Okul günlerimiz, gençlik yıllarındaki anılarımız ...

Merhaba, yazılarımı paylaşabilirsiniz, sonuçta paylaşmak için yazıldılar... Ancak lütfen emeğe saygı gösterin, isimsiz kullanılmalarına müsade etmeyin.

İlginize teşekkür ederim.


Unutulan meslekler: Saraç

Bazı sözcükler, biz hiç farkında olmadan, günlük yaşamımızdan, kullanımımızdan çıkıverirler; uzun bir aradan sonra, bir şekilde yeniden karşımıza çıktıklarında, onlara yabancılaştığımızı, betimledikleri anlamları algılamakta zorlandığımızı farkederiz. «Saraç» da bu sözcüklerden biri. "Saraç kimdir?" dediğinizi duyar gibiyim. «Koşumcu» dersem, pek de ilerlemiş sayılmayız. Koşum ve eyer takımları yapan, satan ustaları çoktan sisler arasında bırakmışızdır.
 
Kaybolmakta olan bu mesleği merak ediyoruz; Bursa'da bu işi yapan sadece 2 usta kaldığını, bunlardan birinin de yalnız tamir işleri ile uğraştığını hayretle, biraz da üzüntüyle öğreniyoruz.
 
 
Saraç (koşumcu) Melih Hızlıkurt, 43 yaşında. 33 yıldır bu işi yapıyor. Mesleği rahmetli babasından devralmış. Atölyesinde tek başına çalışıyor.
 
 
Ağırlıklı olarak, belediyelere yönelik olarak hizmet veriyor. Örneğin şimdilerde Konya Belediyesi için fayton takımları yapıyor, atlara amut hazırlıyor.
 
 
Atölyesinde, geleneksel alet, edavatlar var. «Cilde» (mengene), tabure gibi, üzerine oturularak çalışılan ahşap bir araç.
 
 
Atölyesinde "Singer 45 K" modeli, ayaklı bir dkişi makinası dikkatimizi çekiyor. Oldukça eski olduğu her halinden belli oluyor.
 
 
Singer dikiş makinasının belki boyaları dökülmüş ama ne fark eder; saat gibi tıkır, tıkır çalışıyor. Kimbilir, hangi ustalara hizmet etmiştir!
 
 
Bıçkılar, kerpetenler, çekiçler, deliciler, yuva açıcılar ve daha birçok özel işlevli aletler, her arandıklarında, hep el altındalar.
 
 
«Ayarlı bıçkı» daha çok manda derisi kesmek için kullanılıyor.
 
 
Ayarlı bıçkının yanında, günlük kullanımlar için yarım ay şeklinde el ile kullanılan bıçkılar da var.
 
 
Atın semer bağlantısı için yapılmış özel kayışlara «aşırtma» deniyor.
 
 
Atın göğüslüğü neredeyse bir sanat eseri gibi. Koşum takımlarında, işlevsel özelliklerinin yanında, estetik de öne çıkan unsurlardan.
 
 
Eskişehir Belediyesi'nin, yakın çevre illerin belediyelerinin koşumları da Bursa'da yapılıyor.
 
 
Saraç Melih ustaya özel bir sipariş verebileceğiniz gibi, atölyesinde genel kullanım için hazırlanmış koşumların arasından da seçim yapabilirsiniz.
 
 
Köpekler için özel ağızlıklar da var. Atölyede dikkatimizi çeken bir başka özellik de, koşum takımlarının neredeyse tamamının "deri" den yapılmış olmaları. "Plastik" henüz bu mesleğe el atmamış.
 
 
Atölyede sergilenen kayışların, koşumların renkleri tam bir görsel şölen oluşturuyor.
 
 
Köylerde, köpekleri özellikle domuz saldırısından korumak çok önemli. Bu nedenle, köy yerlerinde, yaylalarında serbest dolaşan köpeklerin tasmaları, düşmanca ısırıklara karşı dikenli, çivili olmalı.
 
 
Her ne kadar, bu atölyede koşum takımları yapılıyorsa da, olası istekleri anında karşılamak için çeşit çeşit nallar da hazır bulunduruluyor.
 
 
Atölyenin en renkli bölümü, hiç şüphesiz, cam boncukların asılı bulunduğu bölüm. Mavi, kırmızı, sarı, beyaz boncukların "albeni"leri o kadar çok ki!
 
 
Çıngıraklar, daha çok büyük baş hayvanlar da kullanılsa da, faytonlarda, çeşitli at arabalarında aksesuar olarak da kullanılabiliyor.
 
 
Atölyenin bir köşesinde, Melih ustanın babası rahmeti Nurettin ustanın fotoğrafı yer alyor. Sanki, Nurettin ustanın gözleri hep "atölyesinin" üzerinde. Babası ile ilgili anılarını sorduğumuzda, ister istemez, Melih ustanın gözleri doluyor.
 
Dakikalar, dakikaları kovalıyor; ayrılık saati gelip çatıyor. Oysa, Melih usta ile konuşmak istediğimiz daha o kadar çok konu var ki!
 
İşinde alıkoymak istemiyoruz. Teşekkür ederek dükkanından ayrılıyoruz; sık sık geleceğimize söz veriyoruz.

Turgutreis pazarı

Yöresel pazarlar bayram yeri gibidir; insana coşku verir. Bölgede günlük yaşam "pazar"a göre şekillenir. Gidilecek saat belirlenir; alınacaklar listesi hazırlanır; birlikte gidileceklerle buluşulur; gelemeyecek olanların siparişleri alınır; pazar yerinin yolu tutulur ....
 
 
Turgutreis pazarı, en güzel yöresel pazarlardan biridir. Hem yerleşik halk için, hem de turistler için mutlaka "gidilesi, görülesi" bir yerdir.
 
 
Hele, pazarı Mayıs ayının içinde bir gün ziyaret ederseniz, taze meyve ve sebzelerin keyfi pek bir güzel olur.
 
 
"Alaca barbun"; barbunya fasulyenin bir çeşidi. Satıcının tanımıyla "Daha lezzetli olur".
 
 
Enginarlar boy boy. Büyük olduklarına aldanıp kartlaşmış olduklarını sakın düşünmeyin. Bu yörenin enginarları her dem taze. İsterseniz ayıklanmış alın; tanesi 1 lira.
 
 
Yeşil fasulye, görünüm olarak, Marmara bölgesinin fasulyesinden biraz farklı; daha yuvarlak, daha bombeli. Tadını ise, yiyenler unutamaz.
 
 
Bu denli bol, bu denli taze, bu denli ucuz, bu denli iştah açıcı deniz börülcesini bir arada görmemiştik.
 
 
Tertemiz, taptaze, dipdiri kuzu ıspanakları sizi bekliyor. İster yemek yapın, ister börek.
 
 
Turgutreis pazarında satıcıların hepsi ama hepsi güler yüzlü. Birçoğu kendi ürünlerini satıyor. Nur yüzlü bir amca, fotoğraf çektiğimizi görünce, kırmızı turp demetini eline alıp bize poz veriyor. Teşekkür ediyoruz.
 
 
Pazarcıların hiçbiri boş oturmuyor; kimi enginar ayıklıyor; kimi pazıları, naneleri demetliyor.
 
 
O meşhur Milas zeytini. İri taneli, diri, etli, kahverengi, lezzetli, şifalı .... Sakladığınız kabın içerisine limon da dilimlerleseniz, tam bir lezzet şöleni!
 
 
Bacım, zeytinlerini bize teker teker tanıtıyor; tattırıyor. O kadar da çok zeytin çeşidi var ki! Her birinin tadına bakıyoruz. Zeytin, bu yörenin en önemli ürünlerinden biri.
 
 
İşte, bakmadan geçemeyeceğiniz bir yöresel lezzet durağı: "Yufkacı ve börekçi". Otlusu, zeytinlisi, peynirlisi, ..... börek deyince aklınıza gelebilen her çeşidi.
 
 
"Milas tepsi böreği". Bol otlu, çökelek peynirli. Tepsi içinde. Nar gibi kızarmış. Lezzeti, diğer böreklerden oldukça farklı. Bir ustamızın dediği gibi "Damak çatlatıyor".
 
 
Bacım o kadar güler yüzlü ki! Adeta biz onun misafiriyiz. Böreğe baktığımızı görünce, hemen bir dilim uzatıyor. "Almak şart değil; afiyete yiyin, tadına bakın" diyor.
 
 
Mantıları da kendi hazırlamış. Onun güler yüzünü görüp de, almamak olmaz. Ne güzel, ne doğal, ne samimi, ne içten insanlarımız var bizim!
 
 
"Dolmayı da ben sardım beyim" diyor. "Sızma zeytinyağlı" ve ekliyor "Yaprak da bahçemden; kendi ellerimle topladım".
 
 
Çikolatalı gözleme! Gözlemenin peynirlisini, otlusunu, patateslisini, kıymalısını görmüştük ama "çikolatalı"sını görmemiştik!
 
 
Lokumcu, özellikle turistlerin ilgi gösterdiği bir köşe. Lokumun limonlusu, şeftalilisi, elmalısı, kavunlusu, güllüsü, karışık meyvelisi, vanilyalısı, antep fıstıklısı ..... var.
 
 
Lokumlarıyla ilgilendiğimizi farkeden güler yüzlü genç satıcı, hemen bir tepsi lokumu bize uzatıyor: "Buyurun beyim, tadına bakın lütfen".
 
 
Bize sunduğu tepsinin içerisinde, bütün lokum çeşitlerinden var. "Çekimeden alın beyim" diyor. Ne kadar cana yakınlar! Memleketimin insanları ne kadar güzel!
 
 
Bir başka köşede "Baharatçı"lar sizi bekliyor. Gül Hatmi mi istersiniz? Bergamut mu istersiniz? Hayat kadar acı Bilecik süs biberi mi istersiniz? Bodrum dağ kekiği mi istersiniz? Sivri kekik mi istersiniz? Yeni mahsul Bursa ıhlamuru mu istersiniz? Melisa çayı mı istersiniz? Zencefil mi istersiniz? Antep'in acı pul biberini mi istersiniz? Saçlarınız için Alman papatyası mı istersiniz? Defne yaprağı mı istersiniz? Karabaş otu mu istersiniz? Ne isterseniz var!
 
 
Otlar; şifalı otlar; cana can katan otlar! Kokuları bütün benliğimizi kaplıyor; bizi bizden alıp, dağlara, kırlara, ovalara götürüyor.
 
 
İsterseniz, biraz daha tazeleri var. Demet demet alıp, çay yapabilirsiniz.
 
 
Pazarın bir köşesinde "Kuru yemişçi"nin tezgahı yol boyunca uzanıyor: Aydın'ın kuru inciri, Ordu'nun çfte kavrulmuş fındığı, Antep fıstığı, kabak çekirdeği, ceviz içi, kabuklu ceviz, dolma fıstığı, .... yağlı boya tablo gibi duruyorlar.
 
 
Satıcı kadın bizi selamlıyor. İşlemeli giysileri, gülen gözleri, içten bir ifadesi var.
 
 
Biraz daha yakından bakıyoruz. Birçok meyvanın kurutulmuşu da tezgahta yer alıyor.
 
 
Kurutulmuş papaya görmek ilgimizi çekiyor. Küreselleşmenin bir sonucu olsa gerek!
 
 
Hemen yanında ise "kurutulmuş domates" var. Her şekilde kullanılabilir. Biraz sızma zeytinyağı, biraz kekik ile olağanüstü bir mezeye dönüşüyor.
 
 
Limonun görüntüsüne sakın aldanmayın; doğal limonlar. Mis gibi kokuyorlar. Reçel yapmak için, bir miktar alıyoruz.
 
 
Satıcı kadınların arasındaki yardımlaşma ise görülmeye değer. Anne-kız tezgahın arkasındalar. Vakit öğleye yaklaşmış. Hava oldukça sıcak. Belli ki anne biraz yorulmuş. Şeker ikramı iyi gelecek.
 
 
Biraz ileride, güler yüzlü iki teyze karşılıklı oturmuşlar; iç bakla ayıklıyorlar. Kınalı elleri ile çok hızlı çalışıyorlar.
 
 
"Kolay gelsin" diyoruz. Selamımızı alıyorlar; bize gülerek karşılık veriyorlar; işlerine devam ediyorlar.
 
 
Yöresel reçellerin görüntüsü muhteşem. Portakal reçeli var; mandalina reçeli var; mandalina marmeladı var; vişne reçeli var; ... saymakla bitmiyor!
 
 
"Aynur hanımın reçelleri" Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı'ndan onaylıymış. Tabelalarını bize onurla gösteriyorlar.
 
 
Aynur hanım, kızı ile birlikte çalışıyor. Bize birlikte poz veriyorlar. Dostlarımıza armağan etmek üzere reçellerinden birkaç kavanoz alıyoruz.
 
 
Kuru sebzelerin görüntüsü ise bir başka güzel. Patlıcanların bir kısmı içi oyulmuş; bir kısmı ise dilimlenmiş olarak kurutulmuş. İçi oyulmuş olanlar, dolma yapmak için.
 
 
Delikanlı bir satıcı, tezgahın arkasında. O kadar güleç yüzlü ki; hemen kanımız kaynıyor. Bir süre sohbet ediyoruz.
 
 
Acı biberler dizi, dizi; salkım salkım. Güveçte fokurdayan kurufasulyenin yanına çok yakışır.
 
 
Bir salkıma ise, kuru sebzeler birlikte dizilmiş; patlıcan, biber, domates, kabak,... Belli ki bunun da özel bir kullanım yeri var.
 
 
Pazar olur da, fideciler, çiçekçiler olmaz mı! Mayıs çiçeklerin görüntüsü, kırları ayağınıza getiriyor. Hangi birini alacağınızı düşünüyorsunuz; hepsini birden almak istiyorsunuz.
 
 
Turgutreis'e gidip de begonvil almadan dönmek olmaz ama bölgenin yöresel çiçeklerine de bir göz atmadan geçmemelisiniz.
 
Pazarın bir de giysi ve kumaş satılan bölümü var. Biz yalnız, meyve ve sebze bölümünü geziyoruz. Diğer bölümü bir başka güne bırakıyoruz.
 
Ülkemiz o kadar güzel ki! Ülkemizin insanları o kadar güzel ki! Ülkemizi ve insanlarımızı çok seviyoruz.
 

Google
 

Sizlerden Gelenler ;

Sevgili Aydın; ağabeyin Mehmet'in Galatasaray Lisesinden sıra arkadaşıydım. Hatırlayacağını zannediyorum. Ayrıca bir de rahmetli Rahmi Ertin ortak dostumuzdu. Damadım ile kızımın sevgili amcaları idi. Uzun yıllar sonra, Mehmet'le buluştuk. İnşallah seninle de görüşürüz. Anılara Yolculuk siten, çocukluk ve ilk gençlik yıllarımdan, hayallerimde bile unutulmuş güzellikleri yeniden yaşamamı sağladı. Eline ve o güzel yüreğine sağlık. Görüşmek dileğiyle. Sevgiler.


Altuğ İşmen, 1 Mart 2010


----------------------------------------------------


Sayın Aydın Ataberk,


Çok çok güzel olmuş ellerinize ve emeklerinize sağlık. Eski bir İhsan Çizakcalı olarak ayrıca şu anda merhum abeyimin de çizakcanın ilk öğrencilerinden olması dolayısıyla eski Bursa'yı ve okulumu, yazılarınızda tekrar yaşamış oldum. Size minnettarlığımı ve şükranlarımı sunar çalışmalarınızda başarılar dilerim.Saygılarımla


Erhan Kurtulan, Elk.Müh., 17 Aralık 2008


-------------------------------------------------------


Sevgili Aydin,



Muhtesem bir eser yaratmissin. Seni kutlarim. Beni Ekvator Gine'sindeki yamyamlarin arasinda aglatmayi basardin. Saatlerce tek tek butun belgelere baktim. Tombul yanaklarindan opuyor ve seni tekrar kutluyorum. Artik bu birikimleri koyacagimiz bir web sitemizin olmasi gerekiyor. Ben de onu organize edeyim. Senin bu muhtesem birikimlerinle cok guzel bir siteye sahip olacagiz. Yakinda www.gsl97.org aramiza katilacak.



Seni sevgiyle kucakliyorum.



Mahmut Melih Kayahan, 9 Aralık 2008


---------------------------------------------------------


Sizlere tesadufen ogrendigim Sn Aydin ATABERK tarafindan hazirlanmis bir site adresi iletiyorum. İzlemeniz tavsiye olunur, harika bir calisma olmus. Ellerine ve yuregine saglik....


Öznur Dere, 24 Eylül 2008


--------------------------------------------------------------Sevgili Aydın bey, anılara yolculuk Blogunuzu inceledim. İnanılmaz bir şey. Ne çok emek var. Ben sizden daha genç :) olduğum için eskiye ait yazı ve görüntülerin bir kısmını özel yaşantımdan hatırladım ama çoğunu da geçmişe olan özel ilgimden dolayı hatırladım. Çok duygulandım. Ne olur bu yaptıklarınızı daha çok insan duysun, sizi daha çok insan tanısın. Sizi tanıyan bir kişi olmak benim için ne şans. Sizi çok seviyorum. Saygılarımla,


Sıdıka Parlak, 24 Eylül 2008


-------------------------------------------------------------Aydin Bey Gunaydin ,



Ellerinize saglik, soyle bir goz atabildim henuz, ilk firsatta satir aralarinda kaybolmak isterim .



Ozellikle benim icin de sizi tanimak cok buyuk bir sans .



Saygilar, Sevgiler,



Sibel Birçiçek, 25 Eylül 2008


-------------------------------------------------------------Sevgili Aydın ağbey,



Bize tekrar muhteşem bir yolculuk yaptırdın güzel anılara.Ellerine sağlık ağbey bize böyle nefis güzellikler yarattığın için.


Sevgiler, saygılar



Sinan Acarel, 25 Eylül 2008


------------------------------------------------------------Sevgili Kardesim Aydin,



Candan tebrikler! Iyi ki boylesine guzel sunulan ve ozlem degeri yuksek anilarini bir gunlukte topladin ve e-postalarda kaybolmamalarini sagladin.



Daha nice 5000'lere! Gerek icerik gerek sunudaki nitelik ilgiyi kendisi yaratiyor. Ne mutlu bizlere, ayni ailedeniz!



Sevgilerle,


Tuncer Ören (1955), 26 Kasım 2008


-------------------------------------------------------------Aydın Bey günaydın



Sizi kutluyorum. Bu azminiz ve paylaşma isteginiz hiç eksilmesin, artsın….



Selamlar



Mustafa GEYVE, 26 Kasım 2008


---------------------------------------------------------------


GÜNAYDINLAR AYDIN ABİCİĞİM; NASILSINIZ?? "ANILARA YOLCULUKTA" DAHA 10 000'Cİ, 50 000'Cİ , 500 000'Cİ ZİYARETÇİLERE ULAŞMANIZ DİLEĞİYLE. BEN BÜTÜN KALBEMLE İNANIYORUMKİ AYDIN ABİMİN KALEMİNİN YALINLIĞI, SADELİĞİYLE ULAŞILABİLİR. YAZILARI OKURKEN DALIP BİR YERLERE GİTMEMEK İMKANSIZ.. SEVGİLER,SAYGILAR


Şükran Durgan, 26 Kasım 2008


---------------------------------------------------------------Sayin Aydin agabey



Boylesine guzel, degerli bir birikimi bir araya getirdiginiz ve bunu hazine degerindeki bir belgesellige donusturdugunuz için sizi kutlarim. Müzik dersini gösteren fotografta, sag basta yer alan muzik ogretmeni, Almanya'da muzik egitimi gormus, oglu da bir donem unlu bir fagotcu olan rahmetli Enver Haraçci hocamizdir. Karli kis gunlerinde, Ortakoy'de okulun onunden denize girer ve esasli bir sekilde yuzerdi.



Grand Cour'da hocalar maçini gosteren fotografin sag tarafinda en bastaki siyah formali adi yazilmamis ogretmen de, Galatasaray Ilkokulu yavrukurtlari baskurtu ve de 1950'li 60'li yillarda Ortakoy'de ogretmenlik yapmis olan Huseyin hoca'dir.



Saygilar, sevgiler



Turgay Tuna 102, 26 Kasım 2008


------------------------------------------------------------Sevgili Aydin Kardesim,



Gercekten bir "online GS müzesi" yaratmisin, eline saglik ve tebrikler !



Ender Enön ( 94 x1962), 26 Kasım 2008


-------------------------------------------------------------Çok güzel, çok sevindim.. Tebrik ederim Aydın Bey.



Çok çok daha fazla kişiye ulaşması dileğiyle. Çünkü gerçekten çok güzel bir çalışma.



Sevgi ve Saygılarımla



Gizem Ertürk, 26 Kasım 2008


------------------------------------------------------------Sayın Aydın Ataberk,


Doğum yerim Bursa anılarına yaptığım gezintide, sizin de benim gibi halamın gelin gittiği konakta kurulan "Özel Yeni Okul"dan mezun olduğunuzu öğrendim. Yalnız ben 1957 mezunuyum.... Ne yazık ki daha sonra kurulan İhsan Çizakça Kolejinin kapandığını öğrendim. Merhum İhsan ve merhume Süheyla Çizakça'nın ruhları şad ve mekanları cennet olsun!Selamlarımla,


Beyza Üntuna, 28 Kasım 2008


Türkiye Cumhuriyeti, Atina-Pire Başkonsolosu


-------------------------------------------------------------



Sevgili Aydın agabey ;


Henuz sadece ıkı bolumu okudum . Ikıncı bolum ozel ılgı alanıma gıren oyuncaklardı . Gecmıse donup o yokluktakı zenginliklerimizi hatirlamak çok güzel . Bir kez daha tesekkür ederim . Bence oyuncak dostu ve oyuncak müzesinin kurucusu sevgili Sunay Akın'la temasa geçip O'nun da sitene ulaşmasini saglarsan çok mutlu olacaktir .Sevgi ile kalin


Bünyat AKIN(104-106 V.S.), 14 Şubat 2008


------------------------------


Degerli Kardeşim



Erol Günaydın ın arkasındaki ben Mehmet Ali ve yanımda Özer Berkay dan tebrikler,selamlar,sevgiler,ellerinize saglık.Özer Berkay ve ben GSLAAG den ayrıldık,resimde gördügünüz oturan GS a hizmet eden üç kardeşimize madalya ve plaket verdik.Tahminen 40 ın üstünde agabeyimiz,okul müdürümüz Meral Mercan ,kıymetlı GS lılar bu madalya ve plaketleri aldılar. Resim o tören sırasında çekildi.



Bilgisayar kullanmada cok acemiyim,ancak daha çok gencim yaşım 73 yavaş yavaş öğreneceğim...



Lütfen gslaag ye girin,orada devrelere girin,gsl55.free.fr dan hatıralara girin 2 sahife Necdet Mahfi Ayral ın kızı Jeyan hanımefendinin bana hediye ettiği üç albüm resim ve efemeraları tetkik edin.Bunlarıda dilerseniz kullanabilirsiniz.



İyi günlerde görüşmek dileklerimle.



M Ali Zeren, 17 Şubat 2008


----------------------------------


Aydin agabey,



Dun gslaag sitesinde, yazilarinizda gezindim. Site harika, yazilariniz enfes, onlari toplanmis ve guzel sunulmus gormek icimi isitti. Hem sitenizin hem yazilarinizin duyurularini tekrar tekrar yapmaliyiz orada. Yapacagiz zaten. Dun bunu dusundum. Ilk olanakta ben de gerekeni yapacagim. (ilk vaktim oldugunda yani, affedin beni bu nedenle)



Saygilarimla.



Gün ARUN 113, 25 Şubat 2008


-----------------------------------



Aydin Bey merhaba


Hazirladiginiz sitenin öncelikle Bursa sayfasini, daha sonra da müzik sayfalarini ve digerlerini inceledim. Paylastigimiz noktalari da gördüm. Böyle bir ise zaman ve emek harcamak, bunlara derlemek takdire sayan. Sizi kutluyor ve tüm günlerinizin bu sekilde verimli olmasini diliyorum. Selamlar.Mustafa GEYVE, 2 Mart 2008


-------------------------------


Sayin Ataberk,



Blogunuz cok hosuma gitti.



22 sene evvel biraktigim dunyanin en guzel sehri Istanbul'u bana tekrar gezdirdiniz.



tesekkur ederim



selam ve saygilarla



David Hasday



New York, 7 Mart 2008


-----------------------------------


Sayın Ataberk,



Biraz önce oğlumun haber vermesiyle sitenize baktım. Elinize sağlık, kutluyorum. Ben de, unutulmuş, unutulmaya yüz tutmuş güzelliklerin arayışı, duyurulması çabasındayım. Blogunuzda sergilediğiniz bilgilere, belgelere kendi genelağ yerimde yer vermek, beni, ziyaretçilerimi pek sevindirecek, mutlu edecek. Bilmem izninizi alabilir miyim?



Bu arada belirteyim, ilgilendiğim konular arasında dilimiz, müzik, yazın, sinema önde geliyor. Sinemayla ilgili bir kitabım (http://www.pandora.com.tr/urun.asp?id=110695 ), araştırma yazılarım, senaryolarım, öykülerim vb. var. Bir göz atabilirseniz, http://www.ilgilik.net/ size bir fikir verebilir sanıyorum.



Başarılarınızın artarak sürmesi dileğiyle selamlarımı, saygılarımı sunuyorum.



İnal Karagözoğlu, 10 Mart 2008


----------------------------------



Aydın Abi,



Tesadüfen



”Anılara Yolculuk”



Bloguna takıldım.



Bir defada keşfedilemez.



Dönüp dönüp bakacağım.



Teşekkürler.



Çok yaşa emi.



Sevgiler,



A.Şeref Türkmenoğlu, 22 Mart 2008


-----------------------------


Emeklerinize saglik, cok guzel olmus. Bir IEL ve ITU mezunu olarak da ayrica gurur duydum:) Saygilarimla,



Aydin Gurel, 23 Nisan 2008


-------------------------


Merhaba Aydın Bey,



Anılarda yolculuk sayfalarında gezinirken çocukluğuma gittim 4-5 yaşlarındaydım ve ilk defa film makinası görüyordum,İstanbul'dan Niyazi Dayı gelmişti ,Seher Nenemin kireç badanalı duvarına bir bez gerildi ve sizin eşinizin ve çocuklarınızın görüntüleriydi izlediklerimiz.Babanız parmaklarımı tutar birşeyler yapar hep eksik sayardı parmaklarımı onu güleryüzlü ve kocaman bir adam olarak hatırlıyorum çocukluğumdan.



Ben kimmiyim? ben Ümit Arıcan'ın küçük kızı Safinaz'ım,her ne kadar hiç tanışmamış olsakta selamlar sevgiler...



Safinaz KAROL, 31 Ekim 2008


-------------------------------



Ağbi bu güzel sayfalarına bakmak saatlerimi aldı. Yapması kim bilir ne kadar zaman ve emek gerektirmiştir.Ailem 1965'de Bursaya taşınmıştı. Abdal Köprüsünün 5-6 ev yakınına. Heryer gibi oralar da artık tanınmaz olmuş. O yıllarda köprü sayfandaki (daha önce görmediğim) o resmine benziyordu gene az çok.Güzel günler...


Murat Kalınyaprak 109, 1 Ekim 2008


------------------------------------



Aydın Bey sitenizi ziyaret ettim ve çok mutlu oldum. Lakin kendi çocukluğunun oyuncaklarını hatırlayıp bunu konu edip bugünün kuşaklarına aktaran maalesefki çok az büyüğümüz var. Yine maalesef ki geçmişe ait belleğimiz, sanki o güzelim oyuncakların yerine geçen modern oyuncaklarla birlikte yitip gitmaktedir.Aydın Bey, ben TRT çocuk televizyonu için eski ("Dedemin Oyuncağı) oyuncaklarımızı konu eden bir programın yapımcısıyım. Televizyonumuz Ekimde yayın hayatına başlayacaktır. Hazırlayacağım programda komuğumuza oyuncakla ilgili malzemeleri hazırlayarak ya da konuğumuzun desteğiyle; onun çocukluğunda yer etmiş bir oyuncağın yapım aşaması anlatımlı olarak gerçekleştirilecektir. Bu konuda önerilerinizi paylaşmanız bizi sevindirecektir. Yapımını bildiğiniz bir oyuncak varsa ve bunu bizimle program çekimiyle paylaşırsanız çok memnun oluruz. Şimdiden desteğiniz ve oyuncaklara olan duyarlılığınız için teşekkür ederiz, saygılar sunarız.


Engin Yıldız, 21 Eylül 2008


---------------------------------


Aydın bey günaydın,



sitenize meraktan hemen buradan bir göz attım. detaylı olarak evden bakacağız tabii. ellerinize ve yüreğinize sağlık diyorum. eski bursa ve istanbul resimleri çok ilgimi çekti. anlatımlarınızı da okuyacağım . tekrar teşekkürler. saygılarımızla,



Cenk Özçelik, 13 Şubat 2008 çarşamba


-------------------------------


Aydin Bey supersiniz !!!! tebrikler.



Ayşe Siner, 13 Şubat 2008 çarşamba


--------------------------------


Cok guzel. Super bir ani derlemesi. Size cok tesekkurler.Sanki o gunleri yasamis gibi hissettim. Sonsuz sevgi ve saygilarimla



Ali Rıza Tuğluk, 13 Şubat 2008 Çarşamba


----------------------------------


Harika bir site tebrikler tebrikler Aydın beyciğim cok yararlı ve enteresan. Bu sitenizinden faydalanabilecek ve memnunlukla takip edecek dostlar var acaba onlara da izninizle adresinizi iletebilirmiyim ?



Sevgiler ve tüm bu güzel şeylerin devamını getirmeniz dileyiğle



Fügen Evren, 13 Şubat 2008 Çarşamba


------------------------------------


Sevgili Aydın Ağabey;



Çok güzel bir site olmuş.Ellerinize sağlık ve teşekkürler. Saygılar.



Ahmet Dikencik, 13 Şubat 2008 Çarşamba


----------------------------------



Aydın Beycigim ,



bir ara sakin bir zamanda fırsat bulup okumak o güzel anlatımız esliginde kahvemi yudumlarken sizinle beraber gecmiste yolculuk yapmak isterim. Simdiden elinize, yureginize ve super hafızanıza saglık. Sevgilerimle



Özlem Şenkoyuncu, 13 Şubat 2008 Çarşamba


-------------------------------


Sevgili Aydın beyciğim merhaba.



Anılara yolculuk'ta İstanbul'un o eski günlerini sanki yeniden yaşıyormuş gibi keyif aldım. Biliyorsun ben GS lı değilim. 1970 Maçka mezunuyum. O yıllarda İstanbul bir başkaydı.



Geçen sene Sirkeci'deki Orient ekspres'te yaptığımız Eski dostlar yemeğine Yenikapıdan Sirkeciye yürüyerek gelmiştik.Bu yürüyüşten büyük keyif almıştım. Eski günleri ya'dederek beraberce yürümüş ve eski günleri anımsamıştık.



Anılara yolculuk için teşekkür eder, iyi çalışmalar dilerim.



Harun Masatoğlu, 13 Şubat 2008 Çarşamba


-------------------------------------


Aydin bey,



henuz tamamini okuyamadim ama okudugum bolumler ve fotograflar cok guzeldi.Elinize saglik. Selamlar



Sevgül Alper, 13 Şubat 2008 Çarşamba


-------------------------------


Ellerine saglik çok guzel olmus



Ali Meriçboyu, 13 Şubat 2008 Çarşamba


---------------------------------



Ben de Aydın abimiz nerelere kayboldu diyordum. meğer yoğun bir çalışma içindeymiş. Blog'unuzu inceledim, çok beğendim. Yorum bile yazdım. Hayırlı olsun blogunuz.



Çok güzel olmuş. Ellerinize, emeğinize sağlık. Ben de sizden gelen mailleri güzelce derleyip, bir directory açıp saklamaya çalışıyordum. Ama böylesi çok daha güzel oldu ve size çok yakıştı. Sevgiler,



Yelda Dürüşken, 13 Şubat 2008 Çarşamba


-------------------------------



Merhaba Aydin bey,



Dun sayfaniza hizli bir bakis attim, simdi biraz daha bakacagim. Cok guzel olmus ellerinize saglik



Oldukca emek harcamissiniz. Harika gorunuyor



Sevil İnci Cankurt, 15 Şubat 2008 Cuma


---------------------------



Nefis bir arşiv..paylaştığınız için teşekkürler..Saygılar..



Ayfer Çırak, 15 Şubat 2008 Cuma


----------------------------------



Sevgili Ataberklerimiz Bu kadar güzel resimleri bulmak eskiyi bizlere yaşatmak breh breh (Bu aferin demektir.)Ben torunlarla Erim babamla meşgul olduğu için of günümde temiz bir nefes oldu.Her ikinizide öpüyoruz ilk fırsatta buluşmak dileğiyle. Nur. Erim dede(artık amca değil.)



Nursal Tarhan, 15 Şubat 2008 Cuma


------------------------------


Ozenle hazirlanmis bir blog...Teknik olarak kusursuz..Her sayfasini dikkatle okumak gerek...Hazirlayanin eline saglik...



Yorumkar, 12 Şubat 2008


--------------------------------------


Aydın Ataberk'in eseri, beni de çok etkiledi.


Ahmet Kuzucu, 26 Subat 2008 salı