Okul günlerimiz, gençlik yıllarındaki anılarımız ...

Merhaba, yazılarımı paylaşabilirsiniz, sonuçta paylaşmak için yazıldılar... Ancak lütfen emeğe saygı gösterin, isimsiz kullanılmalarına müsade etmeyin.

İlginize teşekkür ederim.


Yılın ilk buluşması - Ocak 2009



Galatasaraylı ağabeyler ve ablalar grubu, 2009 yılının ilk sohbetli yemek toplantısını, 10 Ocak cumartesi günü, saat 11.30'dan itibaren, Kuruçeşme Divan'ın Kristal çadırında yaptı. Asağıda bu toplantıdan kısa notlar bulacaksınız.



O cumartesi sabahı için, hazırlıklar çok önceden başlamıştı. GSLAAG Organizasyon Komitesi, 2008 yılının Aralık ayı başından beri, yoğun bir şekilde, bu toplantının ayrıntıları ve hazırlıkları üzerinde çalışıyordu. Salon seçimi, konuşmacılarla iletişim, yiyeceklerin saptanması, toplantı akış programı gibi aşamalar tamamlanmış; sıra konukları ağırlamaya gelmişti.



O gün için, herşey çok ayrıntılı olarak düşünülmüştü. Konukların beğenisine sunulmak üzere promosyonlar hazırlanmış, sarı-kırmızı çiçekler, bayraklar, buketler giriş kapısının yanındaki bir masaya özenle dizilmiş; 136cı dönemden Nesrin Sakarya dağıtım ile görevlendirilmiş; konukların gelişi beklenmeye başlanmıştı.



Kapıdan içeri ilk girenlerden biri, herkesin yakından tanıdığı Hatice Günay'dı. Hatice kardeşimiz, geçtiğimiz günlerde ortopedik bir ameliyat geçirmişti. Ayağa kalkması hala sakıncalıydı. Bütün bunlara rağmen, eşi Taner Günay'ın iterek getirdiği bir tekerlekli sandalye ile gelmesi, Hatice kardeşimizin, Galatasaraylılara gösterdiği saygının ve bu toplantıya verdiği önemin güzel bir göstergesiydi.



Saat 11.30'a yaklaştığında, konuklar yavaş, yavaş gelmeye başladılar. Grubun Başkanı Cevdet Dayıoğlu ve Organizasyon Komitesi üyeleri onları kapıda karşıladı; kokteyl masasına davet etti.



Az sonra, Can Kıraç ve İnan Kıraç kardeşler de geldiler. Kolkola girmişler, manevi olarak birbirlerine destek olmuşlardı. Başkan Cevdet Dayıoğlu, üyelerden Edis Adoran ve Aydın Ataberk ile bir hatıra fotoğrafı çekildi.



Bursa Galatasaray Liseliler Derneği de etkili bir şekilde bu toplantıda temsil ediliyordu. Bu toplantı için Bursa'dan gelen Doğan Yılmazipek, Tufan Kaleli ve Aydın Ataberk kucaklaştılar; hasret giderdiler. Bursa’dan Memduh Gökçen ve Edip Dikencik ağabeylerimiz de az sonra aralarına katılacaktı.



Konukların arasında biri daha vardı ki, onun yeri bambaşkaydı. Garti hocamız ve eşi hemen, protokol masasına alındılar. Garti hocamızın, 93 yaşında olmasına rağmen, öğrencileri ile birlikte bulunma isteği, göz yaşartıcıydı.



10 Ocak 2009 cumartesi toplantısında neredeyse, bütün bölümlerden gelenler olmuştu. Gourmet grubundan Neoray Aji, fotoğraf grubundan Mehmet Önder, Tango ve dans grubundan konuklar, Galatasaray Derneği Müdürü Mine Baş, Galatasaray Üniversitesi Mezunları grubundan Nilay Savu da konuklar arasındaydı. 20ci dönem Muğla Milletvekili, Muğla eski valisi Lale Aytaman hanım, eski vali sıfatıyla değil, Galatasaraylı kardeşimizin eşi sıfatıyla bu toplantıya katılmıştı.

Toplantıda, Neoray Aji'nin Canan Temo ile buluşması ise, ileride ilginç bir anı olarak hatırlanacaktı. Canan Temo, bir süredir, Neoray Aji'yi mail gönderi grubuna dahil etmişti. Neoray, Canan Temo'dan mailler almaya başlamıştı. Birgün dayanamadı, sordu "Canan abla, biz seninle nereden tanışıyoruz ?" Canan Temo'nun bey olduğunu, hem de Galatasaraylı ağabey oldugunu öğrendiğinde iş işten geçmişti. Bu toplantıda, ikilinin arasından su sızmadı.




Saatler 12'yi geçtiğinde, gelen konukların sayısı 120'yi aşmıştı. Özenle hazırlanan masalara yerleşildi. Konukları, o gün, ilginç bir sürpriz bekliyordu. Yemek başlangıcında, Bener Akbaş (1959 mezunu) ve Ender Enön (1962 mezunu) ikilisi,klasik popüler ezgiler çalmaya başladılar. Ender Enön (65 yaş) gitar, Bener Akbaş (70 yaş) akordeon çalıyordu. Bener Akbaş, Barış Manço'nun ilk orkestrasını kuran, Barış Manço ve grubuna müzik öğreten kişiydi. Müzik, Bener ağabeyin "hobi olarak" bir tutkusuydu. Galatasaray Eğitim Vakfı'nın ilk genel sekreterliği ve Tofaş'ta 28 yıl boyunca yaptığı idareciliği sırasında, müzikten hiç kopmamıştı.



Bu sırada da, konuklar, bir yandan müzik dinlemeye, bir yandan da hasret gidermeye başlamışlardı. Osman Tanburacı ve sınıf arkadaşları da konuklar arasındaydı.



Kadehler kah Galatasaray için, kah, dostluk için kalkıyordu.



Genelde, devre arkadaşları aynı masaları paylaşmışlardı. 1958-59'lular, dayanışmaları çok derin olan bir grup olduklarını her yerde gösteriyorlardı.



Hani derler ya, 7'den 70'e kadar herkes vardı diye, bu toplantıda, bu deyimin sınırları da çok genişletilmişti. 8'inden 88'ine kadar, bütün Galatasaraylılar bir araya gelmişti. Mine Baş'ın sevimli kızı Dafne, adeta, toplantının maskotu gibiydi. Nazar değmemesini diliyoruz.



Can Kıraç ve İnan Kıraç'ın masası, en çok ziyaretçi ağırlayan masalardan biriydi. Gelenler, hem saygılarını sunuyor, hem de anı fotoğrafı çektiriyorlardı.



Protokol masasında, Fuat Diriker ağabeyimiz (1939 mezunu) ve Bursa Derneği Başkanı Prof Dr Tufan Kaleli de yer alıyordu. Başkan Cevdet Dayıoğlu ile Hatice Günay, konuklarını bir dakika olsun yalnız bırakmadılar.



Sohbetler, sohbetleri, kadehler, kadehleri izledi. Tabakların biri gitti, biri geldi. O güzelim etler, nasıl bu kadar bu kadar yumuşak, sulu ve lezzeti olur ! Herşey inanılmaz nefisti.



Artık, nefisler biraz köreltilmiş, sıra sohbetlere gelmişti. Bu toplantıda sunuculuğu Aydın Ataberk (1966) üstlenmişti. Sahnede ise, iki koltuk, misafirlerini ağırlamak üzere bekliyordu. Sunucu, tüm Türkiye'ye ve Galatasaray camiasina, güzel bir 2009 yılı diledi. Grubumuzun değerli ağabeylerinden Taner Saka'nın, kısa bir süre önce, bir rahatsızlık geçirdiğini, ama şimdi, iyi haberlerin alınmakta olduğunu bildirdi. Acil şifalar diledi. Aramızda olan Burak Özkan'ın (98 mezunu) "Soğuk enginar çayı" üretimi yaptığını, toplantının sonuna doğru, isteyen herkese, soğuk enginar çayı dağıtılacağını açıkladı. Grubun Başkanı Cevdet Dayıoğlu'nu kürsüye davet etti.



Cevdet Dayıoğlu, "Hoşgeldiniz" konuşmasının ardından ilginç bir açıklamada bulundu. İnan Kıraç, GSLAAG'nin isim babalarından biriydi. Topluluk önce, GSLAG (Galatasaraylı Ağabeyler Grubu) olarak kurulmuş, İnan Kıraç'ın, artık bayanların oranının da önemli bir artış gösterdiği konusuna dikkat çekmesi üzerine, topluluk adını GSLAAG (Galatasaraylı Ağabeyler ve Ablalar Grubu) olarak değiştirmişti.



Sunucu, salondaki katılımcıları tanıtırken, Mösyö Garti hocamızın da aramızda olduğunu bildirdiğinde, masalardan yükselen alkışların arkası kesilmedi.



Mösyö Garti, olduğu yerde ayağa kalkarak, duygulu bir konuşma yaptı. İşin en ilginç yanı ise, mösyö Garti'nin konuşmasını Türkçe yapmasıydı. Hatta, fransızca sorulan sorulara bile Türkçe yanıtlar verdi. Eski öğrenciler, bir yandan gülerek hocalarını dinliyorlar, bir yandan da birbirlerine "Acaba şimdi, şu saatte, yazılı yapar mı dersin?" diye sormadan edemiyorlardı.



Bursa Galatasaray Liseliler Derneği Başkanı Tufan Kaleli, eli boş gelmemişti. Derneğin bayrağını, flamasını Cevdet Dayıoğlu'na armağan etti; rozetini yakasına taktı.



Konuklar arasında bulunan Doğan Yılmazipek ağabeyimiz ise, Bursa Derneği'nin "Kurucu Başkanı"ydı. Alkışlar arasında, sahneye davet edilerek, unutulmaz bir ekip oluşturuldu.



Artık bu toplantılarda, "En genç mezunun, en kıdemli mezuna saygılarını sunması" bir gelenek haline gelmişti. 10 Ocak toplantısında, bu gelenek bozulmadı. Sunucu, en genç mezunu sahneye davet etti.



136cı dönem mezunu Nesrin Sakarya, 2004 yılında mezun olmuştu; daha gencecikti; sadece 23 yaşındaydı; ablalarının, ağabeylerinin arasında bulunmaktan büyük gurur duyuyordu.



Nesrin Sakarya, salonda bulunan en kıdemli mezunumuz Fuat Diriker ağabeyin yanına gitti. Elini öptü. Fuat ağabeyimiz de genç mezunun yanaklarından öptü.



Fuat ağabeyimiz 88 yaşındaydı; 1939 yılında mezun olmuştu. İki Galatasaraylının arasında, tam 65 yıl mezuniyet farkı vardı. Sağlığının her daim yerinde olmasını diliyoruz.



Galatasaray Derneği Müdürü (1987 mezunu) Mine Baş da söz alarak Dernek faaliyetleri hakkında bilgiler aktardı. 11 Ocak pazar akşamı yapılacak "Pasaj" toplantısına herkesi davet etti.



Nihahet sıra, merakla beklenen Kıraç kardeşlerin sohbetine gelmişti. Sunucu, değerli konuşmacıların kısa hayat öykülerini aktardı. Can Kıraç, 1927 yılında, Ankara'nın Etimesut semtinde, şimdiki adı Atatürk Orman Çiftliği olan topraklar üzerinde meydana geldi. Babası Ali Numan Kıraç, o yıllarda, Gazi çiftliğinde görev yapıyordu. "Can" ismini Mustafa Kemal Paşa verdi. Soyadları da Atatürk tarafından verildi. Babası, Eskişehir'de "kuru ziraat" çalışmaları yapıyordu. Türkiye'nin ilk Ziraat Mühendisiydi. Can Kıraç, 1946 yılında Galatasaray Lisesini, 1950 yılında, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesini bitirdi. Aynı yıl, 1950'de, Ankara'da Koç Ticaret Ltd Şti Otomobilcilik şubesinde, Bernard Nahum'un çırağı olarak çalışma hayatına atıldı. 1991 yılında, 41 yıllık profesyonellikten sonra, ikinci baharına adım attı. Emekli olduğunda, Koç Holding İdare Komitesi Başkanıydı.

Can Kıraç'ın ağzından bal akıyordu. Anılarını, kardeşi dahil, herkes gülümseyerek dinliyor, konuşması, coğu zaman alkışlarla kesiliyordu. İki kardeşin benzerliklerinden dolayı, başlarına gelmeyen kalmamıştı.




Sohbet sırası İnan Kıraç'a gelmişti. İnan Kıraç, 1937 yılında Eskişehir'de doğdu. 1956'da Galatasaray Lisesini bitirdi. Londra'da City College of Business'te okudu. 2003'te Koç Holding A.Ş.'nin Yönetim Kurulu üyesiydi. İnan Kıraç, Galatasaray Eğitim Vakfının kurucusu ve Başkanı olarak, Galatasaray Lisesi'nin gelişmesi, Galatasaray Ortaokulu'nun açılması, 1992'de Galatasaray Üniversitesi'nin kurulması, Türk-Fransız ilişkilerinde üstlendiği önemli rol nedeniyle, Fransa Cumhuriyeti Devlet Başkanı tarafından, 14 Aralık 1997 tarihinde, Legion d'Honneur nişanının "officier" rütbesine layık bulundu.

İnan Kıraç yaptığı konuşmada, Galatasaray Eğitim Kurumları hakkında ayrıntılı bilgi verdi; globalleşmenin artık yavaş, yavaş yok olmaya başladığını anlattı; yaşanmakta olan krizi değişik yönleriyle yorumladı ve bugün tüm Türklerin ve tüm Galatasaraylıların birlik ve beraberlik içinde olmaları gereğinin önemini vurguladı.




Konuşmanın sonunda, Kıraç kardeşler, dakikalarca alkışlandı. İki gencimiz, özenle hazırlanmış buketler takdim ettiler. Buketlerden birinde sarı, diğerinde kırmızı güller vardı. Zaten iki kardeş, hiç ayrılmazlardı. Böylece, sarı-kırmızı renkler de her zaman beraber olacaklardı.

Sunucu, sahneye çıkarak, İnan Kıraç'ın "birlik ve beraberlik içinde" olma sözünü tekrarladı. Aslında, Galatasaraylıların her zaman birlik ve beraberlik içinde olduklarını söyledi. Bunu, göstermenin şu andan daha güzel zamanı olamazdı. Salonda bulunan herkesin, oturduğu yerde elele tutuşmasını rica etti. Birdenbire, 120'yi aşkın Galatasaraylı tek vücut oluvermişti.




Hiç zaman kaybetmeden, sahnedekiler de elele tutuşuverdiler. Kıraç kardeşlerin keyfine diyecek yoktu. Çok duygulu anlar yaşanıyordu. Sevgi, dostluk, güç zinciri oluşturulmuştu.



Sunucu, konuşmasına devam ediyordu. Şimdi de, herkesin ayağa kalkmasını, ellerini havaya kaldırmasını istiyordu. İlk olarak, sahnedekiler, birbirlerinden hiç ayırmadan ellerini havaya kaldırdılar.



Gencinden yaşlısına, tekerlekli iskemlelisinden, fransız hocasına kadar, bütün herkes ellerini birleştirmiş, havaya kaldırmıştı. Herkesin tüyleri diken, diken olmuştu. Bu anı yaşayanlar, hissettikleri duyguları, ömürlerinin sonuna kadar unutamayacaklardı. Cevdet Dayıoğlu'da gülüyordu, duygulanmıştı. Islıklar, alkışlar başladı; Kristal Çadır'ın bütün pencereleri inliyordu.



Galatasaraylı ağabeylerin ve ablaların, 10 Ocak 2009 sohbetli yemek toplantısı bitmiş ama, son sahneler, zamanla hafif sisler arasında kalacak olsalar da, unutulmaz anılar arasında yerini almıştı.


Google
 

Sizlerden Gelenler ;

Sevgili Aydın; ağabeyin Mehmet'in Galatasaray Lisesinden sıra arkadaşıydım. Hatırlayacağını zannediyorum. Ayrıca bir de rahmetli Rahmi Ertin ortak dostumuzdu. Damadım ile kızımın sevgili amcaları idi. Uzun yıllar sonra, Mehmet'le buluştuk. İnşallah seninle de görüşürüz. Anılara Yolculuk siten, çocukluk ve ilk gençlik yıllarımdan, hayallerimde bile unutulmuş güzellikleri yeniden yaşamamı sağladı. Eline ve o güzel yüreğine sağlık. Görüşmek dileğiyle. Sevgiler.


Altuğ İşmen, 1 Mart 2010


----------------------------------------------------


Sayın Aydın Ataberk,


Çok çok güzel olmuş ellerinize ve emeklerinize sağlık. Eski bir İhsan Çizakcalı olarak ayrıca şu anda merhum abeyimin de çizakcanın ilk öğrencilerinden olması dolayısıyla eski Bursa'yı ve okulumu, yazılarınızda tekrar yaşamış oldum. Size minnettarlığımı ve şükranlarımı sunar çalışmalarınızda başarılar dilerim.Saygılarımla


Erhan Kurtulan, Elk.Müh., 17 Aralık 2008


-------------------------------------------------------


Sevgili Aydin,



Muhtesem bir eser yaratmissin. Seni kutlarim. Beni Ekvator Gine'sindeki yamyamlarin arasinda aglatmayi basardin. Saatlerce tek tek butun belgelere baktim. Tombul yanaklarindan opuyor ve seni tekrar kutluyorum. Artik bu birikimleri koyacagimiz bir web sitemizin olmasi gerekiyor. Ben de onu organize edeyim. Senin bu muhtesem birikimlerinle cok guzel bir siteye sahip olacagiz. Yakinda www.gsl97.org aramiza katilacak.



Seni sevgiyle kucakliyorum.



Mahmut Melih Kayahan, 9 Aralık 2008


---------------------------------------------------------


Sizlere tesadufen ogrendigim Sn Aydin ATABERK tarafindan hazirlanmis bir site adresi iletiyorum. İzlemeniz tavsiye olunur, harika bir calisma olmus. Ellerine ve yuregine saglik....


Öznur Dere, 24 Eylül 2008


--------------------------------------------------------------Sevgili Aydın bey, anılara yolculuk Blogunuzu inceledim. İnanılmaz bir şey. Ne çok emek var. Ben sizden daha genç :) olduğum için eskiye ait yazı ve görüntülerin bir kısmını özel yaşantımdan hatırladım ama çoğunu da geçmişe olan özel ilgimden dolayı hatırladım. Çok duygulandım. Ne olur bu yaptıklarınızı daha çok insan duysun, sizi daha çok insan tanısın. Sizi tanıyan bir kişi olmak benim için ne şans. Sizi çok seviyorum. Saygılarımla,


Sıdıka Parlak, 24 Eylül 2008


-------------------------------------------------------------Aydin Bey Gunaydin ,



Ellerinize saglik, soyle bir goz atabildim henuz, ilk firsatta satir aralarinda kaybolmak isterim .



Ozellikle benim icin de sizi tanimak cok buyuk bir sans .



Saygilar, Sevgiler,



Sibel Birçiçek, 25 Eylül 2008


-------------------------------------------------------------Sevgili Aydın ağbey,



Bize tekrar muhteşem bir yolculuk yaptırdın güzel anılara.Ellerine sağlık ağbey bize böyle nefis güzellikler yarattığın için.


Sevgiler, saygılar



Sinan Acarel, 25 Eylül 2008


------------------------------------------------------------Sevgili Kardesim Aydin,



Candan tebrikler! Iyi ki boylesine guzel sunulan ve ozlem degeri yuksek anilarini bir gunlukte topladin ve e-postalarda kaybolmamalarini sagladin.



Daha nice 5000'lere! Gerek icerik gerek sunudaki nitelik ilgiyi kendisi yaratiyor. Ne mutlu bizlere, ayni ailedeniz!



Sevgilerle,


Tuncer Ören (1955), 26 Kasım 2008


-------------------------------------------------------------Aydın Bey günaydın



Sizi kutluyorum. Bu azminiz ve paylaşma isteginiz hiç eksilmesin, artsın….



Selamlar



Mustafa GEYVE, 26 Kasım 2008


---------------------------------------------------------------


GÜNAYDINLAR AYDIN ABİCİĞİM; NASILSINIZ?? "ANILARA YOLCULUKTA" DAHA 10 000'Cİ, 50 000'Cİ , 500 000'Cİ ZİYARETÇİLERE ULAŞMANIZ DİLEĞİYLE. BEN BÜTÜN KALBEMLE İNANIYORUMKİ AYDIN ABİMİN KALEMİNİN YALINLIĞI, SADELİĞİYLE ULAŞILABİLİR. YAZILARI OKURKEN DALIP BİR YERLERE GİTMEMEK İMKANSIZ.. SEVGİLER,SAYGILAR


Şükran Durgan, 26 Kasım 2008


---------------------------------------------------------------Sayin Aydin agabey



Boylesine guzel, degerli bir birikimi bir araya getirdiginiz ve bunu hazine degerindeki bir belgesellige donusturdugunuz için sizi kutlarim. Müzik dersini gösteren fotografta, sag basta yer alan muzik ogretmeni, Almanya'da muzik egitimi gormus, oglu da bir donem unlu bir fagotcu olan rahmetli Enver Haraçci hocamizdir. Karli kis gunlerinde, Ortakoy'de okulun onunden denize girer ve esasli bir sekilde yuzerdi.



Grand Cour'da hocalar maçini gosteren fotografin sag tarafinda en bastaki siyah formali adi yazilmamis ogretmen de, Galatasaray Ilkokulu yavrukurtlari baskurtu ve de 1950'li 60'li yillarda Ortakoy'de ogretmenlik yapmis olan Huseyin hoca'dir.



Saygilar, sevgiler



Turgay Tuna 102, 26 Kasım 2008


------------------------------------------------------------Sevgili Aydin Kardesim,



Gercekten bir "online GS müzesi" yaratmisin, eline saglik ve tebrikler !



Ender Enön ( 94 x1962), 26 Kasım 2008


-------------------------------------------------------------Çok güzel, çok sevindim.. Tebrik ederim Aydın Bey.



Çok çok daha fazla kişiye ulaşması dileğiyle. Çünkü gerçekten çok güzel bir çalışma.



Sevgi ve Saygılarımla



Gizem Ertürk, 26 Kasım 2008


------------------------------------------------------------Sayın Aydın Ataberk,


Doğum yerim Bursa anılarına yaptığım gezintide, sizin de benim gibi halamın gelin gittiği konakta kurulan "Özel Yeni Okul"dan mezun olduğunuzu öğrendim. Yalnız ben 1957 mezunuyum.... Ne yazık ki daha sonra kurulan İhsan Çizakça Kolejinin kapandığını öğrendim. Merhum İhsan ve merhume Süheyla Çizakça'nın ruhları şad ve mekanları cennet olsun!Selamlarımla,


Beyza Üntuna, 28 Kasım 2008


Türkiye Cumhuriyeti, Atina-Pire Başkonsolosu


-------------------------------------------------------------



Sevgili Aydın agabey ;


Henuz sadece ıkı bolumu okudum . Ikıncı bolum ozel ılgı alanıma gıren oyuncaklardı . Gecmıse donup o yokluktakı zenginliklerimizi hatirlamak çok güzel . Bir kez daha tesekkür ederim . Bence oyuncak dostu ve oyuncak müzesinin kurucusu sevgili Sunay Akın'la temasa geçip O'nun da sitene ulaşmasini saglarsan çok mutlu olacaktir .Sevgi ile kalin


Bünyat AKIN(104-106 V.S.), 14 Şubat 2008


------------------------------


Degerli Kardeşim



Erol Günaydın ın arkasındaki ben Mehmet Ali ve yanımda Özer Berkay dan tebrikler,selamlar,sevgiler,ellerinize saglık.Özer Berkay ve ben GSLAAG den ayrıldık,resimde gördügünüz oturan GS a hizmet eden üç kardeşimize madalya ve plaket verdik.Tahminen 40 ın üstünde agabeyimiz,okul müdürümüz Meral Mercan ,kıymetlı GS lılar bu madalya ve plaketleri aldılar. Resim o tören sırasında çekildi.



Bilgisayar kullanmada cok acemiyim,ancak daha çok gencim yaşım 73 yavaş yavaş öğreneceğim...



Lütfen gslaag ye girin,orada devrelere girin,gsl55.free.fr dan hatıralara girin 2 sahife Necdet Mahfi Ayral ın kızı Jeyan hanımefendinin bana hediye ettiği üç albüm resim ve efemeraları tetkik edin.Bunlarıda dilerseniz kullanabilirsiniz.



İyi günlerde görüşmek dileklerimle.



M Ali Zeren, 17 Şubat 2008


----------------------------------


Aydin agabey,



Dun gslaag sitesinde, yazilarinizda gezindim. Site harika, yazilariniz enfes, onlari toplanmis ve guzel sunulmus gormek icimi isitti. Hem sitenizin hem yazilarinizin duyurularini tekrar tekrar yapmaliyiz orada. Yapacagiz zaten. Dun bunu dusundum. Ilk olanakta ben de gerekeni yapacagim. (ilk vaktim oldugunda yani, affedin beni bu nedenle)



Saygilarimla.



Gün ARUN 113, 25 Şubat 2008


-----------------------------------



Aydin Bey merhaba


Hazirladiginiz sitenin öncelikle Bursa sayfasini, daha sonra da müzik sayfalarini ve digerlerini inceledim. Paylastigimiz noktalari da gördüm. Böyle bir ise zaman ve emek harcamak, bunlara derlemek takdire sayan. Sizi kutluyor ve tüm günlerinizin bu sekilde verimli olmasini diliyorum. Selamlar.Mustafa GEYVE, 2 Mart 2008


-------------------------------


Sayin Ataberk,



Blogunuz cok hosuma gitti.



22 sene evvel biraktigim dunyanin en guzel sehri Istanbul'u bana tekrar gezdirdiniz.



tesekkur ederim



selam ve saygilarla



David Hasday



New York, 7 Mart 2008


-----------------------------------


Sayın Ataberk,



Biraz önce oğlumun haber vermesiyle sitenize baktım. Elinize sağlık, kutluyorum. Ben de, unutulmuş, unutulmaya yüz tutmuş güzelliklerin arayışı, duyurulması çabasındayım. Blogunuzda sergilediğiniz bilgilere, belgelere kendi genelağ yerimde yer vermek, beni, ziyaretçilerimi pek sevindirecek, mutlu edecek. Bilmem izninizi alabilir miyim?



Bu arada belirteyim, ilgilendiğim konular arasında dilimiz, müzik, yazın, sinema önde geliyor. Sinemayla ilgili bir kitabım (http://www.pandora.com.tr/urun.asp?id=110695 ), araştırma yazılarım, senaryolarım, öykülerim vb. var. Bir göz atabilirseniz, http://www.ilgilik.net/ size bir fikir verebilir sanıyorum.



Başarılarınızın artarak sürmesi dileğiyle selamlarımı, saygılarımı sunuyorum.



İnal Karagözoğlu, 10 Mart 2008


----------------------------------



Aydın Abi,



Tesadüfen



”Anılara Yolculuk”



Bloguna takıldım.



Bir defada keşfedilemez.



Dönüp dönüp bakacağım.



Teşekkürler.



Çok yaşa emi.



Sevgiler,



A.Şeref Türkmenoğlu, 22 Mart 2008


-----------------------------


Emeklerinize saglik, cok guzel olmus. Bir IEL ve ITU mezunu olarak da ayrica gurur duydum:) Saygilarimla,



Aydin Gurel, 23 Nisan 2008


-------------------------


Merhaba Aydın Bey,



Anılarda yolculuk sayfalarında gezinirken çocukluğuma gittim 4-5 yaşlarındaydım ve ilk defa film makinası görüyordum,İstanbul'dan Niyazi Dayı gelmişti ,Seher Nenemin kireç badanalı duvarına bir bez gerildi ve sizin eşinizin ve çocuklarınızın görüntüleriydi izlediklerimiz.Babanız parmaklarımı tutar birşeyler yapar hep eksik sayardı parmaklarımı onu güleryüzlü ve kocaman bir adam olarak hatırlıyorum çocukluğumdan.



Ben kimmiyim? ben Ümit Arıcan'ın küçük kızı Safinaz'ım,her ne kadar hiç tanışmamış olsakta selamlar sevgiler...



Safinaz KAROL, 31 Ekim 2008


-------------------------------



Ağbi bu güzel sayfalarına bakmak saatlerimi aldı. Yapması kim bilir ne kadar zaman ve emek gerektirmiştir.Ailem 1965'de Bursaya taşınmıştı. Abdal Köprüsünün 5-6 ev yakınına. Heryer gibi oralar da artık tanınmaz olmuş. O yıllarda köprü sayfandaki (daha önce görmediğim) o resmine benziyordu gene az çok.Güzel günler...


Murat Kalınyaprak 109, 1 Ekim 2008


------------------------------------



Aydın Bey sitenizi ziyaret ettim ve çok mutlu oldum. Lakin kendi çocukluğunun oyuncaklarını hatırlayıp bunu konu edip bugünün kuşaklarına aktaran maalesefki çok az büyüğümüz var. Yine maalesef ki geçmişe ait belleğimiz, sanki o güzelim oyuncakların yerine geçen modern oyuncaklarla birlikte yitip gitmaktedir.Aydın Bey, ben TRT çocuk televizyonu için eski ("Dedemin Oyuncağı) oyuncaklarımızı konu eden bir programın yapımcısıyım. Televizyonumuz Ekimde yayın hayatına başlayacaktır. Hazırlayacağım programda komuğumuza oyuncakla ilgili malzemeleri hazırlayarak ya da konuğumuzun desteğiyle; onun çocukluğunda yer etmiş bir oyuncağın yapım aşaması anlatımlı olarak gerçekleştirilecektir. Bu konuda önerilerinizi paylaşmanız bizi sevindirecektir. Yapımını bildiğiniz bir oyuncak varsa ve bunu bizimle program çekimiyle paylaşırsanız çok memnun oluruz. Şimdiden desteğiniz ve oyuncaklara olan duyarlılığınız için teşekkür ederiz, saygılar sunarız.


Engin Yıldız, 21 Eylül 2008


---------------------------------


Aydın bey günaydın,



sitenize meraktan hemen buradan bir göz attım. detaylı olarak evden bakacağız tabii. ellerinize ve yüreğinize sağlık diyorum. eski bursa ve istanbul resimleri çok ilgimi çekti. anlatımlarınızı da okuyacağım . tekrar teşekkürler. saygılarımızla,



Cenk Özçelik, 13 Şubat 2008 çarşamba


-------------------------------


Aydin Bey supersiniz !!!! tebrikler.



Ayşe Siner, 13 Şubat 2008 çarşamba


--------------------------------


Cok guzel. Super bir ani derlemesi. Size cok tesekkurler.Sanki o gunleri yasamis gibi hissettim. Sonsuz sevgi ve saygilarimla



Ali Rıza Tuğluk, 13 Şubat 2008 Çarşamba


----------------------------------


Harika bir site tebrikler tebrikler Aydın beyciğim cok yararlı ve enteresan. Bu sitenizinden faydalanabilecek ve memnunlukla takip edecek dostlar var acaba onlara da izninizle adresinizi iletebilirmiyim ?



Sevgiler ve tüm bu güzel şeylerin devamını getirmeniz dileyiğle



Fügen Evren, 13 Şubat 2008 Çarşamba


------------------------------------


Sevgili Aydın Ağabey;



Çok güzel bir site olmuş.Ellerinize sağlık ve teşekkürler. Saygılar.



Ahmet Dikencik, 13 Şubat 2008 Çarşamba


----------------------------------



Aydın Beycigim ,



bir ara sakin bir zamanda fırsat bulup okumak o güzel anlatımız esliginde kahvemi yudumlarken sizinle beraber gecmiste yolculuk yapmak isterim. Simdiden elinize, yureginize ve super hafızanıza saglık. Sevgilerimle



Özlem Şenkoyuncu, 13 Şubat 2008 Çarşamba


-------------------------------


Sevgili Aydın beyciğim merhaba.



Anılara yolculuk'ta İstanbul'un o eski günlerini sanki yeniden yaşıyormuş gibi keyif aldım. Biliyorsun ben GS lı değilim. 1970 Maçka mezunuyum. O yıllarda İstanbul bir başkaydı.



Geçen sene Sirkeci'deki Orient ekspres'te yaptığımız Eski dostlar yemeğine Yenikapıdan Sirkeciye yürüyerek gelmiştik.Bu yürüyüşten büyük keyif almıştım. Eski günleri ya'dederek beraberce yürümüş ve eski günleri anımsamıştık.



Anılara yolculuk için teşekkür eder, iyi çalışmalar dilerim.



Harun Masatoğlu, 13 Şubat 2008 Çarşamba


-------------------------------------


Aydin bey,



henuz tamamini okuyamadim ama okudugum bolumler ve fotograflar cok guzeldi.Elinize saglik. Selamlar



Sevgül Alper, 13 Şubat 2008 Çarşamba


-------------------------------


Ellerine saglik çok guzel olmus



Ali Meriçboyu, 13 Şubat 2008 Çarşamba


---------------------------------



Ben de Aydın abimiz nerelere kayboldu diyordum. meğer yoğun bir çalışma içindeymiş. Blog'unuzu inceledim, çok beğendim. Yorum bile yazdım. Hayırlı olsun blogunuz.



Çok güzel olmuş. Ellerinize, emeğinize sağlık. Ben de sizden gelen mailleri güzelce derleyip, bir directory açıp saklamaya çalışıyordum. Ama böylesi çok daha güzel oldu ve size çok yakıştı. Sevgiler,



Yelda Dürüşken, 13 Şubat 2008 Çarşamba


-------------------------------



Merhaba Aydin bey,



Dun sayfaniza hizli bir bakis attim, simdi biraz daha bakacagim. Cok guzel olmus ellerinize saglik



Oldukca emek harcamissiniz. Harika gorunuyor



Sevil İnci Cankurt, 15 Şubat 2008 Cuma


---------------------------



Nefis bir arşiv..paylaştığınız için teşekkürler..Saygılar..



Ayfer Çırak, 15 Şubat 2008 Cuma


----------------------------------



Sevgili Ataberklerimiz Bu kadar güzel resimleri bulmak eskiyi bizlere yaşatmak breh breh (Bu aferin demektir.)Ben torunlarla Erim babamla meşgul olduğu için of günümde temiz bir nefes oldu.Her ikinizide öpüyoruz ilk fırsatta buluşmak dileğiyle. Nur. Erim dede(artık amca değil.)



Nursal Tarhan, 15 Şubat 2008 Cuma


------------------------------


Ozenle hazirlanmis bir blog...Teknik olarak kusursuz..Her sayfasini dikkatle okumak gerek...Hazirlayanin eline saglik...



Yorumkar, 12 Şubat 2008


--------------------------------------


Aydın Ataberk'in eseri, beni de çok etkiledi.


Ahmet Kuzucu, 26 Subat 2008 salı