Bursa GSL Derneği'nin Mart ayı toplantısı, 4 Mart 2010 perşembe akşamı, saat 19.30'dan itibaren, Gönlüferah otelinin giriş katındaki Seraser salonunda yapıldı.
Mart ayı yemeğine Bursa'dan, İstanbul'dan ve Balıkesir'den ilgi büyük oldu; bu gecede 77 Galatasaraylı, eşleri, çocukları, nişanlıları, konukları bir araya geldi.
Bursa'dan:
Aydın Ataberk, Doğan Yılmazipek, Edip Dikencik, Erol Özer, Gönül - Mete Savacı, Abdullah Dayı ve oğulları Veli Ersin - Cemil Dayı, Üner - Erkut Varal, Selen - Halil Akgül, Cem Akman, Kıvılcım - Erhan Keleşoğlu, Tufan Kaleli, Reyhan - Ergun Hadi Türkay, Mine - Ercan Köne, Çiğdem - Nesimi Uçkunkaya, H. Murat Toplu, Hakan Tandoğdu, Emre Alper, Halim Akbaş, İsmail Rodoplu, Aslı Karakitapoğlu ve konuğu Utkan İlhan, Atakan Tuncer, Naz Atakan ve nişanlısı Can Pamir, Mustafa Şenyıldız, Arsevi - Aykut Birol, Nagehan - Selahattin Özel ve kızları Zeynep Özel, Dilek - Emin Cingil, Alp Geissler, Aydın Gürel, Hüseyin Gürel, Mesut Gençer, Gamze Saygılı - Onur Doğuç, Burak Pastırmacı, Sevgen - Kemal Başaranoğlu, Faruk Özcan, Selen - Baran Ünal, Onur Erginer, Evren Yanak, Engin Maytalman, Yasemin Özen Polat ve 3 yaşındaki kızı Ece Özen, Özge Erin ve konuğu Brice Mannevy, Eren Sözüçetin, Başak Gencer,
ve onur konuğu olarak:
Fransa Bursa Fahri Konsolosu Sayın Mehmet Erbak;
İstanbul'dan:
* Galatasaraylılar Derneği Divan Kurulu ve Disiplin Kurulu Başkanı; Galatasaraylı Abla ve Ağabeyler Grubu Danışma Kurulu üyesi Av. Cevdet Dayıoğlu ağabey (1950 mezunu) ve tanınmış çocuk, gençlik ve seyahat kitapları yazarı eşi Gülten Dayıoğlu hanım;
* Galatasaraylı Abla ve Ağabeyler Grubu (GSLAAG) Organizasyon Komitesi Başkanı Canan Temo ağabey (1950);
* Galatasaraylı Abla ve Ağabeyler Grubu (GSLAAG) Organizasyon Komitesi üyesi ve Galatasaraylılar Derneği Disiplin Kurulu üyesi Edis Adoran (1957) ağabey;
* İstanbul'dan değerli ağabeylerimiz Doğan Sorguç (1950) ve eşi Duran hanım, İlhami Çetin ağabeyimiz (1952) ve eşi Esin hanım (Muvaffak Benderli hocamızın kızı);
* 3 boyutlu fotoğraf sanatçısı Ender Enön ağabey (1962);
* Atilla Yelkencioğlu ağabeyimiz,
* Galatasaraylı Abla ve Ağabeyler Grubu (GSLAAG) Organizasyon Komite üyesi Taner Saka (1955) ağabeyimiz;
Balıkesir'den:
* Tuğrul Çömezoğlu ağabeyimiz (1950); konukları Metin Kangal ve eşi Roswitha hanım.
Bu özel gecenin hazırlıkları, sabahın erken saatlerinden itibaren, birkaç cephede birden başladı. İstanbul'dan katılacak olan 9 konuğumuz, öğlene doğru, özel bir minibüsle yola çıktı. Geleceğini bildirmiş olan Mehmet Kefeli ağabeyimiz (1950), dayısının vefatı nedeniyle seyahatini iptal etti. Mehmet Kefeli ağabeye başsağlığı ve sabırlar diliyoruz.
Hanımlar zaten önceden tanışıyorlardı. Böyle bir gezide, Galatasaraylı eşi iki hanım yanyana oturunca, sohbet koyulaşmaz da ne olur?
Daha il sınırlarına girilmeden, Bursa'daki arkadaşları Memduh Gökçen, Doğan Yılmazipek ve Edip Dikencik ağabeyler, onları beklediklerini bildirdiler. Minibüsün ilk durağı Gökçen Plaza oldu. Bir araya gelen devre arkadaşlarının, Galatasaraylıların sevincini, neşesini görmeliydiniz! 1950 mezunlarının, 60 yıl sonra, yeni sınıfıydı burası. Dostluğun fotografı çekilebilir mi? Söz konusu olanlar, aralarında kurdukları kollektif dostluklarıyla hayretle izlenen 1950 mezunları ise, bu soruya "evet" demeliyiz. Darısı bütün devrelerin başına! Mezun olduktan sonra 60 yılı geride bırakan bu grup, resimde görüldüğü gibi, gerek kendi aralarında, gerek diğer devrelerle uyum ve sevgi içinde iletişim kuruyor; GSLAAG'nin en kalabalık grubu olarak, bu grubun çatısını oluşturuyor. Galatasaraylılığı anlatan ne muhteşem bir tablo!
Hemen, Bursa'nın olmazsa olmazlarından "İskender kebap" söylendi. Sakın bunu paket servis sanmayın; sıcak porselen tabakta sunulan, gerçek İskender kebabının kokusu, bir anda iştahları iyice kabarttı.
Bir araya gelen okul arkadaşları, bir anı fotoğrafıyla bu anı ölümsüzleştirdi.
Gülten Dayıoğlu hanım ise, Bursa'da düzenlenen Kitap Fuarı nedeniyle, bir önceki gün geldi; çok sevdiği çocuklarıyla buluştu. Evdeyken, sadece çocuk okurlarından gelen ortalama 200'ü aşkın e-postayı yanıtlayan Gülten hanım, Fuar'da da, hiçbir soruyu karşılıksız bırakmadı; imza atmaktan eli yorulmadı.
Gönlüferah Otelinde de hummalı bir faaliyet sürüyordu. Seraser salonu, akşam gelecek 80 konuğunu ağırlamak üzere özenli bir şekilde hazırlanıyordu.
Ender Enön, 4 Mart yemeğinin kokteyl bölümünde açacağı 3 boyutlu fotoğraf sergisini düzenlemek üzere, Bursa'ya öğleden sonra geldi; hemen çalışmalarına başladı.
Ender Enön, daha önceden planladığı 20 fotoğraf yerine, gösterilen yoğun ilgi üzerine, otomobilin bagajında, tam "45 adet" 3 boyutlu fotoğraf getirdi.
Salonun girişinde ise, misafirleri, serginin en nadide parçası, özel ışıklandırmalı, "3 boyutlu Galatasaray Lisesi" fotoğrafı karşılayacaktı.
Akşam, yemeğin sonunda, bir de "3 boyutlu slideshow" vardı. Bilgisayarla projeksiyon makinasının ayarı kontrol edildi; ses düzeni test edildi; masanın yeri ayarlandı; kablolar gizlendi. Bütün personel seferber olmuştu.
Saat 19.00'dan itibaren konuklar salona gelmeye başladı. Girişin solunda, 3 boyutlu fotoğraf sergisi, sağında kokteyl bölümü vardı.
Ender Enön, İstanbul'dan 100 adet 3 boyutlu gözlük getirmişti. Fotoğrafların güzel görülebilmesi için, salona, tavan aydınlatmalı spot takviyeleri yapılmıştı. Misafirler, büyük bir ilgiyle sergiyi gezdiler.
Kokteyl bölümünde ise, herkesin yüzü gülüyor; birlikte olmanın mutluluğu yaşanıyordu.
Bu gece için menü de çok özenle seçilmişti. Masalar yiyeceklerle donanmıştı. Sayın Muharrem Yılmaz, her zamanki zerafetiyle, Erhan Keleşoğlu ağabeyimizin aracılığıyla, bu geceye katılan Galatasaraylılara Sütaş ayranları, nefis meyvalı yoğurtları, portakal suları göndermiş, ikram etmişti.
Ağabeyler, eşleri ve Sayın Mehmet Erbak için, protokol masası da 19 kişilik olarak düzenlemişti. İstanbul'dan gelen konuklarla, Bursa'daki devre arkadaşları, okul günlerinde olduğu gibi, yanyanaydı.
Aydın Ataberk, açılış konuşmasında, bütün Galatasaraylılara ve konuklarına "Hoşgeldiniz" dedi; gösterilen ilgi için teşekkür etti. Bugün, Derneğin 411ci toplantısı düzenleniyordu.
Uludağ Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı öğretim üyeliğinden emekli olarak, İstanbul Dünya Göz Hastahanesindeki çalışmalarına başlayan Prof Dr Ali Yücel'e başarılar diledi.
12 Mart, 15 Mart, 17 Mart etkinlikleriyle ilgili bilgi verdi. 14 Nisan çarşamba günü, MAİS'in, Bursa Galatasaray Liseliler Derneği'ne, yeni açılan showroom'larında, 18.00-20.00 saatleri arasında, bir tanıtım programı hazırlıkları içinde olduğunu bildirdi.
20 Mart cumartesi günü, saat 11.30'dan itibaren, İstanbul, Kuruçeşme Divan'ın Kristal Çadırında düzenlenecek Galatasaraylı Abla ve Ağabeyler yemeğine, Gazeteci-Yazar Orhan Karaveli ağabeyin konuşmacı olarak katılacağını açıkladı.
1 Nisan yemeğine Kemal Suman ağabeyin eşi Selva hanımla birlikte katılacağını; 6 Mayıs'ta GSL Buena Vista orkestrasını ve yeni solistleri Pervin Bilginer'i ağırlayacaklarını söyledi. "Bursa'da orkestraya eşlik etmek isteyen arkadaşımız var mı?" sorusuna, Engin Maytalman'ın olumlu yanıtı, heyecan yarattı.
Sıra konukları tanımaya gelmişti.
4 Mart yemeğinde, Fransa Bursa Fahri Konsolosu Sayın Mehmet Erbak da konuk olarak bulunuyordu. Sayın Erbak'ın kızı ve oğlu Galatasaray mezunuydu. Mehmet Erbak, 15 Mart'ta, Fransa İstanbul Başkonsolosu Hervé Magrot'un Bursa'ya geleceğini, bu nedenle, aynı gece, saat 18.30'dan itibaren, Kervansaray oteli salonlarında bir toplantı düzenleyeceğini; Bursa GSL Derneği olarak hepimizin katılımından mutluluk duyacağını söyledi. Şeref defterinde duygularını şöyle dile getirdi:
"Bu güzide GS Liseliler gecesine davet edildiğim için çok gururluyum. Özellikle 2 GS liseli gencin babası olarak burada bulunabilmek beni çok mutlu etmiştir. Bana bu imkanı veren ve Bursalı, İstanbullu, Balıkesirli GS Liselilerle beraber olmamı sağlayan değerli Başkana ve hepinize şükranlarımı sunuyorum. En derin hürmetlerimle. Mehmet H. Erbak"
Sıra Cevdet Dayıoğlu ağabeydeydi:
Cevdet ağabey, az ve öz konuştu; şeref defterine şunları yazdı:
"Çok değerli Galatasaraylı kardeşlerimle birlikte olmaktan dolayı büyük mutluluk duydum. Her ayın ilk perşembe gününde devam eden bu birliktelik, Galatasaraylıların sevgi, saygı ve birlikteliğinin bir göstergesidir. Bu birlikteliğin devamını diler, sevgiler sunarım. (1950) Cevdet Dayıoğlu"
Canan Temo ağabey ve ....
Edis Adoran ağabey, Bursa GSL Derneği yemeğine katılmaktan dolay çok mutlu olduklarını dile getirdiler.
-
Konuşma sırası Doğan Sorguç ağabeye gelmişti:
"Sevgili Bursalı Galatasaraylılar; Eşim Duran ile birlikte geldik, gördük, imrendik! Birliktelik ve mutluluğunuzun daim olması dileklerimizle hepinizi en içten duygularla kucaklıyorum. Prof. Dr. Doğan Sorguç (1950)"
Yeniden kavuştuğumuz Abdullah Dayı ağabeyimiz, İlhami Çetin ağabeyin yakın arkadaşıydı. İlhami Çetin ağabey konuşurken, Abdullah Dayı ağabeyin de yüzü gülüyordu.
"Sevgili Bursalı Galatasaraylı kardeşlerim; Gözden uzak olan, gönülden de uzak olur diyen bir sözümüz vardır. Çok kez doğru olduğuna tanık olmuşuzdur. Fakat bu sözün biz Galatasaraylılar için geçerli olmadığını bu akşam, bu yemekte, hepimiz anlıyoruz. Yalnız uzayda uzaklık değil, zamanda uzaklık da, bizim kardeşlik, dostluk duygularımızı zayıflatmıyor. Ne zaman buluşsak, sanki birbirimizi her gün görüyor gibi sevinçle her anın tadını çıkarmaya çalışırız. Bu düşünceleri ve duyguları en iyi Galatasaraylılar anlar. (1952) İlhami Çetin"
İlhami Çetin (1950) ağabeyin zarif eşi Esin hanım, Muvaffak Benderli hocamızın kızıydı.
"Kıymetli babam Muvaffak Benderli hepinizi ayrı, ayrı, evladı gibi sever, sizlerden içi titreyerek bahsederdi. Ne mutlu bana ki, hiç kimsenin sahip olamadığı kadar çok ağabeye sahibim. Hepinizi çok seviyorum. Esin Benderli Çetin"
Balıkesir'den, dostlarıyla birlikte gelerek, gecemizi onurlandıran Tuğrul Çömezoğlu ağabey de söz alarak, duygu ve düşüncelerini dile getirdi.
"Galatasaraylılarla beraber olmaktan, sonsuz derecede mutluyum. Nice beraberliklere. Balıkesir, Tuğrul Çömezoğlu, Y. müh. Mimar"
"Tuğrul Çömezoğlu, Doğan Yılmazipek, Edip Dikencik ve Cevdet Dayıoğlu'nun konuğu olarak Galatasaray Camiası arasında olmaktan Roswitha ve Metin Kangal olarak mutluyuz. Bursa, Metin ve Roswitha Kangal"
Şimdi söz, Taner Saka ağabeydeydi.
"Tahir Acer'le (1974) ben (Taner Saka, 1955), onun yazıhanesinde (Taksim'de) oturuyoruz. Tahir bana, "Çok esaslı bir bir keşif yaptım. Aydın Ataberk diye bir isim. İki makalesini okudum. Onu mutlaka bizim (GSLAAG) Organizasyon Komitesine almamız gerekir" dedi. "Keşif benden, grubumuzu ona tanıtmak senden" dedi... Kuşun yürürken de kanatlı olduğu anlaşılır yani... İki yıldır, yani o gündür, bu gündür Aydın Ataberk bizim göz bebeğimiz. İstanbul nire, Bursa nire...Taner Saka"
Atilla Yelkencioğlu ağabeyimiz, önce sporcu, sonra "Gol Kralı", sonra da Türk sinemasında başrol oyuncusu oldu; ama hiçbir zaman Galatasaraylı duruşundan ödün vermedi. Çok top koşturmuştu. Zeki Müren ile "Bahçevan" filmini çevirmişti. Vahi Öz ile oynamıştı. Belli başlı bütün başrol oyuncusu aktrislerle oynamış ama kendini kaptırmamış, iki yıllık bir denemeden sonra film piyasasından kendi iradesiyle çekilmişti. İş hayatında önemli meşrubat ve tekstil firmalarında genel müdürlük yapmıştı.
Nesimi Uçkunkaya kardeşimiz de söz alarak, Derneğimizin üyesi, değerli geçmiş dönem Kulüp Başkanımız Özhan Canaydın ağabeyimizin, Galatasaraylılara mesajını ve sevgilerini iletti.
Aramıza ilk defa katılanlar da vardı. Özge Erin iki hafta önce Bursa'da işe başlamıştı. Lakabı "Leylek"di.
Özge Erin'in bir de konuğu vardı; Brice Mannevy. Fransız olduğu için, şu ana kadar yapılan konuşmalardan birşey anlamamıştı. Özge ise, Brice'in konuşmasını "Fransızca'dan Fransızcaya" tercüme etti. Mine Köne hanımın "Doucement, doucement" demesiyle, salon neşeye boğuldu.
Alp Geissler de, Karsan da İnsan Kaynakları Müdürü olarak işe başlamıştı. Aramıza ilk defa katılıyordu. Bursa'da yalnız olmadığını görmek, onu çok mutlu etmişti.
Genç kardeşlerimizden Naz Atacan ve ......
.... Atakan Tuncer, kısa süre önce Oyak-Renault'da işe başlamışlardı. Bursa'da çok yeniydiler.
Konuşmalar, tanışmalar sürerken, bir yandan da yemek devam ediyor; tabakların biri gidip, biri geliyordu.
Aydın Ataberk, Gülten Dayıoğlu hanımı mikrofona davet etti. Gülten hanım, "Sevgili Galatasaraylılar, Galatasaraylı eşleri, müstakbel eşler" diyerek söze başladı. Bir Galatasaraylı eşi olmanın nasıl bir duygu olduğunu özetlemeye çalıştı. Cevdet ağabey ile evlilikleri elli yılı çoktan aşmıştı. İlk günlerle ilgili anıları taptaze duruyordu. Esprilerle süslediği uzun sayılabilecek konuşmasını, konuklar çıt çıkarmadan dinledi. Böylece gençler, bir zamanlar gençlerin gözdesi, evliliklerin ilk durağı olan Cennet Bahçesinin varlığını öğrenmiş oldular.
"Merhaba! Bursa'da yaşayan Galatasaraylı kardeşlerimizle buluşmanın kıvancını yaşadım. Bu buluşmayı sağlayan değerli kardeşimiz Aydın Ataberk ve saygıdeğer dernek yönetim kurulu üyelerinize teşekkür ediyorum. Gülten Dayıoğlu"
Yasemin kardeşimiz, yemeğe, artık 3 yaşına basmış olan kızı Ece ile birlikte gelmişti. Gülten hanım ise "Ece" isimli öykü kitapları yazmıştı. Ece, armağanını alırken çok sevinçliydi.
Selahattin Özel'in kızı Zeynep, 7ci sınıfa gidiyordu. Gülten hanım, orta okul öğrencileri için kaleme aldığı "MO'nun Gizemi - Otran" kitaplarının birinci ve ikinci ciltlerini armağan etti.
Gülten Dayıoğlu'nun, Aydın Ataberk'e de bir armağanı vardı. Yeni kitabı "Yaşadıklarım ve Düşlediklerim - Yetmiş İki kitap, Bir Hayat" kitabının lansmanı, bir önceki gün, Bursa Kitap Fuarında yapılmıştı.
Aydın Ataberk, Gülten Dayıoğlu'na, yoğun programına rağmen geceye katıldıkları için çok teşekkür etti.
Gülten hanımın sarı kırmızı buketini ise, Yönetim Kurulu'nun genç üyesi Hakan Tandoğdu takdim etti.
Katılımcıların arasında bulunan Selahattin Özel'i hoş bir sürpriz bekliyordu. Bugün yaş günüydü. Kıvılcımlar saçan doğum günü pastası geldiğinde, salondan bir alkış yükseldi. Selahattin, çok duygulandı; ne diyeceğini bilemiyordu.
Günün teması "3 boyutlu fotoğraf"tı. Aslen gemi ve makina mühendisi olan Ender Enön, 3 boyutlu fotoğrafçılığı, 4 yıldan beri, bir hobi olarak yapıyordu. İki kompakt makinayı birleştiren düzeneği kendi yapmıştı.
Yemeğin son bölümünde 3 boyutlu ve müzikli slideshow vardı. Ekranda "Lütfen özel gözlüklerinizi takınız" uyarısı belirdi. Işıklar karardı.
Bursa'da, 3 boyutlu fotoğraf gösterisi ilk defa yapılıyordu. Salonda ortaya çıkan görüntü ise, tam anlamıyla görülmeye değerdi.
Gösteriye, konusuna göre müzik de eşlik edince, adeta sahnelerin içine girildi; oralarda "yaşandı". Kısa bir zaman diliminde, Fransa'ya, İtalya'ya, Meksika'ya gidilip, dönüldü.
Ender Enön ağabeyin deneyimlerine göre "seyredenler gülüyorsa, fotoğrafları 3 boyutlu görüyorlar ve keyif alıyorlar" demekti. Salonda herkesin yüzü gülüyordu.
Ender Enön de, Bursa GSL Derneği yemeğinden çok etkilenmişti. Duygularını şöyle dile getirdi:
"Bu herkese örnek toplantıda birden aklımda bir ışık çaktı: GS Liselilerin farkını bu kadar net görebildim, o da şu: 1) Buraya gelen herkes rütbesini, kimliğini, hiyerarşisini terkediyor. Tek kimliğimiz hangi dönemden olduğumuz! 2) Herkes "yaşsız" oluyor, yaş farkı kalmıyor veya herkes 15 yaşında oluyor, buradan çıkınca tekrar o kimlik, yaş elbiselerini tekrar giyiyor. Bundan güzel terapi olabilir mi? İşte bu özelliğin dünyada hiçbir dernek ve kuruluşta olmadığını farkettim hayretle! Bir türlü tarif edemediğim GS'liliği artık anlatabileceğim. Ne mutlu GS liseli olana. Sevgili Aydın kardeşime bu duyguyu yaşama organizasyonları yaptığı için çok teşekkürler. Ender Enön"
Ender ağabeyin buketini, gösteriyi ön sıralardan heyecanla izleyen Gamze Saygılı kardeşimiz takdim etti.
Gün bitmiş ama program henüz bitmemişti. Ertesi gün, 5 Mart cuma günü, İstanbul'dan gelen konuklarımız, sevgili kardeşimiz İsmail Rodoplu'nun rehberliğinde, şehrimizi ve ......
........ Bursa Kent Müzesini gezdi.
Bu fotoğraf, Bursa sokaklarında dolaşan iki Galatasaraylının görüntüsü. İlk bakışta hiçbir fevkaledeliği olmayan bu resim yakından incelenirse, çok şeyler söylüyor. Fotograftaki iki kişiden biri 1952 mezunu İlhami Çetin ağabey, ikincisi ise 1957 mezunu Edis Adoran ağabey. Bu, onların ikinci kez yan yana gelişinin fotoğrafı. İlk toplantıda konuşma fırsatı bile bulamamışlardı. Ağabey Çetin, kardeşi Edis'in koluna girmiş sohbet ederek gidiyorlar. Bu manzarayı başka bir okul örneğinde bulmak mümkün müdür? Keşke olsa!
Diğer yandan, Ender Enön, sabahleyin bütün malzemleriyle Yeşim Tekstil'e gitmiş; yemekhane çıkışında, çalışanlar için bir sergi düzenlemişti. Bu, bir fabrikada düzenlenen ilk 3 boyutlu fotoğraf sergisi oluyordu. Sergiyi, Yeşim Tekstil kreşindeki 5 yaş ve 6 yaş sınıflarının topuca gezmeleri ise, bambaşka duygular yarattı. Çocuklar, fotoğraflardaki simitleri, elmaları almak için ellerini uzatıyorlar ama yakalayamıyorlardı.
Artık, yavaş yavaş, Bursa GSL Derneği'nin 4 Mart 2010 yemeği, unutulmaz anılar arasında yerini almaya başlıyordu.
.jpg)
.JPG)
