönüp bakacağım.



Teşekkürler.



Çok yaşa emi.



Sevgiler,



A.Şeref Türkmenoğlu, 22 Mart 2008


-----------------------------


Emeklerinize saglik, cok guzel olmus. Bir IEL ve ITU mezunu olarak da ayrica gurur duydum:) Saygilarimla,



Aydin Gurel, 23 Nisan 2008


-------------------------


Merhaba Aydın Bey,



Anılarda yolculuk sayfalarında gezinirken çocukluğuma gittim 4-5 yaşlarındaydım ve ilk defa film makinası görüyordum,İstanbul'dan Niyazi Dayı gelmişti ,Seher Nenemin kireç badanalı duvarına bir bez gerildi ve sizin eşinizin ve çocuklarınızın görüntüleriydi izlediklerimiz.Babanız parmaklarımı tutar birşeyler yapar hep eksik sayardı parmaklarımı onu güleryüzlü ve kocaman bir adam olarak hatırlıyorum çocukluğumdan.



Ben kimmiyim? ben Ümit Arıcan'ın küçük kızı Safinaz'ım,her ne kadar hiç tanışmamış olsakta selamlar sevgiler...



Safinaz KAROL, 31 Ekim 2008


-------------------------------



Ağbi bu güzel sayfalarına bakmak saatlerimi aldı. Yapması kim bilir ne kadar zaman ve emek gerektirmiştir.Ailem 1965'de Bursaya taşınmıştı. Abdal Köprüsünün 5-6 ev yakınına. Heryer gibi oralar da artık tanınmaz olmuş. O yıllarda köprü sayfandaki (daha önce görmediğim) o resmine benziyordu gene az çok.Güzel günler...


Murat Kalınyaprak 109, 1 Ekim 2008


------------------------------------



Aydın Bey sitenizi ziyaret ettim ve çok mutlu oldum. Lakin kendi çocukluğunun oyuncaklarını hatırlayıp bunu konu edip bugünün kuşaklarına aktaran maalesefki çok az büyüğümüz var. Yine maalesef ki geçmişe ait belleğimiz, sanki o güzelim oyuncakların yerine geçen modern oyuncaklarla birlikte yitip gitmaktedir.Aydın Bey, ben TRT çocuk televizyonu için eski ("Dedemin Oyuncağı) oyuncaklarımızı konu eden bir programın yapımcısıyım. Televizyonumuz Ekimde yayın hayatına başlayacaktır. Hazırlayacağım programda komuğumuza oyuncakla ilgili malzemeleri hazırlayarak ya da konuğumuzun desteğiyle; onun çocukluğunda yer etmiş bir oyuncağın yapım aşaması anlatımlı olarak gerçekleştirilecektir. Bu konuda önerilerinizi paylaşmanız bizi sevindirecektir. Yapımını bildiğiniz bir oyuncak varsa ve bunu bizimle program çekimiyle paylaşırsanız çok memnun oluruz. Şimdiden desteğiniz ve oyuncaklara olan duyarlılığınız için teşekkür ederiz, saygılar sunarız.


Engin Yıldız, 21 Eylül 2008


---------------------------------


Aydın bey günaydın,



sitenize meraktan hemen buradan bir göz attım. detaylı olarak evden bakacağız tabii. ellerinize ve yüreğinize sağlık diyorum. eski bursa ve istanbul resimleri çok ilgimi çekti. anlatımlarınızı da okuyacağım . tekrar teşekkürler. saygılarımızla,



Cenk Özçelik, 13 Şubat 2008 çarşamba


-------------------------------


Aydin Bey supersiniz !!!! tebrikler.



Ayşe Siner, 13 Şubat 2008 çarşamba


--------------------------------


Cok guzel. Super bir ani derlemesi. Size cok tesekkurler.Sanki o gunleri yasamis gibi hissettim. Sonsuz sevgi ve saygilarimla



Ali Rıza Tuğluk, 13 Şubat 2008 Çarşamba


----------------------------------


Harika bir site tebrikler tebrikler Aydın beyciğim cok yararlı ve enteresan. Bu sitenizinden faydalanabilecek ve memnunlukla takip edecek dostlar var acaba onlara da izninizle adresinizi iletebilirmiyim ?



Sevgiler ve tüm bu güzel şeylerin devamını getirmeniz dileyiğle



Fügen Evren, 13 Şubat 2008 Çarşamba


------------------------------------


Sevgili Aydın Ağabey;



Çok güzel bir site olmuş.Ellerinize sağlık ve teşekkürler. Saygılar.



Ahmet Dikencik, 13 Şubat 2008 Çarşamba


----------------------------------



Aydın Beycigim ,



bir ara sakin bir zamanda fırsat bulup okumak o güzel anlatımız esliginde kahvemi yudumlarken sizinle beraber gecmiste yolculuk yapmak isterim. Simdiden elinize, yureginize ve super hafızanıza saglık. Sevgilerimle



Özlem Şenkoyuncu, 13 Şubat 2008 Çarşamba


-------------------------------


Sevgili Aydın beyciğim merhaba.



Anılara yolculuk'ta İstanbul'un o eski günlerini sanki yeniden yaşıyormuş gibi keyif aldım. Biliyorsun ben GS lı değilim. 1970 Maçka mezunuyum. O yıllarda İstanbul bir başkaydı.



Geçen sene Sirkeci'deki Orient ekspres'te yaptığımız Eski dostlar yemeğine Yenikapıdan Sirkeciye yürüyerek gelmiştik.Bu yürüyüşten büyük keyif almıştım. Eski günleri ya'dederek beraberce yürümüş ve eski günleri anımsamıştık.



Anılara yolculuk için teşekkür eder, iyi çalışmalar dilerim.



Harun Masatoğlu, 13 Şubat 2008 Çarşamba


-------------------------------------


Aydin bey,



henuz tamamini okuyamadim ama okudugum bolumler ve fotograflar cok guzeldi.Elinize saglik. Selamlar



Sevgül Alper, 13 Şubat 2008 Çarşamba


-------------------------------


Ellerine saglik çok guzel olmus



Ali Meriçboyu, 13 Şubat 2008 Çarşamba


---------------------------------



Ben de Aydın abimiz nerelere kayboldu diyordum. meğer yoğun bir çalışma içindeymiş. Blog'unuzu inceledim, çok beğendim. Yorum bile yazdım. Hayırlı olsun blogunuz.



Çok güzel olmuş. Ellerinize, emeğinize sağlık. Ben de sizden gelen mailleri güzelce derleyip, bir directory açıp saklamaya çalışıyordum. Ama böylesi çok daha güzel oldu ve size çok yakıştı. Sevgiler,



Yelda Dürüşken, 13 Şubat 2008 Çarşamba


-------------------------------



Merhaba Aydin bey,



Dun sayfaniza hizli bir bakis attim, simdi biraz daha bakacagim. Cok guzel olmus ellerinize saglik



Oldukca emek harcamissiniz. Harika gorunuyor



Sevil İnci Cankurt, 15 Şubat 2008 Cuma


---------------------------



Nefis bir arşiv..paylaştığınız için teşekkürler..Saygılar..



Ayfer Çırak, 15 Şubat 2008 Cuma


----------------------------------



Sevgili Ataberklerimiz Bu kadar güzel resimleri bulmak eskiyi bizlere yaşatmak breh breh (Bu aferin demektir.)Ben torunlarla Erim babamla meşgul olduğu için of günümde temiz bir nefes oldu.Her ikinizide öpüyoruz ilk fırsatta buluşmak dileğiyle. Nur. Erim dede(artık amca değil.)



Nursal Tarhan, 15 Şubat 2008 Cuma


------------------------------


Ozenle hazirlanmis bir blog...Teknik olarak kusursuz..Her sayfasini dikkatle okumak gerek...Hazirlayanin eline saglik...



Yorumkar, 12 Şubat 2008


--------------------------------------


Aydın Ataberk'in eseri, beni de çok etkiledi.


Ahmet Kuzucu, 26 Subat 2008 salı